Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Doç. Dr. Hakan Yabanoğlu, son zamanlarda artan tiroid nodülleri hakkında bilgi verdi.Tiroid nodülleri çok büyük boyutlara gelmediği veya aşırı hormon üretmediği sürece genellikle hastalarda şikayete neden olmadığını belirten Doç. Dr. Yabanoğlu, “Ancak hastalar boyunlarında dolgunluk, şişlik, asimetri gelişmesi, yutkunurken takılma, gıcık hissi, ses kısıklığı gibi bulgularla nodülü fark ederek hastaneye gelebiliyor. Nodüllere genellikle hastanın fark etmesi, doktorun elle muayenesi esnasında veya ultrasonografik incelemeler esnasında tanı konur. Tiroid nodüllerinde, genellikle tiroid hormonları normaldir. Eğer tiroid nodülü normalden fazla hormon üretirse hipertiroidiye bağlı olarak sinirlilik, çarpıntı ve sıcağa karşı tahammülsüzlük gibi sorunlar görülebilir” dedi.

Tiroid nodüllerinin erkeklere oranla kadınlarda daha sık görüldüğünü söyleyen Doç. Dr. Yabanoğlu, “Kadınlarda daha sık bulunan bu nodüller, toplumun ortalama yüzde 5 muayenede anlaşabiliyor. Yalnız yüzde 20-76'da ultrasonografi ile gösterilebilmektedir. Nodüller tek veya çok sayıda olabilmekte ve bölgesel farklılık göstermektedirler” diye konuştu.

Hastalar açısından en önemli konunun bu nodüllerin kötü huylu tiroid hastalıklarına (kanser) dönüşme riskleri ve hormon üretimindeki artmış fonksiyonları olduğunu dile getiren Doç. Dr. Yabanoğlu, “Tiroid nodüllerinin yüzde 95’i iyi huyludur. İyi ve kötü huylu nodüllerin ayrımında hastanın yaşı, nodüle ait semptomlar, cinsiyet, nodül çapı ve fizik muayene özellikleri, ultrasonografideki görüntü özellikleri, hastanın ailesinde tiroid kanser hikayesi, daha önce boyun bölgesine radyoterapi almış olması gibi birçok risk faktörü göz önünde bulundurulmalıdır” şeklinde konuştu.

Tiroid nodüllerinin varlığında tiroid bezi genellikle normal çalıştığını dile getiren Doç. Dr. Yabanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: 
“Tiroid bezinnin az (hipotiroidi) veya çok (hipertiroidi) çalışması hakkında bilgi elde etmek için, tiroid hormonlarına bakmak gerekmektedir. Tiroid nodülünün hormon düzeyine etkisini araştırmak için hormonların kanda ölçülmesi gerekir. Ultrasonografik inceleme ile nodülün sayısı, büyüklüğü, lenf nodlarının durumu ve kanseri düşündüren bulgulara ait görünümler saptanabilmektedir. Bir diğer radyolojik görüntüleme yöntemi olan tiroid sintigrafisi ile soğuk nodül (kanser riski daha çok) veya sıcak nodül (kanser riski daha az) ayırımı yapılabilmekte ve tiroid bezinin hormon üretim düzeyi hakkında bilgi elde edilebilmektedir. İnce İğne aspirasyon biyopsisi ise tiroid nodüllerinin patolojik tanısında oldukça önemli olan ve iğne uçlu bir enjektörle yapılan bir tanı yöntemidir. İşlem sonrası hasta evine gidebilir. İğne ile alınan hücreler, bir cama yayılarak laboratuvara gönderilir. Deneyimli bir sitoloğun değerlendirmesinde, doğruluk oranı yüzde 95-98’dir.”

Tiroid kanseri ya da tiroid kanseri olma ihtimali olan tüm hastalarda kesinlikle tiroid ameliyatı (tiroidektomi) yapılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Yabanoğlu, tiroid kanseri olma ihtimali yoksa tanıya bağlı olarak başka tedavi seçeneklerinin de hasta ve doktor iletişimiyle karar verilmesi gerektiğini belirtti. 
 

Editör: Barış Köksal