Kelimeler yetmez bazen..Anlatmak istediklerimizi anlatmakta güçlük çekeriz. Oysa o kadar çok kelime vardır ki ..o kadar çok cümle kurabiliriz ki..

 Bazen de kullandığımız kelimelerin ve cümlelerin daha can alıcı daha vurucu olması için bir o kadar  vurgulu konuşuruz. Farkında olmadan o kadar çok kelime israf ederiz ki..Cümleleri katlederiz, adeta canlarına okuruz.

Ağzınız kapalıyken konuşmayı , derdinizi anlatabilmeyi denediniz mi hiç? Hayır dediğinizi duyar gibiyim.Belki de evet dedi bazılarınız.Hasta olduğunuzda konuşamadınız bir süre ya da kulaklarınızda işitme kaybı yaşadınız  duyamadınız , yoğun bakımdaki yakınınızın zor anlarına  şahit oldunuz belki..

 Korkulu rüyalarınızda çığlık çığlık bağırdığınızı fakat sesinizin çıkmadığını gördüğünüz sabahlara uyandığınızda o rüyanın etkisinden günlerce kurtulamadığınız oldu mu? Hemen hemen hepiniz evet dediniz değil mi?

Konuşmak  ve konuşulanları duymak..Bu duyularınızın varlığının ne kadar farkındasınız?

Ya İşitme Engeli ile yaşayanların toplumsal hayatta karşılaştıkları zorluklar..

Ne kadar yerine koyarsanız koyun, onların yaşadığı zorlukları onlar kadar iyi bilemezsiniz.

Son günlerin en önemli gelişmelerinden birine daha tanık oluyoruz.Devlet dairelerine gelen işitme  engelli vatandaşların iletişim sıkıntılarını çözmek amacıyla işaret dili kursları açılıyor.

Destekliyor , hatta geç kalındığını fakat zararın neresinden dönülürse kar olduğunu da söylüyoruz. Bununla birlikte, yakından tanıdığım bir çok işitme engelli, onların aileleri ,  ailelerin çocukları ve işitme engelliler kültürü içinde yetişmiş olanlar verilen eğitimleri yetersiz buluyor.İşaretlerin ve eğitimcilerin  yetersiz kaldığı konusunda hemen hemen hepsi aynı fikirdeler. İşitme engelli kültürüyle hiç tanışmamış birisine 3 ayda işaret dili eğitimi vererek tercüman yapıldığını ifade eden işitme engelli dernekleri yöneticileri ve dernek üyeleri MEB yönetmeliğini de eleştirmeden edemiyor.

MEB yönetmeliğinde yeni bir Türk İşaret Dili oluşturulduğu açıklanıyor;İşitme Engelli Derneklerinin yöneticilerinin kafasındaki soru: Bu yeni Türk İşaret Dili oluşturulurken,hangi işitme engelli örgütüne danışıldı?

500  yıllık geçmişi olan yaygın işaret dili hangi hakla görmezlikten geliniyor deniliyor.

Türk işaret dili bu işe henüz merak duyanlar için yeni olabilir ama kullanıcıları için çok eski bir dil. Kendine has grameri, dil bilgisi, yapısı, kelime haznesi olan bir dil.

Ayrıca dernek yöneticilerinin üzerinde durdukları en önemli husus , 3 aylık eğitimle işaret dili eğitimi veren, işitme engellilere yönelik  tercüman olan kişilerin  İşitme engelli ailelerin çocukları ve işitme engelliler kültürü içinde yetişmiş iki dilli (coda) kişiler kadar deneyimli ve hassas olmadıkları. Yeni düzenlemede codaların  işaret dili tercümanı olarak görev yapamayacak olmaları işitme engelli dernek üyeleri tarafından “Hadi biz duymuyoruz, konuşamıyoruz, devletimiz bu gerçeği nasıl görmezden gelir” demekte haklılar , ne dersiniz? İşitme engelliler için ,bundan sonraki ilk yasal düzenlemenin ,ivedi olarak televizyon programlarında ve filmlerde olmasını, alt yazının zorunlu hale getirilmesi yönünde bir yönetmelik beklediğimize de belirtmek istiyorum.E olsun artık..Onlarında özel bir televizyonu olsun..Sadece bir kanalda haberleri izleyebilen gözler filmde izlesin artık..Gerek alt yazıyla gerekse işaret diliyle....Olmuşken tam olsun..

- kralbet giriş - - - - -