Mersin’in hak ettiği ölçüde gelişebilmesi için, bir “Mersin Lobisi” gerektiğini, son on beş yılın bu anlamda başarısız olduğunu konuşmaya çalıştığım yazılarımda, olabildiğince açık sözlü olmaya çalıştım. Özel olarak kimseyi incitmek istemediğimizi yazmak bile gereksiz; ama eksikleri, yanlışları ve kusurlu olanları da işaret etmezsek, geleceği nasıl inşaederiz ? Özellikle içinde bulunduğumuz ve Mersin için “ Yeni “ olan dönemi gelecek açısından bir şansa dönüştürmek, mevcut imkânları kıymetle korumak ve geleceğe dönük gerçekçi bir perspektif kurmak zorundayız. 
Mersin’de 15 yıllık bir yerel yönetim politikasının baskısıyla, kente yapılacak yatırımlara karşı çıkan, kentin gelişmesini engelleyen, kentin bulunduğu durumunun değişmemesini isteyen bir anlayış hakim oldu. 
Sonuçta bu anlayışı benimseyen, kendi maddi çıkarlarını ve siyasi güçlerinin artmasını ön planda tutan bir küçük grup oluştu.
“Kenti Geliştirmeyenler” diye adlandırdığım bu gruptaki topu topu 50 kişi, tüm kente hakim oldu. Bu kişiler konsey, şura, platform, birlik, oda adı altında bazı oluşumların, STK’ların, siyasi partilerin başında ya da yönetiminde yer aldılar. Birbirlerini desteklediler. Bazen görevlerde nöbet değişiminde bulundular. Bu kişileri hep kentin köşe noktalarında bir yerlerde gördük. Yardım kurumlarının bile içlerine girdiler. Siyasi görüş, dil, din, ırk, mezhep ayrılıkları bu kişilerinrantve siyasi güç uğruna birleşmelerini engelleyemedi.
İlginç bir şekilde kentin bakanları kente geldiğinde iktidar partisinden yana;diğer zamanlarda da yerel yönetimde iktidar olan   ana muhalefet partisi taraftarı oldular.
Ana muhalefet partisi milletvekillerinin de yerel yönetimin politikasına uyarak, kente gelecek yatırımları desteklemediklerini söyleyebiliriz.
Bu arada Büyükşehir Belediyesi’nin yönetimine tek karşı çıkan ve bu düzensizliğin içerisinde bulunmayan Yenişehir Belediye Başkanını unutmamalıyız. Zaten yaptığı hizmetlerle ve en başarılı Belediye Başkanı olarak da öne çıkıyor. 
Önce bu tespitleri yaparak, bu olumsuz durumu kabul edersek gelecek için yeni bir sayfa açıp bu kentin kaybettiklerini telafi edebiliriz.
Mersin’in gelişmesine 15 yıl hiçbir katkısı bulunmayan, kentle ilgisi olmayan bir Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan sonra,şimdi kentin biriken sorunları ile baş etmeye çalışan, gayretle çalışan bir yeni Büyükşehir Belediye Başkanı var.
Geçtiğimiz dönemde kentle üniversitenin arasına kalın duvarlar ören, üniversitenin kente katkı vermesini engelleyen bir rektörden sonra kent için ne yapabilirim, kentle nasıl bir işbirliğinde olurum diye çabalayan, bir yandan da üniversitenin biriken sorunları ile mücadele eden dinamik, çalışkan, gayretli bir yeni Rektör var.
Yeni Valimizde kısa zamanda kentin tüm sorunlarına hakim oldu; yeni bir dinamizm getirerek kentin gelişmesine katkı vermeye çabalıyor.
Yönetimi değişmeyen önemli ve etkili kurumumuz Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ( MTSO ) başta edebiyat olmak üzere resim ve fotoğraf sanatlarına verdiği destekte, ayrıca yurtdışı fuar ve çeşitli amaçlı gezilerde çok başarılı olsa da kentin ekonomisine gücü ölçüsünde katkıda bulunamadı. Bundan sonra çalışan oluşumlarla uyum içinde, kent yararına daha etkin çalışmalar yapacaklarını düşünüyorum.
Şimdi bir şans da yatırımlardan sorumlu bir Başbakan Yardımcısı Mersin Milletvekilivar: Sn. Lütfi Elvan… Mersin’e yaptığı ilk ziyarette kentin sorunlarına ne kadar vakıf olduğunu ve neler yapabileceğini gördük.
Şimdiyeni kent dinamikleri ile yeni bir dönem başlıyor.
Yıllardır bu kentin sırtında, kentin önünü tıkayan değişmez “Kenti Geliştirmeyenler” grubu yeni duruma ayak uydurmalı, eski alışkanlıklarından vaz geçip bundan sonra kent yararına bir aklanma ve günah çıkarma dönemine girmelidir. Ümit edelim ki, yeni ve farklı bir dönemin başladığını bilerek bundan sonra kent yararına çalışmalar yaparlar. 
İşte, ancak bu anlayış ve işbirliği içinde  bir kent lobisi oluşturulabilir.
Tabii bir başka konu da kente son derece yararlı olabilecek, bilgili, deneyimli, donanımlı, kent yararını öncelikli gören bazı kişilerin “Kenti Geliştirmeyenler” grubunun anlayışına uymadıkları için dışarıda bırakılarak şu anda önemli bir görevde olmamalarıdır. Herhangi bir görevde olmasalar da,bu kişilere fırsat verilirse “Mersin Lobisi”nin içinde olurlar ve ciddi katkıda bulunabilirler. 
Ankara’ya giden yüzlerceetkisiz  kişi yerine, kentin yöneticileri ile birlikte kentte katkıları kanıtlanmış kişilerden en fazla toplam 10 kişi ile bir Mersin Lobisi oluşturulabilir.
Medyada boy gösterme telaşından uzak, kendi alanlarında yeterliliği kanıtlanmış, vizyonlu ve donanımlı sınırlı sayıda insanımızla Mersin daha güçlü lobi çalışmaları yapar, sesini duyurur ve sonuç alır.
Şimdilik böylesi bir yapılanma için koşullar son derece uygundur.
Eğer bu sağlanamazsa, o zaman bireysel olarak lobi çalışmaları yapmaktan başka çare yok gibi görülüyor. Son zamanlardaki kimi olumlu çabaların gerisinde de zaten böylesi kişisel başarılar yatıyor.
Ben yine de Mersin’e yakışır, çağdaş ve güçlü bir dayanışma için ümidimi koruyorum.
SON
HARUN ARSLAN