16 yıl önce yerleştiği Adana Huzurevi'nde mutluluğu yakalayan 82 yaşındaki Meral Girici'nin hayatı huzurevi tiyatro grubuna girmesiyle daha da değişti. 1996 yılında radyo dinlerken Adana Huzurevi'nin varlığını öğrenip burada kalmaya karar veren Çanakkaleli Girici, hayatının bu radyo sayesinde yüzde yüz değiştiğini belirterek, "Ben bir radyo hastasıyım. Hayatımdaki dönüm noktalarında radyonun çok önemli bir yeri var. Huzurevine radyo sayesinde yerleştim. Benim hayatım acı ile doluydu. Eşim benimle evlendikten sonra 3 çocuğum varken üzerime kadın getirdi. Ben de çocuklarımı alarak evden ayrıldım. İş buldum çalıştım ve çocuklarımı bugünlere getirdim. Daha sonra huzurevine yerleştim. Şimdi burada hayatımın en güzel günlerini geçiriyorum, keşke daha önce buraya yerleşseydim" dedi.
 
Huzurevine yerleşmekle hayatının tamamen değiştiğini ancak huzurevinde tiyatroyla tanıştıktan sonra hayatının daha da renklendiğini anlatan Girici şunları kaydetti:
"Her yıl 18-24 Mart Yaşlılar Haftası'nda bir tiyatro oyunu sahneliyoruz. Bu nedenle ben bu yaştan sonra 13 sayfa ezber bile yaptım. Ama bundan çok mutluyum. En son olarak Çanakkale Geçilmez oyununda yer alıyorum. Artık yoruldum ama gösterdiğimiz performans nedeniyle Yeşilçam'dan bile teklif geliyor. Ancak huzurevinde kaldığım için ve yaşlı olduğumdan gidemedim. Bu yaştan sonra ünlü oldum."
 
Yaşlılar tarafından sahnelenen 12 oyunda kimi zaman "Hafize Ana", kimi zaman "Gülo", kimi zaman "Asya", kimi zaman, "Jüliet" olan Girici, "Bu zamana kadar tiyatroyla tanıştıktan sonra Düğün ve Oyun, Romeo ve Juliet, Hababam Sınıfı, Şalvar Davası, Selvi Boylum Al Yazmalım, Kibar Feyzo ve en son olarak Çanakkale Geçilmez tiyatro oyunlarını sahneledik. Bu oyunlarda ben hep başrol oyuncusu oldum. Ama en son oyunda yaşım ilerlediği için küçük bir rol aldım. Tiyatroda oynayıp insanları güldürmek ve düşündürmek beni çok mutlu ediyor" diye konuştu.
 
Türkiye'de huzurevlerinin halinin çok kötü bilindiğini belirten Girici, ancak Adana Huzurevi'nin gerçekten ismi gibi huzur verdiğini, 16 yıldır 82 yıllık hayatının en mutlu günlerini burada yaşadığını söyledi.
Editör: Barış Köksal