Kuren, geçmişte birçok tarımsal ürünün işlenmeden ihraç edildiğini, bu nedenle üreticinin ve kent ekonomisinin potansiyel kazançlarının tam olarak karşılık bulmadığını söyledi. Ancak son yıllarda kurulan modern işleme tesislerinin, paketleme teknolojilerinin ve ürün çeşitliliğine yönelik sanayileşmenin Mersin’i tarımda yeni bir seviyeye taşıdığını aktaran Kuren, bu adımların bölgenin dış ticaret hacmini güçlendirdiğini vurguladı.

Tarım ürünlerinin işlenerek daha yüksek piyasa değerine ulaşmasının, hem üretici hem de ihracatçı açısından önemli fırsatlar sunduğunu belirten Kuren, bu dönüşümün Mersin’in ekonomik yapısına doğrudan katkı sağladığını ifade etti. Kuren’e göre, özellikle meyve-sebze işleme, kurutma, dondurma ve paketleme alanlarında yapılan yatırımlar, Mersin’in tarım sektöründeki konumunu sadece Türkiye içinde değil, uluslararası pazarda da güçlendiriyor.

Mersin’in tarımsal altyapısının modernleşmesinin, kentin lojistik avantajlarıyla birleştiğinde bölgenin ihracat kapasitesini önemli ölçüde artırdığını söyleyen Kuren, liman bağlantıları, yeni ulaşım projeleri ve dağıtım ağlarının bu süreçte kritik rol oynadığını dile getirdi. Tarım ürünlerinin daha hızlı, daha güvenli ve daha standart hale getirilmiş yöntemlerle dünya pazarına sunulmasının, Mersin’in marka değerini yükselttiğini ifade etti.

Emre Kuren, Mersin’in tarım sektöründe yakaladığı bu ivmenin devamı için işleme tesislerine, teknolojik makine yatırımlarına ve ihracata yönelik üretim modellerine daha fazla destek verilmesi gerektiğini belirtti. Tarımın Mersin için sadece ekonomik bir faaliyet değil, aynı zamanda kentin sosyoekonomik yapısını şekillendiren temel bir unsur olduğunu vurgulayan Kuren, bu alandaki her yeni yatırımın Mersin’in geleceğini daha güçlü ve dayanıklı kıldığını söyledi.

Kuren, Mersin’in tarımsal üretimde işlenmiş ürün dönemine geçmesinin, kenti Akdeniz çanağında rekabetçi hale getirdiğini belirterek, doğru planlama ve sürdürülebilir politikalarla Mersin’in tarımda çok daha güçlü bir merkez haline geleceğini ifade etti.