Fortune dergisinin, 2008 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde ve 2008 yılından 2012 yılına kadar dünya çapında en çok rağbet gören şirket olarak nitelendirdiği Apple firması bu yıl yine aynı dergi tarafından dünyanın en değerli yüz markası sıralamasında birinci oldu. İlk üç sıraya baktığımızda Apple, Google ve Coca Cola dan oluşan  Abd firmaları zirvede. Hatta yedinci sıraya kadar Abd firmaları hakimiyeti ele almış durumda.Yedinci sırada Güney Kore firması olan Samsung yer alıyor.  etil alkol

Peki Apple ı bu kadar değerli yapan etkenler nelerdir? Şirket politikası nedir? Stratejileri nedir? Şüphesiz ki bu soruların cevaplarını konunun uzmanları daha detaylı verecektir fakat ilgimi çeken nokta şu; 

Bir firma düşünün ki üretip,sattığı ürünlerden sonra bile, ürünlerini kontrol altında tutup yönetmeye devam edebilsin.  
Tabii ki Apple ın sadece iletişim teknolojisi anlamında değil aynı zamanda sürücüsüz araç teknolojisi, Hud display denen sadece jetlerde kullanılan dijital gösterge teknolojisi gibi,yüz tanıma teknolojisi, yapay zeka gibi farklı birçok alanda da çalışmaları var.  

İletişim teknolojisi anlamında geçmişte Nokia ve Ericsson un üretim politikasında olduğu gibi,  günlerce bitmeyen şarjlar, yıllarca kullanılan hiçbir şekilde eskimeyen cihazlar, sadece bataryasını bile değiştirmekle bile ömrüne iki yıl katabileceğiniz ürünler, Apple da yok. Önceki markaların ürünlerinde içerik aynı olur fakat her yeni modelde dış tasarımlar baştan aşağı değişirdi. Apple ürünlerinde ise tasarım küçük makyajlar dışında hiç değişmiyor ama işletim sisteminin gücü her yeni modelde artıyor. Tamamen ters orantılı..Teknoloji evrim geçiriyor. 

Apple, kendi ürünlerini piyasaya sunarken onların ne kadar kullanılacağını da belirliyor Ve bunu güncellemeler yoluyla piyasaya sürdüğü cihazlarının üzerindeki hakimiyetini diri tutarak yapıyor. 

Çok basit bir örnek vermek gerekirse,casino siteleri Apple artık bazı eski cihazlarının güncellemesini yapmıyor. Yani güncelleme yapılmadığı için bu cihazları kullanan insanlar, yeni uygulamalardan ya da yeni uygulamaları destekleyen teknolojiden mahrum kalıyor.  

Aslında konu sadece mobil iletişim konusu değil. Apple piyasayı öyle bir eline almış durumda ki, farklı markaların en büyük başarısı Apple teknoloji ürünleriyle entegre olabilmeleriyle doğru orantılı ilerliyor. 

Yani bu yılın ilk çeyreğindeki geliri, geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 4,5 artarak 52,9 milyar dolar olan bir firma, kendisi dışındaki firmalarında en abiyene tabirle babası konumunda. 

Apple sadece teknoloji üretmiyor aynı zamanda teknolojide satın alıyor. Örneğin Calcalist isimli İsrail gazetesi, Apple’ın İsrail merkezli bir girişim firması olan RealFace’i satın aldığını açıkladı. RealFace, yapay zeka tabanlı yüz tanıma teknolojisi geliştiren safirbet bir firma. 

Apple, SensoMotoric Instruments isimli Alman bilgisayar görüntüsü şirketini de satın aldı. 1991 yılında, Berlin de kurulan SensoMotoric Instruments, yani kısaca SMI, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik başlıkları ve gözlükleri için göz takibi (eye tracking) teknolojisi geliştiriyor. 

Kısaca teknolojide gelişim ve kontrol, üretilen ürünlerin ömürlerini belirlemekle doğru orantılı bir hal almış durumda. 
Son yıllarda birçok firma aynı stratejiyi uyguluyor. Örneğin insansız hava araçları üreticisi dji firması her yeni güncelleme ile ürünlerine farklı özellikler ekliyor ya da sorunlu olan kısımları onarıyor.Ya da biz öyle sanıyoruz! Firma; son bildirimlerinde güncelleme yapmayan kullanıcıların araçlarının kullanılamayacağını duyurdu. Yani bir bakıma o ürünü satın almış olmamız bizi onun sahibi yapmıyor! Biz teknolojiden faydalanmıyoruz, teknoloji bizim sayemizde gelişiyor, bizi yönetiyor ve kendini yeniliyor. 
 

Gönül istiyor ki her yıl açıklanan markaların arasında Türk markaları da betmatik giriş yerini alsın.Ülke olarak bu alanda gelişme göstermek istiyorsak, teknolojinin sadece kullanıcısı değil, yaratıcısı da olmalıyız. 

Maalesef ülke olarak, Yaratıcılık konusunda değil ama kullanım konusunda zirvedeyiz. 

Türkiye’den 18-50 yaş arası 1000 kişinin katılımıyla ortaya çıkan sonuçlara göre Türkiye, dinamik ve genç nüfusu nedeniyle akıllı telefon bağımlılığının en yüksek olduğu ülkelerden biri. Türkiye’deki kullanıcılar günde ortalama 70 kez cep telefonunu kontrol ediyor, bu da yaklaşık 15 dakikada bir ekran yüzü gördüğümüz anlamına geliyor. Bu oran; Rusya, İngiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkelerin neredeyse iki katına denk düşüyor.