İşte Aile Danışmanı Pınar Baybaşin’in o yazısı; Terapiye sorunu olan ya da güçsüz insanlar başvurur düşüncesi tamamen bir yanılgıdır. Her insanın baş etmekte zorlandığı konular olabilir ve bu durumlarda başkalarından yardım talebinde bulunması son derece doğal bir durumdur. Bunun yanı sıra insanlar kendilerini tanımak, diğer bireylerle iletişimlerini daha iyi kurmak ve yaşam kalitesini arttırmak için de terapiye başvururlar. Terapi, duygusal ve zihinsel sağlığı sekteye uğratan engellerle baş etmeye yardımcı olur ve aynı zamanda empati, özgüven, sevgi, cesaret ve kendini kabul gibi olumlu duyguların artmasına yardımcı olur. Olağan yaşamsal kaygılar veya zihinsel sağlık sorunları kişinin günlük aktivitelerini bozmaya başladığında terapiye başvurma zamanın geldiğini gösteren önemli işaretlerdir, Endişeler kişide çarpık inançlar, olumsuz hisler ve davranışlar şeklinde ortaya çıkabilir. Terapist semptomların altında yatan sebepleri belirler ve belirli terapi yöntemlerini kullanarak istenmeyen düşünce, davranış veya duyguların değiştirilmesine olanak sağlar. Danışmanlar, bireylerin karşılaştığı sorunları yönetmenin daha sağlıklı yollarını bulmalarını ve daha kaliteli yaşam sürdürmelerini sağlamak için duygularını, düşüncelerini ifade etmelerini, davranışları hakkında ise anlamlı bir anlayış kazanmaları için kişiye özel gizli bir ortam sunacaktır Terapistle konuşmak arkadaşınızla konuşmaktan farklıdır. Çünkü terapistler ya da danışmanlar tarafsız bir şekilde farklı bir iç görü sağlar. Terapistiniz size ne yapmanız gerektiğini söylemez ya da yönlendirme yapmaz. Bunun yerine duygusal sağlığınızı iyileştirmenin en iyi yolunu anlamanıza rehberlik eder.