İş dünyası içerisinde de çeşitli tartışmaları beraberinde getiren konuyla ilgili görüşlerini dile getiren Alaca Group Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Alaca, “Son zamanlarda sıkça gündemde olan bir konu var ki; Çokça yanlış anlaşılmaya müsait olduğuna inanıyorum ve kanaatimce de çokça yanlışta anlaşılmakta. Özellikle sosyal medyanın yoğun kullanımı ve etkileşim aldıkça daha yaygın kitlelere ulaşan toplumca başarılı kabul edilen insanların konuşmalarından kesitler veya fenomenlerin konularla ilgili değerlendirmeleri de bunu körüklemekte. Fakat bu minvaldeki görüşlerin önü ardı ele alınamadan sadece o kesite bağlı kalınarak oluşan bir etki de faydadan çok zarar vermektedir” dedi.
Konfor alanının tanımı ve konfor alanından çıkma konusunun nasıl ele alınacağı konusunda önemli söylemlerde bulunan Alaca, “ Peki konfor alanı nedir? Konfor alanından çıkma konusu nasıl ele alınmalıdır?
Bence konfor alanı; bireylerin belirli bir süreç ve vesilelerle belirli edinimler edinmiş oldukları fakat maddi veya manevi sebeplerden dolayı mevcut edinimlerinden memnun olmadıkları bir durum olarak nitelendirilebilir. Konfor alanından çıkma isteği ise bu duruma bağlı olarak mevcut şartlarını değiştirmek ve istedikleri hedefler doğrultusunda çaba göstermek olarak nitelendirilebilir. Fakat bahsi geçen konu bahsi geçtiği kadar basit ele alınabilecek bir konu değildir. Çünkü zamansız ve zeminsiz atılacak bir adım mevcutta sahip olduğunuz kazanımların da kaybedilmesine sebebiyet verebilir. Hal böyleyse ne yapmalı sorusu bu durumda gayet makul bir soru olup, kısaca şöyle cevaplandırılabilir;
Öncelikle atacağınız adım ile ilgili herhangi bir aksiyon almadan önce yaptığınız detaylı araştırmaların neticesinde doğru ve uygulanabilir bir aksiyon planı oluşturmanız ve aksiyon planınızla ilgili adım adım küçük hedeflerin oluşturduğu totalde sizin yol haritanızı belirleyecek planlamanızı yapmanız gerekmektedir. Elbette ki her aşamada mutlaka esnekliklerin veya değişkenliklerin olabileceği ihtimalini de göz ardı etmemeniz ve motivasyon kaybına uğramamanız için psikolojik olarak da kendinizi hazırlamalısınız. Çünkü planlar düşündüğünüzün aksine her zaman tahmin edilebilir olmayacağı gibi olası bir panik durumunda daha büyük kargaşaya da sebebiyet verebilmektedir. Dolayısıyla psikolojik hazırlık ve planlama da en az yol haritası kadar ehemmiyet arzetmektedir.
Bütün bu araştırma ve planlamanın akabinde atılması planlanan adımın hazırlık ve ihtiyaç duyulması durumunda ki genelde ihtiyaç duyulur; Gerekli eğitim ve becerilerin kazanılması gibi ihtiyaçlar giderilmelidir. Çünkü doğru şekilde planlanmamış ve uygulayıcıların gerekli donanımlara sahip olmadığı her girişim ya başarısızlık ve yahutta büyük zararlara sebebiyet vermektedir. Tüm planlama ve hazırlıklara rağmen zaman ve mekan faktörleri de gözardı edilmemeli ve bazen proje ya da plan çok makul olsa bile girilmek istenen pazar elverişli değilse veya yanlış zamanda adım atılmışsa yine başarısızlık güçlü bir ihtimaldir. Dolayısıyla, elbette ki herkes hem maddi hem de manevi ihtiyaçlarını ihtiyaçları doğrultusunda daha iyi şartlara sahip olmak ve bununla ilgili aksiyon almak isteyebilir fakat adım atmadan önce iyi araştırıp, objektif değerlendirip ve makul seviyede bir risk barındırıyorsa ele alınmalıdır. Her bireyin yeteneklerinin farklı olduğu ve başarılı kabul ettiğimiz insanların hikayelerin ancak ilham kaynağımız olabileceği ve kendi mevcut durumumuzla başkasının durumunu kıyas etmeden tamamen kendi şart ve becerilerimiz doğrultusunda adım atmamız gerektiğini unutmamalıyız.
Özetlemek gerekirse; Her yeni girişimde bulunmak isteyen bireylerin unutmaması gereken öncelikle edinimlerini korumak ve koruyarak ilerlemek olmalıdır. Girmek istedikleri pazarlarda sadece kendilerinin olmadığını, olmayacağını ve en az kendileri kadar istekli olacaklarını bilmeleri lazım. Tabi ki bu durum cesaretlerini kırmamalı ve fakat kendilerince gözardı da edilmemelidir” dedi.
