Yıllardır Oda, STK, Platform, Şura, Konsey gibi çeşitli adlar altında değişmeyen Başkanların yönetiminde faaliyet gösteren ve Mersin’e hiçbir katkısı olmayan oluşumlardan artık ümidimi kestim.
Onlardan söz etmek dahi anlamsız, yararsız geliyor ve zaman kaybı olarak görüyorum.
Yine de her şeye rağmen bir oluşuma yeni bir Başkan seçildiği zaman heyecan duyuyorum. 

Son olarak TURAB (Türk Arap İşadamları Derneği) yeni Başkanı’nı seçmişti… 
Yeni Başkanın kadın olmasını özellikle daha değerli ve ümit verici bulmuştum.
Maalesef yine yanıldım. 

Suriyelilerle ilgili birlikte bir proje yapma ümidim de gecikmelerinden dolayı kayboldu.
Faaliyet olarak birkaç protokolün katıldığı etkinlikte gördüm. Kent protokolünün ve STK başkanlarının ve kent halkının katılmadığı ve son günlerde bazı olumsuzluklarla gündemde olan Güney Afrika Sergisine katıldılar. 
Şimdi de “Aile Şirketlerinde kadının rolü” panelini düzenliyorlar. 
Tabii katılımcılar, panelistler ilginç… Onlar için de söylenecekler var; ama ana konuyu dağıtmak istemiyorum. 

*        *        * 

Şimdi de TÜGİAD’IN (Türkiye Genç İşadamları Derneği) yeni bir başkanı var;   bir kadın Başkan olduğu için değerli ve ümit verici buluyorum.
Yeni Başkan başarılı bir işkadını: Gül Akyürek. 
Kendisini bir vesile ile işyerinde ziyaret etmiş ve başarılı çalışmalarını görmüştüm. 
Ayrıca kısa bir süre önce bir sohbetinde Organize Sanayi Bölgesi ile ilgili çalışmalarını öğrendim.
Şu anda önemsediğim ise Marmara Bölgesi’nin yatırımlar açısından tıkandığını belirterek en iyi alternatifin Çukurova Bölgesi olduğunu söylemesi. 
Türkiye ekonomisinin % 60’ının tek bir bölgede (Marmara) toplanmasının riskleri arttırdığına dikkat çekerek, Çukurova Bölgesi’ni alternatif olarak öne çıkarıyor. 
Çukurova Bölgesi tüm dünyaya açılan Mersin Limanı ve Lojistik merkezinin de hayata geçmesi ile tarım, turizm, sanayi ve sporda da cazip hale gelecektir. 
TÜGİAD’ın yeni Başkanı’nın Enerji projeleri, Bölgesel Havalimanı, Derin Liman Projeleri’ni de inceleyip konuları derinlemesine araştırdığını görüyoruz.

Aslında bu konuyu ben on yıldır yazıyorum. 
Maalesef Mersin yararına her konuyu olduğu gibi bir, “Kenti Geliştirmeyenler Kara Lobisi” bunun da önünü tıkıyor.

*        *        *

Bundan önceki yazılarımdan birinde şunları yazmışım;
Çoğumuzun unuttuğu Marmara’ya alternatif Adana-Mersin’i kapsayan bir Çukurova Ekonomi Bölgesi planını hatırlayalım.
İstanbul ve Marmara bölgesinde sanayi ve ticaret alanının dolması üzerine, Hükümet bu bölgeye alternatif olarak Çukurova Bölgesini düşündü. 
Bu bölgeye Türkiye’nin en büyük havaalanlarından biri ve büyük bir lojistik merkez planlandı. 
Hızlı trenin bölgeye gelmesi düşünüldü. 
Kazanlı turizm projesi yapıldı. 
Mersin limanının büyütülmesi hesaplandı. 
Antalya sahil yoluna başlandı. 
Bölgede zaten önemli bir liman vardı ve otoban yollarla her tarafa bağlanıyordu. Serbest Bölge yeni nesil serbest bölgeler olarak genişletilecekti.
Yani sonuç olarak Adana – Mersin merkezli Çukurova Türkiye’nin ikinci büyük sanayi ve ticaret merkezi ve Anadolu’nun hem Ortadoğu’ya hem de Afrika’ya açılan kapısı olacaktı.
Çukurova’nın hem alt yapısı hazırdı hem de Hükümet bunun için uzun zamandır belli bir plan ve sistemle bunu uygulamaya başlamıştı.
Akdeniz Oyunları o günkü Hükümetin garantörlüğü ile gerçekleşmiş ve bölgemiz Türkiye’nin en fazla spor tesisine sahip olmuştu.

Mersin’in lobisinin yokluğu, bu projeleri takip eden siyasetçilerin bulunmaması, Mersin’in projelerine yerel yönetimin ve onun siyasi anlayışının karşı çıkması, engellemesi ve geciktirmesi gibi ana sorunlar ve beklenmeyen bazı aksaklıklar sonucunda maalesef Çukurova istenen şekilde bir merkez olarak gerçekleşemedi.
Tabii Mersin’de tüm bu gelişmelere karşı çıkan bir farklı yapıyı göz ardı etmeyelim.
***

Maalesef Mersin’de gelişmeyi engelleyenler, çok zaman yeni gelenleri de kendilerine uydurmak istiyorlar ve bugüne kadar da başarılı oluyorlardı. Bileşik kaplar gibi bir şeyler yapmak isteyenleri de geriye, kendi seviyelerine çektiler.

Şimdi farklı bir durum var: Bazı yeni yöneticilere etki edemediler ve onlar da var güçleriyle Mersin için çalışıyorlar.

Yeni Rektörümüz Prof.Dr.Ahmet Çamsarı adeta bitmiş bir Üniversiteyi tekrar ayağa kaldırıyor; her şeyden önemlisi, artık Üniversite kentten kopuk değil, kentin projelerine destek veriyor, bilimsel katkısını sunuyor.

Yeni Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ise bir taraftan 15 yıllık çökmüş bir Belediye’de tekrar düzen kurmaya çalışıyor. 
Diğer taraftan kentin projelerini destekliyor yeni projeler geliştiriyor. Onu zor durumda bırakmak ve dolayısıyla bu kentteki eski düzeni sağlamak isteyenler ise,  özellikle son günlerde ciddi ve çok kirli bir çaba içerisindeler.

Arık Mersin’de bir de “Halk Lobisi” var. Cesurca eleştiriyorlar, projeler üretiyorlar ve alışılmış ezberleri ve kurulu yanlış düzeni bozmaya çalışıyorlar.

Şimdi değerli TÜGİAD Başkanı için bu üç avantajlı, örnek yapı var.
Bunları değerlendireceğine ve Mersin’e katkı verebileceğine inanıyorum .  Fikirlerindeki doğruyu ve işindeki başarıyı kentin kalkınmasına da yansıtacaktır. 

HARUN ARSLAN