ASKON Mersin Şube Başkanı Hasan Arslan, Zirvedekiler Dergisi’ne yaptığı özel açıklamada Mersin’in ekonomik, sosyal ve mekânsal potansiyelinin bütüncül bir kalkınma planı çerçevesinde ele alınması halinde önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin önde gelen üretim ve lojistik merkezlerinden biri haline gelebileceğini söyledi. Arslan, kentin güçlü sektörlerinin birbirini tamamlayan bir stratejiyle yönetilmesinin sürdürülebilir büyüme açısından kritik olduğuna dikkat çekti.

Stratejik Konum ve Lojistik Gücü

Mersin’in Akdeniz’e açılan limanı, serbest bölgesi ve gelişmiş karayolu-demiryolu bağlantılarıyla doğal bir lojistik üs konumunda bulunduğunu belirten Arslan, bu avantajın planlı yatırımlarla daha da güçlendirilebileceğini ifade etti. Liman kapasitesinin artırılması, hinterlant bağlantılarının geliştirilmesi ve gümrük süreçlerinin hızlandırılmasının; ihracatçı firmaların maliyetlerini düşürerek rekabet gücünü artıracağını kaydetti.

Tarım ve Gıda Sanayisinde Katma Değer

Tarımın Mersin ekonomisinin temel taşlarından biri olduğunu vurgulayan Arslan, yaş meyve-sebze üretimi başta olmak üzere narenciye, seracılık ve tarıma dayalı sanayinin kentin öne çıkan alanları arasında yer aldığını söyledi. Üretimin işlenerek katma değerli ürünlere dönüştürülmesinin önemine işaret eden Arslan, soğuk zincir, paketleme, markalaşma ve ihracat altyapısının güçlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.

Sanayi, OSB’ler ve Teknoloji

Mersin’deki Organize Sanayi Bölgeleri’nin istihdam ve üretim açısından önemli bir rol üstlendiğini belirten Arslan, makine, metal, plastik,  kimya ve gıda işleme gibi sektörlerdeki yatırımların artış eğiliminde olduğunu ifade etti. Sanayinin teknolojiyle entegrasyonunun hızlandırılmasının önemine değinen Arslan, dijital dönüşüm, otomasyon ve yeşil üretim uygulamalarının desteklenmesi gerektiğini söyledi.

Enerji ve Yenilenebilir Kaynaklar

Enerji alanında Mersin’in önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirten Arslan, yenilenebilir enerji yatırımlarının kentin kalkınma planında merkezi bir yer tutması gerektiğini ifade etti. Güneş ve rüzgâr enerjisi başta olmak üzere, enerji verimliliği projelerinin sanayi ve tarımda maliyetleri düşürerek çevresel sürdürülebilirliği artıracağını kaydetti.

Turizm ve Hizmet Sektörü

Mersin’in tarih, kültür, gastronomi ve kıyı turizmi açısından güçlü bir çeşitliliğe sahip olduğuna dikkat çeken Arslan, bu alanların planlı tanıtım ve altyapı yatırımlarıyla ekonomik değere dönüştürülebileceğini söyledi. Kruvaziyer turizmi, kongre turizmi ve sağlık turizmi gibi başlıkların kente yeni gelir kanalları açabileceğini belirtti.

İnsan Kaynağı ve Eğitim

Bütüncül kalkınmanın yalnızca fiziki yatırımlarla sınırlı olmadığını vurgulayan Arslan, nitelikli insan kaynağının geliştirilmesinin temel önceliklerden biri olduğunu söyledi. Üniversite–sanayi iş birliklerinin artırılması, mesleki eğitimin sektör ihtiyaçlarına göre güncellenmesi ve genç girişimciliğin desteklenmesi gerektiğini ifade etti.

Ortak Akıl ve Koordinasyon Vurgusu

Kentin potansiyelini hayata geçirmek için kamu, özel sektör, sivil toplum ve yerel yönetimler arasında güçlü bir koordinasyon gerektiğini belirten Arslan, karar alma süreçlerinde ortak aklın önemine dikkat çekti. Uzun vadeli hedefleri olan, ölçülebilir ve izlenebilir bir kalkınma planının Mersin’i bölgesel bir merkez konumuna taşıyacağını ifade etti.

Hasan Arslan, Mersin’in sahip olduğu avantajların doğru planlama ve istikrarlı uygulamalarla bir araya getirilmesi halinde, kentin önümüzdeki yıllarda üretim, ihracat ve istihdamda üst sıralara yükselebileceğini sözlerine ekledi.