Röportaj: Yağmur İĞRET

Dr. Serhan Antalyalı ile Mersin’in belediyecilik açısından sorunlarını, kentimizin artı ve eksi yönlerini, STK’ların çalışmalarına dair bir söyleşi gerçekleştirdik. Mersin’in en büyük sorununun kimliksiz bir kent olduğunu vurgulayan Dr. Serhan Antalyalı, ‘Genel anlamda Mersin belediyeciliğinin en önemli sorunu; Mersin’in kimliksizliğidir.. Mersin Valiliği’ne ve Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne düşen görev, Mersin’i kimlik sorununundan kurtarmaktır. Biz turizm kentimiyiz, tarım kentimiyiz, lojistik kentimiyiz, bir an önce bunun ortaya konulması ve bu konuda çalışmalar yürütülmesi lazım.’ dedi. 

İşte o röportajımız:
 
YAĞMUR İĞRET: 2014 yerel seçimlerde Mersin Yenişehir Belediyesi Başkan Aday Adayı oldunuz. Sizce belediyecilik açısından Mersin’in en büyük sorunu nedir?

SERHAN ANTALYALI: Öncelikle böyle bir röportaj için çok teşekkür ederim. Umarım bildiklerim doğrultusunda sizlere tatmin edici cevaplar verebilirim. Bunu sadece Mersin olarak ele almak işi zorlaştırır. Bölgesel olarak ele aldığımız zaman Mersin’deki değişik belediyelerin değişik sorunlarının olduğunu söyleyebilirim. Benim de aday adayı olduğum Yenişehir Belediyesi’nde Mersin’in önemli bir sorunu yokken, Akdeniz Belediyesi’nin çok daha farklı sorunları olabiliyor. Adından anlaşıldığı gibi Yenişehir Belediyesi, yeni bir şehir. Yenişehir’de alt yapı sorunları tamamlanmışken Akdeniz Belediyesi’nde bu sorunların bir kısmı devam etmektedir. 


Genel anlamda Mersin belediyeciliğinin en önemli sorunu; Mersin’in kimliksizliğidir. Bu cevabı bir çok kişiden almışsınızdır. Her şehir kendisiyle ilgili bir konuda anılırken Mersin için şans mıdır şansızlık mıdır, tek bir konuyla anılmadığı gibi bir çok konuyla anılıyor. Ama hepsinden biraz olunca da belli bir yere ulaşamıyoruz. Mersin Valiliği’ne ve Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne düşen görev, Mersin’i kimlik sorununundan kurtarmaktır.  Biz turizm kentimiyiz, tarım kentimiyiz, lojistik kentimiyiz, bir an önce bunun ortaya konulması ve bu konuda çalışmalar yürütülmesi lazım.


Mersin’de 15 yıllık CHP iktidarından sonra Burhanettin Kocamaz’ın seçilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tabiki bir CHP’li olarak bu konuda ciddi bir üzüntüm var. Ancak Burhanettin Bey’de olsun diğer seçilen belediye başkanları da olsun, seçildikten sonra parti rozetlerini bir kenara koymuşlardır. Dolayısıyla artık Mersin’in tüm seçmenlerinin ve burada yaşayanların belediye başkanlarıdır. Dolayısıyla Burhanettin Bey’in de Mersin’e faydalı işler yapacağına olan inancım tamdır. Kendisinin de 20 yıllık tecrübesiyle Mersin’in çeşitli sorunlarına el atacaktır diye düşünüyorum.

 
Yurt dışına çok gidiyorsunuz. Gittiğiniz şehirler ile Mersin’i karşılaştırdığınızda, kentimizin artı ve eksi yönleri nelerdir?
 
Gittiğimiz ülkeler ve şehirler son derece gelişmiş yerlerdi. Bir çoğu alt yapı sorunlarını tamamlamış durumda, artık detaylarla uğraşıyorlar. Örneğin; daha çok kültür, sanat ve müzik alanında gelişmeler gösteriyorlar. Ama en önemli fark, şehirde yaşayanların bilinç düzeyi. Orada toz göremiyorsunuz. Gürültü kirliliği ile karşılaşmıyorsunuz. Korna sesi yok. Umarım günün birinde ülkemizde ve şehrimizde de bu tip güzellikler kazanacağız diye ümit ediyorum.
 
Oradaki şehirlere göre Mersin’in hiç artı yönü yok mu sizce?

Olmaz olur mu. Mersin bir cennet. Ama biz bu cenneti ne kadar ön plana çıkarabiliyoruz. Mersin’in bir çok artısı var. 10 dakika önce denizde yüzebilirken 10 dakika sonra dağlara çıkıp kar görebiliyorsunuz. Bir çok yere yakınlığı da buna cabası. Ama Mersin kendi değerlerini tam olarak ortaya koyamamış durumunda. Örneğin, Tarsus binlerce yıl öncesinde bilinen bir şehir. Hristiyanlık açısından çok önemli bir şehir. Saint Paul’un yaşadığı yer. Yine Silifke’de Aya Tekya Klisesi, Kızkalesi gibi inaç turizmi ve normal turizm açısından bu tarz değerlerimiz ama şuan halen kullanamıyoruz.

 
Yıllarca bir çok STK’da yöneticilik yaptınız. Mersin’deki STK’ların çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce en iyi çalışan STK hangisi?

Mersin sivil toplum kuruluşları açısından çok zengin. Bildiğim kadarıyla nüfüs başına düşen sivil toplum kuruluşu sayısıyla Türkiye’de en önde gelen şehirlerden bir tanesiyiz, belkide birincisiyiz. 

Gerçekten bu konuda özveriyle çalışan sivil toplum kuruluşları var. Örneğin, İçel Sanat Kulübü bir çok şehirde yok. Bizim böyle bir şansımız var. Gerçekten sanat adına çok güzel işler yapıyorlar. 

Rotary Kulüblerinin kendilerince hizmet verdiklerini biliyorum. MEGİAD, MTSO, Mersin Barosu gibi kuruluşlarınında kendi üstlerine düşen görevi yerine getirdiklerini düşünüyorum. Ama bir tek sıkıntı şu, kimse gerçek gücü kadar bir şey üretmiyor.

Sivil toplum kuruluşlarından beklentim gerçekten güçlerini ortaya koymaları. Mutlaka herkes üzerine düşen bir şeyleri yapmaya çalışıyor. Ama daha fazlasını yapacak güçleri var, bunu bende biliyorum kendileride biliyor.
Editör: Barış Köksal