2008 ağustosuydu. Ankara Mamak muhabere okulunda acemi birliğinde askerlik görevimi kısa dönem olarak yerine getiriyordum. Eğitimler ağır gelse de orada geçirdiğim 28 gün çok şey öğretti bana.En başta yetinmeyi..
Sabah içtimalarında,şehit olan askerlerin isimleri okunur ve saygı duruşunda bulunulurdu.İlk defa orada hissettim aslında birlik ve beraberliğin ne denli gerekli bir olgu olduğunu.İnsan sivil iken duyduğu şehit haberlerini,askerken duyunca bir başka hüzünleniyordu.Sanki iş ortağın ölmüş gibi,sanki kan kardeşin ölmüş gibi.Belki o giydiğimiz üniformadaydı keramet.Düşünsene bir yerler de insanlar ölüyor,üzerlerindeki kıyafetler seninkilerle aynı.Sabah kalk saati aynı, yat saati aynı..
Uzun dönem çocuklarda vardı Mamak ta. Bizler kısa dönem olduğumuz için o ağır eğitim 28 gün sürecek ve asıl görevimiz için farklı yerlere dağıtımımız yapılacaktı. O uzun dönem çocuklar(çocuk diyorum çünkü gerçekten çocuktular), 18 ay askerlik yapacaklardı. Dışarıya kapalı, her gün bir önceki günün aynısı olan günler, aylar ve yılları alacaktı onlar için o süreç.
Bizim acemi birliğindeki son günlerimizdi artık, sonrası için nerelerde görev alacağımız belli olmuştu. Kimimiz Anıtkabire, kimimiz Genel Kurmay Başkanlığına, kimimiz Kara Kuvvetleri Komutanlığına gidecekti. Ben Anıtkabire gideceğim için mutluydum. O sıralar uzun dönem çocuklarının da dağılımı yapılmıştı. Listeleri asılmıştı kapılara.Sırf meraktan gidip bakmıştım..ve isimlerinin karşısında şehirler yazıyordu.Şırnak,Hakkari,Diyarbakır,Batman vesaire.
Heyecanla öğreniyorlardı gidecekleri yerleri. Şırnak uzak mı? Hakkâri nasıl bir yer? Batman tehlikelimi? Diye birçok soruya maruz kalmıştık onlar tarafından..ilk defa o zaman anladım Türk askerinin temizliğini..Sadece bir defa atış talimi yapan çocuklar,  Diyarbakır’a Şırnak’a, Batman’a gidiyordu vatanı kurtarmaya..
Her gün molalardaki sohbetlerimiz aynıydı. Biri oto yıkama mobilbahis dükkânı açmak istiyordu, hatta büyütüp işleri araba aksesuarları da satacaktı. Birisi berberdi. Bana bir şey olmaz Şırnak ta da berberlik yaparım bana dokunmazlar diyordu. Biri çok aşıktı… Bana sevgilisi için kendi yazmış gibi az mı şiirler yazdırdı. Biri internet cafe açarak atılacaktı iş hayatına.Yunus vardı bir de hiç unutmuyorum.Beraber türkü söylerdik..
‘’Şemsiyemin ucu kare yok mu bu derdime çare,o yar güzel ben biçare..’’diye..
Mustafa, uzun süreli verirdi bize hamamın sıcak suyunu..bak derdi yine insaflı davrandım.Hamam görevlisiydi..afilliydi bu görevler askerde öyle deme.Hep beraberdik o 28 gün..yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi.. https://mobilegir.xyz/
Dağıtımdan sonra gitti o çocuklar..sonrasını bilemem.Bir anı olarak kaldı hepsi hayatımda..O sohbet ettiğim kardeşlerim,beraber çay içtiğim,aynı köfte ekmek sırasına girdiğim,aynı çeşmeden su içtiğim,aynı marşları haykırdığım,kardeşlerimin kaçı şehit oldu kaçı yaşadı bilemem..
Ama 15 şubatta televizyonlarda gördüm sanki o kardeşlerimi..Köprü üzerinde linç edildi biri, internet cafe mobilbahis giriş hayalleri olanın başı kesildi.Sevgilisi için kendi adına şiir yazdığım kardeşim tekmelenmiş,darp edilmiş,ağzı burnu kırılmış,tanınmaz hale gelmişti..Oto yıkama işine girecek olan çocuk, bir tankın içinde hapsolmuş,kendisini linç edilmekten kurtaracak bir yardım eli bekliyordu.
Bir oyunun figüranları olmuştu hepsi istemeden..
Ben bu oyunu yazanlardan şikayetçiyim, oynamak zorunda kalan masumlardan değil ! Darbeci Komutanın emir verdiği 19 yaşındaki çocuktan sorulan hesabın, alınan intikamın yanlışlığının fark edilmesi ve cezalandırılması niyetindeyim.
Ben sapla samanı ayıramayan bu zihniyetten şikayetçiyim. 
Oyunu oynamak zorunda kalan çocuktan değil,
Oyunu yazandan şikayetçiyim.. !!!