‘Akdeniz Oyunları’.. Dünyada olimpiyatlardan sonraki en büyük spor organizasyonu.. 2017 için niyetlenmiştik, 2013 kısmet oldu.. Komşu, ilk defa bize kıyak geçti.. Peki oyunları almakla iş bitiyor mu?. Elbette ki hayır!. Oyunlara geri sayım sürerken, tesislerin durumu ise gelecek açısından pekte umut vermiyor..

Stat olayında yaşanan gelişmeler, endişeleri daha da derinleştiriyor.. Kurumlar arasındaki çatışma, projelerde gecikmeler Mersin için tehlike çanlarının daha bir güçlü çalmasını sağlıyor.. Kamuoyu tesislerin yetiştirilip yetiştirilmeyeceğini tartışırken, Mersin’in ‘Akdeniz Oyunları’nda iyi bir sınav veremeyeceği ve kötü bir reklam yapacağını konuşuyor..

2013 yılında 17.’si organize edilecek olan; ‘Akdeniz Oyunları’na Mersin ev sahipliği yapacak.. Akdeniz’de kıyısı olan ülkeler, 2013 yılının Haziran ayında Mersin’de buluşacak.. Üç kıtadan 24 ülkeden gelecek olan yaklaşık 4 bin sporcu, 32 ayrı branşta birbirlerine üstünlük sağlamaya çalışacak..

Oyunlar kapsamında kentte yapımına bir süre önce başlanan tesislerin inşaatı da sürüyor.. 25 bin kişi kapasiteli ‘Mersin Stadı’, bin kişilik olimpik yüzme havuzu, 500 kişilik spor salonu, bin kişilik cimnastik salonu bu yatırımlar arasında öne çıkıyor.. Kentin dört bir yanındaki spor tesisleri de bakıma alınırken, spor tesislerindeki çekiç sesleri de daha bir hızlı yükselmeye başladı..

Özellikle stadyum inşaatı konusunda yaşanan sorun ve sıkıntılar, uygulamaya konulan ‘haciz’ işlemleri, diğer tesislerdeki aksamalar, projelerde yaşanan gecikmeler, gelecek açısından kaygı verici.. Oyunlara 6-7 ay gibi kısa bir zaman kala tüm bu tesislerin yetişip yetişmeyeceği ise tam bir muamma… Ama kent kamuoyuna genel olarak baktığımızda tesislerin yetişmeyeceği endişesi taşıyor.. Hatta oyunlarla birlikte Mersin’in kötü bir reklamı yapılacağı dile getiriliyor..

Özellikle iş dünyası ve müteahhitler konuya çok farklı bir açıdan bakıyor.. Tesislerin inşasını üstlenen firmalar ve bu firmaların işi almasını sağlayan ihaleler ile ilgili rahatsızlıklarını dile getiriyor.. Burada onların iddialarına yer vermek istemiyorum ama özellikle bu konunun üzerinde durulması gerektiğini düşünüyorum.. Eğer herkes aynı şey üzerinde durup, yine aynı noktada eleştirilerde bulunuyorsa burada yanlış gider bir şey vardır diye görmekte fayda var..

Tüm bunların yanında ‘Akdeniz Oyunları’ gösterdi ki, Mersin’de ciddi bir ‘kan uyuşmazlığı’ var.. ‘Koordinatörlük’ görevinde yaşanan sıkıntılar ise bunun en güzel örneği.. Taha Aksoy’un görevini adeta kaçarcasına bırakması, basının içine düştüğü durum da bunun cabası.. Kurumlar birbiri ile kavgalı, herhangi bir uyum yok.. Kurumları bir araya getirip, onları ortak bir paydada birleştirip, birlikte hareket etmelerini sağlayacak bir ‘orkestra şefi’ de ne yazık ki yok!..

Herkes, “Oyunlar bitse de kurtulsak” havasında olaya yaklaşıyor.. Hatta bazıları, ‘Nerden girdik bu işe?’ diye de kendine ciddi ciddi soruyor.. Dönüp sokağın nabzını tuttuğumuzda ise bambaşka bir tablo ortaya çıkıyor.. Organizasyonun adı; ‘Akdeniz Oyunları’, ancak herkes buna ‘Akdeniz Olimpiyatları’ diyor.. Hatta Türkiye’nin en saygın gazetelerinden biri olarak öne çıkan, ulusal bir gazetemizin bölge ekindeki; ‘MERSİN’İN OLİMPİYAT SINAVI’ başlığı işin vahimiyetini gösteriyor..

Olimpiyatlar ile oyunları birbirinden ayıramıyor insanlar.. Ya da yanlış bilgilendiriliyor veya hiç bilgilendirilmiyor.. Bu bile kent insanının ’17. Akdeniz Oyunları’nı sahiplenmediğini ortaya koyuyor.. Ancak Organizasyon Komitesi’ne bakarsanız, her şey güllük gülistanlık.. Hiçbir sorun yok, her şey tıkırında.. Zaten onlar hayal dünyasında geziyor.. Ayakları yere basmıyor.. Zaten sorunda bu.. Yaşadığı kente yabancı olmak.. Kentin nabzını tutamamak, kent insanına yakın olamamak..

‘2013 Akdeniz Oyunları’na ilk aday olduğumuzdaki kentin havasını hatırlayın.. O dönemde İstanbul’da Fotosspor Gazetesi’nde editörlük yapıyordum.. Kentin heyecanı, istek ve azmini İstanbul’dan bile hissedebiliyordum.. Hatta genel müdürümüz, kenti çok iyi tanıdığım için beni Mersin’e göndermiş, kentteki havayı solumamı ve bununla ilgili ulusal baskı çıkacak tam sayfa bir haber çalışmamı yapmamı istemişti..
Peki bugünkü tablo?. Oyunlara 6-7 ay gibi kısa bir süre kala kentte herhangi bir heyecan, coşku görebiliyor musunuz?. Ya da kentin dinamiklerinin bu işi sahiplenip, elini taşın adlına koyduğuna inanıyor musunuz?. ‘Akdeniz Oyunları’ hiç kimsenin umurunda değil.. Herkes kendi dünyasında.. 2013 yılı Haziran ayı geldiğinde ne de olsa oyunlar yapılır..

Öyle de ya da böyle Mersin bu organizasyonun üstesinden gelir.. Gelir gelmesine ama insanlarda bıraktığınız izlenim, ortaya koyduğunuz çaba ve çalışma, oyunlar sonrasındaki konumunuz önemli.. Mersin, bu oyunlarla kötü bir sınav verebilir, her şeyi eline yüzüne de bulaştırıp, tüm Akdeniz ülkelerine de rezil olabilir..

Peki bugünden ne yapılabilir?. Öncelikle artık kişisel kavgalara, kurumsal çatışmalara bir son verilmeli.. İşin ciddiyetine ve Mersin’e getirip götüreceklerinin farkına varılmalı.. ‘Ben’ yerine artık ‘biz’ diyebilmeli kentin dinamikleri.. Eğer bunu yapmaz, herkes köşesine çekilirse işte sorun da burada başlar.. Mersin, bu organizasyonu eline yüzüne bulaştırır, ‘Akdeniz Oyunları’ da büyük bir fiyasko ile sonuçlanır.. Karar bu kenti yönetenlerin ve bu güzelim kentte yaşayanların…