Son yıllarda halkla bürokratların arası açılmaya çalışılıyor.. Bu zaman zaman bir 10 Kasım Anması'nda, zaman zaman ise bir 29 Ekim Kutlaması'nda yaşanıyor.. 2013 Yılında şeker gibi bir adam olan Hüseyin Avni Coş'un, Adana'da 10 Kasım Atatürk'ü Anma Törenleri'nde yaşadıkları daha dün gibi hafızamızda..

Vatandaşlar devletin ildeki temsilcisi olan Vali'yi yuhalıyor, Vali vatandaşı 'Seninle görüşeceğim' diyerek tehdit ediyor ve en sonunda tepkilere dayanamayarak arabadan kendini bir anda atıp, 'Alın o gavatı' diyordu..

Günlerce gazetelerde manşet, ana haber bültenlerinde ilk sıralarda yayınlandı bu haber.. Belki 10 Kasım'ı provoke eden bir grup tarafından, belki de sadece hükümetin değil, devletin valisi olmasını isteyen sıradan vatandaş tarafından yuhalanmıştı Hüseyin Avni Coş..

Ama benim aklımda organları ile 3 kişiye hayat veren, tam bir Adana Demirspor aşığı olduğu için lakabı 'Mavi Çocuk' olan Ali Utku Yücel'in hastane masraflarını karşılayan vali olarak kalacaktır Hüseyin Avni Coş.. Sinir anında söylediği o söz devletin Valisinin, Adana'nın çocuğuna sahip çıkmasını unutturamaz bana..

Çok vali tanıdım bu yaşıma kadar.. Amca dediğim Naci Parmaksız'ın sert duruşunun arkasında yufka yürekli bir adam saklı olduğunu da bilirim, tonton valimiz Oğuz Kaan Köksal'ın tam bir spor aşığı olduğunu da.. 

Atilla Osmançelebioğlu'nun, '22 adam bir topun peşinde koşturup duruyor' diyerek kendisinden yardım bekleyen Mersin İdmanyurdulu yöneticileri azarladığı efsanesini de duydum, Akif Tığ'ın terör örgütü sempatizanlarına karşı yürüttüğü çalışmalardaki azmini de gördüm..

20 Yıllık meslek hayatımda çok sayıda vali ile hasbihal  etmişliğim vardır.. Hüseyin Aksoy gibi beyefendisini görmedim; Hasan Basri Güzeloğlu gibi çalışkanını da..

Ama dün gördüğüm fotoğraf son yılların alışılagelmiş vatandaştan uzak vali portresine büyük bir darbe indirdi benliğimde.. Geldiği ilk günden bu yana tavırları ile farklı olacağını belli eden Mersin Valisi Özdemir Çakacak'a ait bir fotoğraftı bu.. 

Oğlunu askere gönderen bir baba..

Kardeşinin attığı golü kutlayan bir abi..

Yeğenini evlendiren bir amca..

Öyle bir gurur vardı ki o fotoğrafta, Özdemir Çakacak sanki kendi evladını öpüyordu.. Zaten devletin valisinden halkın beklentisi de bu değil miydi.? Halkını kendi evladı gibi, kendi anası gibi, kendi kardeşi gibi sahiplenmesi değil miydi.? Nereye gidecekti bu vatandaş başı sıkıştığında, kimin kapısını çalacaktı.?

Bugün Özdemir Çakacak Mersin'e geleli tam 416 gün oldu.. Ama bana göre 416 günün özeti olan bir fotoğraf bu.. 

Baba gibi, abi gibi, amca gibi.. Aileden birisi gibi..

Okul Sporları Sezonu açılış töreninde çekildi bu fotoğraf.. Bakmadı Özdemir Amcası çocuğun kimliğine; hani son günlerin popüler tartışması var ya.! Kürt mü Türk mü gibisinden.. Önemli değildi çünkü o çocuğun etnik kimliği; önemli olan insan olmasıydı..

Devlet babaydı o alına öpücüğü konduran.. Sevgiyle, samimiyetle, tüm sıcaklığıyla..

Vali Valiliğini yaptı.. Ben de bunu yansıtmak istedim sizlere; hani son yıllarda Devlet ile Halk arasında yaratılmaya çalışılan gerginliğin son bulabilmesi adına ufak bir katkım olsun istedim.. 

Vali Bey işini yaptı; ben görevimi.! İkimize de teşekkür edilecek bir konu yok.. 

Fakattt;

Teşekkürü hak eden dört kişi var..

O fotoğrafı bu sıcaklığıyla çeken Adem Kurt'u, o'na bu görevi veren Sultan Cihan hanımefendiyi ayrıca kutlamak istedim..

Ve tabi ki, halkımız tarafından kabul görmüş bir söz vardır, 'Her başarılı adamın ardında bir kadın vardır...'

Özdemir Bey'in bu kadar güleryüzlü, sevgi dolu, tam bir abi, amca olabilmesinde, çocukluğunda bu meziyetleri o'na aşılayan annesi merhume Ayriş hanım ile şehit aileleri buluşmasında şehit çocuğuna kendi evladı gibi sarılan Vali Bey'in eşi Kevser Çakacak'ın büyük bir özverisi var..

Ne mutlu ki Türk anaları böyle evlatlar doğurup, eşlerine böyle sahip çıkabiliyorlar..