Dünya, Türkiye, Mersin ve Rusya Krizi.... Gazetemiz Editörlerinden Berivan Yüce sordu, CDR Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Doğmuş yanıtladı. İşte o röportaj;

2015 yılı sizce nasıl geçti.?

2015 aslına bakarsanız Türkiye için bir seçim yılıydı ama,  2015'in ilk 6 ayında Türkiye  huzurlu bir dönem geçiriyormuş gibi olsa da devletin tüm iyi niyetine rağmen çözüm sürecini karşı tarafın silahlanma süreci olarak görebiliriz. 7 Haziran seçimlerinden sonra PKK kendini güçsüz hissetmiş, bölgedeki hakimiyetini HDP'ye kaptırdığını düşünerek eylem sürecini başlatmıştır. İki polisin evlerinde şehit edilmesi, Adıyaman’da bir astsubayın şehit edilmesi ile beraber, Türkiye'de hükümetin aldığı karar ile Kuzey Irak’a ve yurt içine Hava Kuvvetleri tarafından çok büyük operasyonlar yapıldı. Özellikle 23-24-25 Temmuz tarihlerinde 70 uçak ile yapılan 700'e yakın sorti, örgüte yurt dışında ve kırsalda büyük zayiatlar verdirmiştir. Bu kadar kısa bir süre içinde 700'e yakın sorti yaparak geri dönen Türk Hava Kuvvetleri jetleri dünyada sadece bir kaç devletin ordusunun yapabileceği büyük bir operasyona imza atmıştır. Bu harekat sonrasında kırsaldaki tüm gücünü yitiren örgüt şehirlere yönelmiştir. 1 Kasım seçimleri sonrasında tek partinin tekrar iktidara gelmesi olumlu bir gelişme; ki ben ülkenin içinde bulunduğu bu durumda baştan beri tek parti hükümetini savunuyorum. Çünkü Suriye ve Irak'ı Afganistan'a çevirmeyi başaranlar Türkiye'yi de Pakistanlaştırmak için büyük çaba göstermeye başlamışlardı. Şu anda Esat üzerinden Rusya'nın silah ve para desteğini alan örgüt il ve ilçelerde hakimiyet kurmaya çalışıyor. Ancak çözüm sürecinin rahatlığını ve huzurunu gören halk hiç bir şekilde örgüte destek vermiyor.  Halk desteği olmayan hiç bir oluşumun başarıya ulaşması mümkün değildir. 

Bazı illerimizin geçmiş dönemde sağladıkları ekonomik kalkınmayla beraber yavaş yavaş kendilerini örgüt ve onun uzantısı ideolojik yapılardan kendisini kurtarmayı başardığını görüyoruz. Bunun en bariz örneği olarak HDP Diyarbakır'da oyların büyük çoğunluğunu alırken, komşu il Şanlıurfa'da çok cüzi bir oy almasını gösterebiliriz. İnsanların ekonomisini düzelttiğiniz zaman bu olaylardan kendilerini uzaklaştırıyor. 
Türkiye Kuzey Suriye’de Kürt kantonların oluşmasına, bu kantonların sadece Barzani’ye bağlı kalması kaydıyla rıza gösterebilir ve öyle de yapıyor. Eğer bu kantonlar PYD’nin elinde ve onun hükümleri altında kalacaksa buna Türkiye rıza göstermez, göstermemelidir de. Kuzey Irak’ın geçmişte olduğu gibi, Barzani’nin Türkiye ile ilişkileri son zamanlarda hat safhada iyi denilebilir. Türkiye ve Barzani ilişkileri 1980’den bu yana olumlu bir seyir göstermiştir. Barzani Türkiye’ye hep sıcak bakmıştır. Barzani aşireti sunni bir aşirettir ve sunni aşireti olması dolayısıyla İran ile aynı yapıya sahip Irak merkezi hükümeti arasında sıkışıp kalacak, daima tehdit altında olacaktır. Bunun içinde Türkiye ile iyi ilişkiler kurmakta, zaten kurmak zorundadır.

Son günlerde bazı il ve ilçelerde olayların artmasında Esat rejiminin, İran ve Rusya'nın çok büyük rolü vardır. Düşünsenize Yüksekova-Iğdır sınır hattında son dönemlerde hep gümrük memurları kaçırılmış, Gümrük memurlarını koruyan polisler askerler şehit edilmiş, İran'a mal götüren yüzlerce tır yakılmış, İran'a uzanan demir yolu bir çok yerinden harap edilmiş ve halen çoğu zaman çalışamaz durumdadır. Yani birileri Türkiye ile İran'ın ticaret yapmasını kesinlikle istememektedir.
  
2016’da Türkiye’yi neler bekliyor?

Benim şahsi düşüncem Türkiye 2016 yılında daha akıllı politikalar izleyecektir. Avrupa Birliği ile yeniden kurulan ilişkiler, Orta Asya'daki Türki Cumhuriyetler ile yeniden düzeltilmeye çalışılan ilişkiler ve son olarak da İsrail ile sürdürülen duygusallıktan uzak iki ülkenin çıkarına kurulmaya çalışılan ilişkileri bunun ilk göstergesi sayabiliriz. Düşünsenize Rusya, Türkmenistan'dan 1000 m3'ünü 30 Dolara aldığı gazı bize 500 Dolara satıyor. Ayrıca bu bizi Rusya'ya bağımlı hale getiriyor. Türkiye aldığı gazın yüzde 54 'ünü Rusya'dan alıyor. Elektriğinin de yüzde 48'ini doğalgazdan üretiyor. Böyle bir bağımlılığı yıllardır görmezden gelmek başka çözüm arayışlarına yönelmemek, örneğin Türkmen gazını 18 kat daha ucuza alıp Hazar'ın altından Türkiye'ye getirmemek affedilemez bir ihmaldir. 

