Ordu Kültür Sanat Merkezi'nde (OKSM) düzenlenen konferansa, Karadeniz Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alemdar Bayraktar konuşmacı olarak katıldı. Türkiye'nin deprem haritası ve deprem bölgeleriyle ilgili katılımcılara bilgi veren Prof. Dr. Alemdar Bayraktar, uluslararası afet veri tabanına göre depremlerde en fazla can kaybının meydana geldiği ülkeler arasında İran ve Yemen'den sonra Türkiye'nin 3.sırada yer aldığını söyledi.
 
Türkiye'nin depremselliği üzerinde duran Bayraktar, "Türkiye'de 19.5 milyon yapı stoku bulunmaktadır. Bunların yüzde 55'i ise birinci derece deprem bölgesinde yar almaktadır. Yapıların yüzde 65'inden fazlası kaçak ya da ruhsatsız durumdadır. İnşaatların da yüzde 60'ı 20 yaş üzerinde ve yüzde 40'ı oturulamaz durumdadır. Sanayi kuruluşlarının yüzde 98'i, barajların yüzde 95'i de deprem bölgelerinde kuruludur" dedi. Türkiye'nin deprem geçmişi ve yaşanan deprem olaylarına da değinen Bayraktar, Ordu ilinin yarısının birinci derece deprem kuşağında yer aldığını ifade etti.
 
"EV ALIRKEN FAYANSINA DEĞİL, BETONUNA BAKIN"
Bayraktar, depremlere karşı alınması gereken tedbirlerle ilgili de şu önerilerde bulundu: "Şehirlerde deprem sonrası kullanılabilecek boş alanlar bırakılmalı, Deprem sonrası ağır ve orta hasarlı binalardan uzak durulmalı, hasar durumları uzman mühendisler tarafından belirlenmeli, kırsaldaki yapılar az hasarlı olsa da kullanılmamalı, baraj, yol, köprü, doğal gaz ve su boru hatları gibi mühendislik yapıları için gerekli tedbirler alınmalı, tarihi yapıların hasar incelemesi yapılmalı ve gerekli tedbirler alınmalı, tüm deprem bölgelerinde hastane, baraj, köprü, emniyet binaları, otogar, havalimanı, liman, telekomünikasyon, itfaiye, okul, kışla, gar gibi acil durumlarda ön inceleme yapılmalı, gerekli tedbirler alınmalı, malzeme kalitesi düşük yapılar hasarsızda olsa kullanılmamalı ve yıkılmalıdır.
 
Deprem ülkesiyiz, dolayısıyla depremin olasılığı ile ilgili değil, yapılarla ilgili konuların konuşulması önemli ve buna göre tedbirler alınmalı, depreme yönelik çalışmalar teorikten pratiğe yöneltilmelidir. Artık halkımız da önemli görevlerden birinin kendisine düştüğünü unutmamalıdır. Bundan sonra daha çok sorgulayıcı olunmalı, oturduğumuz veya oturacağımız konutların taşıyıcı sistemleri ve deprem güvenlikleri hakkında bilgi sahibi olunmaya çalışılmalıdır. Ev alırken manzarasına, fayansına değil projesine ve betonuna bakılmalıdır. Üniversiteler, inşaat mühendis odaları gibi yetkin kuruluşlardan binanın yapısal güvenliğine yönelik bir bilgi alınmaya çalışılmalıdır. Müteahhitler, bina taşıyıcı sistemlerini teknik bir sorumlunun sürekli gözetimde inşa etmelidirler. Yerel Yönetimler ve devletimiz, deprem bölgelerinde yapı izni ve denetiminden taviz vermemelidir. Meslek odalarına, sivil toplum kuruluşlarına, mimar, mühendislere çok büyük sorumluluk düşmektedir. Her yönetici kendine bugün şehrimi depremden korumak için ne yaptım sormalı. Belediyeler, müteahhitler, odalar, denetim elemanları, mühendisler, işçi ve ustalar bu ihmallerin cinayetle eş anlamlı olduğunu unutmamalıdırlar. Deprem güvenliği konusunda yapılacak çalışmalarda bir saniye bile kaybedilmemelidir."
 
"BİNANIZIN DEPREM RİSKİNİ ÖLÇTÜRÜN"
Herkesin yaşadığı binanın depreme karşı ne kadar güvenli olduğunun belirlemesi için "Bina Risk Testi" yapması gerektiğini de belirten Bayraktar, 'Yaşadığınız Bina Depreme Karşı Güvenli mi? Binanızın bulunduğu zemin nasıl? Binanızın yaşı ne? Binanızın taşıyıcı sistemi nasıl? Binanızda bodrum katta rutubet var mı? Binanız zemin kat dahil kaç katlı? Binanızın zemin katı iş yeri mi? Binanızın çıkmaları var mı? Binanızda yapılan müdahaleler var mı? Binanıza ilave kat yapılmış mı? Binanızın kullanım amacı değiştirildi mi? Binanızda çatlaklar var mı? Binanızın şekli, plan nasıl? Yaşadığınız bina deprem güvenliği için ne yaptınız?' şeklindeki sorulara cevap bulunmak suretiyle 'Bina Risk Testi' yapılabileceğini ifade etti.
 
Bayraktar, son olarak deprem riski altındaki yapıların durumları hakkında katılımcılara bilgi verdi. Bayraktar, planda ve düşeyde simetrik olmayan sistemler, kat alanları ve kat yükseklikleri yapı yüksekliği boyunca değişkenlik gösteren sistemler, diyaframda büyük boşluklar içeren sistemler, sistemdeki süreksizlikler nedeniyle yükleri en kısa yoldan zemine aktaramayan yapılar, bitişik düzende olan yapılar, büyük ağırlıkların, kütlelerin bulunduğu yapılar, yumuşak kat, kısa kolon bulunan yapılar, donatıda korozyon, yetersiz donatı yüzdesi, düşük beton kalitesi, kötü işçilikli yapılar, olumsuz zemin koşulları, yetersiz temel bağlantıları olan yapılar, bodrum katında rutubet oranı yüksek yapıların, deprem riski altında olduğunu söyledi.
 
Ordu Valisi Orhan Düzgün, konferansın sonunda, depremle ilgili bilgilendirmelerinden dolayı KTÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alemdar Bayraktar'a teşekkür eden ve günün anısına bir plaket takdim etti.
Editör: Barış Köksal