İşte Kayhan'ın kaleme aldığı yazı;

"Bugünlerde konuştuğumuz tek konu dünyanın gündeminde olan koronavirüs. Aslına bakarsanız bunu konuşmakta geç bile kaldığımızı söyleyebilirim. Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde bu virüs ortaya çıktığında sadece televizyondan ve sosyal medyadan ara ara dikkat ettiğimiz bir olaydı. Fakat virüsün hızlı bir şekilde yayılması, Çin’deki hayatı durduracak noktaya getirdi ve dünya dikkatini bu olaya yoğunlaştırdı. Durumun ve ölüm vakalarındaki artışın ciddi bir hal alması birçok firmanın Çin’deki üretimlerini durdurmak zorunda kalmasına neden oldu. Üretimlerin Çin’den çekilmesi bu sektörde üretim yapan rakip ülkelerin yüzünü güldürse de, hammaddelerini Çin’den temin ederek üretim yapan birçok firmayı ise kötü anlamda etkiledi. Yani bir kısım için durum avantajlı hale gelirken, diğer kısım için ise dezavantajlı hale geldi. Peki gerçekten böyle bir durum birileri için avantaj sayılabilir mi? Kısa vadede belki evet. Arz talep dengesini ve dış ticaret oranını etkiler. Ama uzun vadede böyle bir virüs herkesi olumsuz anlamda etkileyecektir. Nitekim öyle de oldu. Covid-19 küresel bir salgın haline geldi ve Dünya Sağlık Örgütü koronavirüsü pandemik bir hastalık olarak ilan etti. Bugün Türkiye dahil 170’ten fazla ülkeye yayıldı. Türkiye’deki ilk koronavirüs vakası 11 Mart 2020’de açıklandı. Hemen akabinde ilköğretim ve üniversiteler tatil edildi, yaklaşık bir hafta sonra da otuzdan fazla firma mağazalarını kapatma kararı aldı. Ve hala “evde kal” sloganı ile işlerin evden yürütülmesi teşvik ediliyor. 

Genel olarak baktığımızda Aralık ayında ortaya çıkan bir virüs Mart ayında Türkiye’deki sosyal, ekonomik ve hatta psikolojik hayatı da hızlı bir şekilde etkilemeye başladı. Çin’den kayan siparişler için sevinen firmalar da kısa bir süre içinde üretimlerini durduracaktır. Dakika başı uçakların kalkış yaptığı, insan dolanımının sınırsız olduğu küresel bir dünyada yaşanan bu çeşit bir salgında ne yazık ki kârlı çıkan olmayacaktır. Kısa vadede üretim siparişleri kayabilir, fakat virüs eninde sonunda her yere ulaşacak ve tüm ülkeler için durum Çin’deki ile aynı olacaktır. Dünyadaki hiç bir ülke yüzde yüz oranda her kaynağa sahip değildir. Her ülkenin gerek insan gücü gerek hammadde bakımından farklı avantajları ve dezavantajları vardır. Böyle küresel salgınlarda, özellikle dış ticaret anlamında  kârlı çıkan olmayacak, en az zararla atlatan olacaktır. İleriki süreçlerde arz talep dengelerinin değişmeye devam etmesi de kimseyi şaşırtmayacaktır. 

Son olarak virüs ile mücadele ettiğimiz bugünlerde her şeyden önce sağlığımızı ön plana koymalıyız. Ekonomik veriler eninde sonunda ulaşması gereken yere gelecektir, fakat sağlığımızın dönüşü olmayabilir. Bugünleri en kısa sürede atlatmak dileğiyle..."

Editör: Barış Köksal