Sizce Türkiye doğalgazı neden depolamamaktadır? 

Şuanda doğalgaz depolaması konusunda Türkiye’nin sorunu var ve bunun içinde Tuz gölünün hemen altında depolama alanları yapılıyor. Ayrıca Yenice ve Mersin’de de bu konuda çalışmalar var. Yenice bölgesinin altı tamamen tuz yatakları. Tuz yatakları oyularak doğalgaz depolama alanları haline getirilecek. Bundan sonrada depolamayı da başardığımız zaman bizim kimseye ihtiyacımız olmayacak. Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni hükümetine bu konuda güveniyorum.

Suriye hakkında ne düşünüyorsunuz?

Son bir kaç ayda Suriye'de de çok şey değişmiştir. IŞİD'in Suriye'den yüzde 80 oranında çekildiğini daha doğrusu başka kıtalara ve bölgelere kaydırıldığını söyleyebiliriz. Bölgede sadece yerelden örgüte katılanlar kalmıştır. Bunlar da Birleşmiş Milletler'in aldığı karar doğrultusunda 1 Ocak 2016 sonrasında yeni bir statü kazanacaklardır. Bölge yeniden şekillenirken Suniler de bundan özerklik kazanarak veya federatif yapı içinde yerlerini alacakları kanaatindeyim. 1 Ocak 2016 itibariyle kimin elinde neresi varsa o alan içindeki idari yapının hakimi olacaktır. Ben bu kanaatteyim.  

Sizce 2015 ve 2016 Yıl sonunda Döviz Ne Olacaktır?

Ben doların 2015 yılını 2,94 TL seviyesinde, 2016 yılını da 2,75 TL-2,85 TL arasında kapatacağını düşünüyorum. 

Önümüzdeki yılda Mersin’den neler bekliyorsunuz.?

Mersin’de yeni bir birliktelik ruhu doğmak üzere. Birlikte hareket etme kültürünü geliştirebilirsek, herkes birbirini geri çekme huyundan vazgeçerse Mersin her açıdan kaybettiklerini geri kazanabilecektir. Yerel birimlerde hizmet alma yönünde kaybedilmiş bir 15 yıl var. Ankara ile yerel yönetimler arasında koordineli bir çalışma sağlanabilirse, Mersin'in beklediği tüm projeler hayat geçirilebilir. 
Bunun dışında sosyal alanda Mersin’deki en önemli sorun toplumsal entegrasyon sorunudur. Yıllardır bu konu görmezlikten gelinmiştir. Mersin’de yaşayan insanların birçoğu kümeleşmiş halde yaşıyorlar. Bu kümeleşme Mersin’in geleceği açısından iyi değil. Hükümetin en öncelikli el atması gereken konulardan birsi toplumsal entegrasyonu tamamlamasıdır. Aksi halde bu Mersin’in gelişmesine gem vurmaktadır, vurmaya da devam edecektir.

Mersin Büyükşehir Belediyesi Hizmetlerinin Derecesi Sizce Tatmin Edici mi?

Bir buçuk yıla yakındır görevde olan yeni bir Büyükşehir Belediye Başkanı ve yeni bir ekip var. 15 yıldır hiç bir şey yapılmayan bir şehirde her şeyi bir anda yapacak sihirli bir değnek yok. Şunu da unutmayalım ki Tece'den Huzurkent'e değil Anamur Kaledıran'dan Tarsus'un en uç köşesinde bulunan Kuşçular Köyü'ne kadar sorumlu bir Büyükşehir var. Tüm bu alanların tamamında hizmetlerin bütününü bir anda sunmak mümkün değil. Anamur'un ana caddesinden de, Silifke'nin Mut'un ana caddelerinden ve her türlü hizmetinden sorumlu bir Büyükşehir var. Bu bağlamda değerlendirildiğinde Mersin Büyükşehir Belediyesi'ni başarılı buluyorum. Bugün Mersin'in tüm köylerine belediye otobüsleri gidiyor. Tüm köy yolları asfaltlanmış durumda. Şehrin belli noktalarına yapılan küçük dokunuşlar bir çok sorunu çözüyor. Park Bahçeler şehrin genelinde çok iyi hizmetler veriyor. Bir çok spekülasyona konu olan Tulumba Alt Geçidi 3 Ocak'ta açılıyor. Bunun arkasından mezarlık kavşağı alt geçidinin hemen başlanacağını duyuyoruz. Bu ve buna benzer daha bir çok hizmeti sayabiliriz. Ben bu yüzden Büyükşehir Belediyesi'nin çalışmalarını tatminkar buluyor ve destekliyorum.  

Lütfü Elvan’ın Başbakan Yardımcısı olması hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

Lütfü Elvan başarılı, güçlü, dürüst ve verdiği sözü tutan, aynı zamanda takip eden bir siyasetçidir. Lütfü Elvan’ın Mersin’e çok büyük katkılarının olacağını düşünüyorum. Ben Lütfü Elvan’ın önümüzdeki dönemde söz verdiği bütün projelerin tek tek yerine getireceğinin kanaatindeyim. Sayın Lütfü Elvan'ın Mersin'e geldikten sonra ilk ziyaret ettiği yerlerden biri Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz olmuştur. Akabinde Başkan Kocamaz'da Ankara'da sayın Lütfü Elvan'ı ziyaret etmiş, birlikte hareket edilmesi yolunda iyi niyetler ortaya konulmuştur. Ankara ve yerelin birlikte hareket etmesi durumunda  Mersin'in tüm sorunları bir kaç yıl içinde çözülecektir.



Editör: Barış Köksal