Karşıtlığından çok düşmanlığı diyeceğim de, demeye dilim varmıyor.
Devletler birbirine düşman da olur dost ta...
Hatta bir dönem dost olanlar bakarsınız düşman, düşmanlar da işlerine geldiğinde kol kola girip dost görüntüsü verir. 
Ama halklar ve o halkları var eden insanlık düşman olmaz, insan olan bir başka insana, bırakın düşmanlığı, kem gözle bakar mı?
Gün geçmiyor ki, Suriyeli kardeşlerimizle ilgili medyada bir hatta bir kaç haber yer almasın. (Sosyal medyada nefret suçu oluşturacak kadar gözü kararmış kin kusan platformlar bile türedi son günlerde)
Suriyelilere karşı kampanyaların en masum söylemi "Suriyeliler dükkân açıyor, bizim esnaf kapatıyor" 
Suriyeli diye kategorize ettiğiniz insanlar aslında kapımıza gelmiş "Tanrı Misafirleri"
Birilerinin bir zamanlar cetvelle çizdiği çizgi misali bir hattın altında kalmış olmaktan ve o hattın bugün ateş çemberine dönmüş olmasından öte hiç bir günahları yok.
Ölmekle/yaşamak arasındaki o en ince çizgide hayata tutunmanın tek dalı olarak sınırı geçip bu topraklara gelmişler.
Yerlerinde kalsalar ölecekler, gidin diyenlerin duası kabul olsa gidecek ve ölecekler...
Onların da yaşamaya hakları var, hastalandıklarında doktora gitmeye, çocuklarını okutmaya, beslenmeye ve elbette ele güne avuç açmamak için çalışmaya...
Kendinizi onların yerine koyun, Allah korusun günün birinde aç, çıplak, kucağınızda bebeleriniz bir yere sığınmak zorunda kalsanız ve birileri karşınıza dikilip "defol git" dese ne hissederdiniz?
Empati baylar, bayanlar lütfen empati...
Size insanlığınızı hatırlatacak birazcık empati...