Necmettin Batırel, Türkiye Gazetesi’ndeki köşesinde kaleme aldığı yazısında bireysel yatırımcıların döviz mevduatlarında 910 milyon dolarlık artış yaşandığını belirterek, “En son rakamları veriyorum. 10 Mayıs haftasında bankacılık sektöründe TL cinsi mevduat 0,30 azaldı, 1 trilyon 24 milyar liraya geriledi. Buna karşılık bankalardaki yabancı para cinsinden mevduat yüzde 5,26 artarak 1 trilyon 246 milyar liraya yükseldi. Yani bankalarda TL’den çok dolar var” ifadelerini kullandı. Gazeteci Necmettin Batırel, Türkiye Gazetesi’nde ‘Yapın şu helvayı’ başlıklı bugünkü yazısında bireysel yatırımcıların döviz mevduatlarında 910 milyon dolarlık artış yaşandığını belirtti. Necmettin Batırel’in kaleme aldığı yazı; “Türk halkının döviz aşkı bitmek tükenmek bilmiyor!.. Geçen sene mayıs ayında yerli yatırımcıların (bireysel-tüzel) döviz hesapları toplamı 163,7 milyar dolardı. 1 yılda 17,5 milyar dolar arttı 181,2 milyar dolara ulaştı. Merkez Bankasının brüt rezervlerinin 73 milyar dolar olduğu dikkate alınacak olursa vatandaşın hesabında bu rakamın 2,5 katı fazla dolar var. Aslında bu tablo sadece bize mahsus değil. Tüm dünyada risk iştahının azaldığı zaman, otomatik olarak en güçlü para birimine yani dolara yöneliş artar. Siyasi gerginliklerin arttığı, sıcak savaş ihtimalinin güçlendiği ortamlar hep dolara prim yaptırır. Bugün olduğu gibi. Türkiye’de de ekonominin barometresi olarak döviz izleniyor. TL varlıklar baskı altında kalınca kurlar yükseliyor. Yılbaşında 5,38 TL olan dolar/TL, 6,05’e çıkarak 5 ayda yüzde 12,5 prim yaptı. Dövizdeki yükselişin enflasyona katkısı 3 puan oldu.. Âdeta Türkiye’deki tüm tasarruflar emildi, bankalara kilitlendi. Ülkenin hareket kabiliyeti daraldı. Finansal istikrar tehdit altına girdi. Her yerde döviz fiyatını görüyoruz. Caddelerdeki dükkânlarda ışıklı tabelalarla, internet sitelerinde boy boy, televizyonların alt kısımlarında 24 saat sürekli olarak kurları izleyebilirsiniz. Şimdi bu durumda insanlar dövizden vazgeçer mi? Elbette ki hayır. En son rakamları veriyorum. 10 Mayıs haftasında bankacılık sektöründe TL cinsi mevduat 0,30 azaldı, 1 trilyon 24 milyar liraya geriledi. Buna karşılık bankalardaki yabancı para cinsinden mevduat yüzde 5,26 artarak 1 trilyon 246 milyar liraya yükseldi. Yani bankalarda TL’den çok dolar var. Bireysel yatırımcıların döviz mevduatı 910 milyon dolar arttı, 109,6 milyar dolarla rekor düzeye tırmandı. Tüzel kişilerin döviz mevduatı 1,13 milyar dolar arttı 71,6 milyar dolara çıktı. Özetle geçen hafta bireysel ve kurumsal döviz hesapları toplamı 181,2 milyar dolara yükseldi. Kısa vadeli yani 1 yıl içinde ödenecek banka kaynaklı borçlar 57,1, diğer sektörlerin borcu 56,3 milyar dolar olduğu dikkate alınacak olursa bunların ödenmesinde problem görünmüyor. Ülkemizde tutulan mevduatların yarısından fazlası döviz cinsinden. Döviz tevdiat hesapları olarak andığımız bu birikimlerin getirileri/faizleri yüzde 3-4’leri aşmamasına rağmen yoğun bir şekilde tercih edilmeleri karşısında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Mehmet Ali Akben bankalara; "Ülkemizde son dönemde döviz kurları üzerinden spekülasyon (vurgunculuk) yapılıyor, döviz saldırısına maruz kaldık. Türk lirasına sahip çıkın. Özellikle dolarizasyondan TL’ye geçiş konusunda gayretli çalışma yapın. Şubelere hedefler koyarak TL mevduatını özendirin” diye çağrıda bulundu. Bankalar buna nasıl cevap verecek.. Yapılması gereken döviz hesabını bozanlara en az 1 yıl boyunca sabit kalmak şartıyla yıllık yüzde 27 faiz verilebilir. Bu rakam neredeyse yıllık enflasyonun 2 katı. Ancak bugün bankaların geç likidite penceresinde uygulanan faizle aynı. Bu uygulamanın Türk ekonomisine sağlayacağı yarar çok büyük olacak. Bir defa 1 yıl boyunca döviz alımı engellenmiş olacak. Piyasada arz talep dengesi bozulacağı için kurlar düşecek, maliyetler azalacak, enflasyon gerileyecek. Sonuçta, kredi faizleri gevşeyecek, piyasa canlanacak. Elimizde un var, yağ var, şeker var. Yapın şu helvayı.”