Bu yazı yayınlandığında yeni MTSO resmen olmasa da Meclis üyeleri üzerinden şekillenmiş olacak.
Kimlerin Meclise girdiğini, kimlerin sandıktan çıkamadığını görmüş olacağız.
Onun ardından Meclis Başkan ve Başkan Vekilliğinden tutun da, yönetime girecek olanlardan, Vakfın başına getirilecek isme kadar pek çok pazarlık dönecek.
Bakmayın sevgili Aşut' un yeni vizyona girecek film fragmanlarını çağrıştıran son açıklamasındaki;
"Her nereden gelmiş olursa olsun, din, mezhep, etnik köken gibi konuları merak etmeden evrensel insanlık değerlerine bağlı Mersinlilerin, buna en çok katkı veren Mersin iş dünyasının aklı selimini herkes görecektir. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın, tüm üyelerimizin siyaset üstü, ideolojiler üstü, basit ayrımlar ve farklılıkların çok üzerinde olan duruşu ve felsefesi ile ortaya koyduğu olgunluğu herkes görecektir."
İddialı sözlerine...
Hepimiz biliyoruz ki, dün de dil, renk, mezhep, siyasi görüş gibi unsurlar Oda seçimlerinde dibine kadar birilerince kullanıldı ve ne yazık ki, 21. yüzyılın evrensel denizine inat bugün de benzer argümanlar tehlikeli sularda dolaşma pahasına kullanılmaya devam ediyor.
Bunun önüne geçmenin tek yolu vardı: Kimlikler, siyasi görüşler, küçük hesaplar yerine, daha iyiyi yapacakların fikirlerini, projelerini ortaya koyacakları bir yarışın sağlanması...
Ne yazık ki Odalar tek parti dönemi de dahil, hep kimi siyasi görüşlerin arka bahçesiydi, "bizi destekleyin ithalat kotalarını siz dağıtın ve ziftlenin" mantığından bugün "al belgeyi, ver parayı" olgusunun ne farkı var?
Ödemediğimiz takdirde kapımıza icra gönderen, gecikmeye yasal faiz uygulayan Odanın topladığı paraları nerede nasıl harcadığını bilen kaç üye var?
Üyeden geçtim bu gözler kimi bilgileri yasal yoldan almamı isteyen o kadar çok Meclis üyesi gördü ki, oturup yazsam tuğlayı kıskandıran kalınlıkta kitap olur.
Geçmişe gidip hafızaları zorlayacak değilim. Şu son dört yılda Oda adına dünya çevresini bir kaç kez döndüğünü gazeteleri süsleyen demeçlerden, fotoğraflardan öğrenme mutluluğuna eriştiğimiz kimi isimlere bir bakın. Gerçek hayatta faaliyet gösterdikleri ve Odaya temsilci olarak girdikleri alanlarla o tetkik! gezilerinin konularına göz atın ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Yine aynı filmi seyredeceğiz.
Kuyumcularla bankacıları, kuaförlerle turizm işletmelerini, hurdacılarla mali müşavirleri aynı gruplarda toplayan anlayıştan farklı bir şey bekleme şansımız var mı?
"İslamcılara Kaleyi kaptırmayalım" diye geçen seçimlerde yeri göğü inletenlerin duygusal malzemesini ellerinden alıp kimlik yerine vizyoner projelerin yarıştığı bir ortam hazırlayabilseydik, bugün telefonlara sarılıp "o Kürt' e sakın oy vermeyin" ,"Şu cemaatçileri seçtirmeyin" bel altı kampanyalarına, iskele alabanda misali yanaşanların "memleket çocuğu" çığırtkanlıklarına tanık olmazdık.
Bunu en iyi Aşut bilir ama aynı Aşut' un son resmi açıklamasına bakıp "vay be" demek te bana düşer.
Aslında yazıya otururken, bir önceki yazıda kaldığım yerden, on yıl önce oluşturduğumuz platformun hazırladığı seçim bildirgesinde yer alan projeleri şöyle bir hatırlatıp, geçmişe yönelik "keşkelerden" ziyade olur da birilerine ilham olur umudunu yeniden yeşertmeye çalışacaktım.
Ama konu öylesine derin ve söylenecek o kadar çok şey var ki, bunca şeyi dile getirdim, o hayalleri yeniden hatırlatmaya sıra gelmedi.
İyisi mi, o projelerin bir kısmını özetleyerek noktalayayım.
Hele Meclis oluşsun, daha epeyi nefes tüketiriz nasılsa...
Ana başlıklar itibariyle şöyle demişiz o günlerde:
-Şeffaf olacağız. Odanın hesapları sadece Meclis üyelerine değil, tüm gelir ve giderler internet üzerinden tüm halkın bilgisine sunulacak.
-Üyelerimize etkin, hızlı, kaliteli hizmet vermek üzere tüm işlemlerin internet üzerinden yapılmasını sağlayacak Türkiye' nin ilk e-Odasını Mersin' de yaratacağız.
-Beklemeye tahammülü olmayan dış ticaret işlemlerinin 7 gün 24 saat aksamadan yapılmasını sağlayacak, tüm bürokratik işlemleri en aza indirecek önlemleri öncelikle Oda servislerinden başlayarak gerekli önlemleri alacağız.
-Mersin' in değerlendirilemeyen yüksek potansiyelini harekete geçirerek Türkiye'nin kalkınmasına, dışa açılmasına öncülük edeceğiz.
-Odayı Mersin' i ilgilendiren tüm projelerin üretilmesine öncülük eden ve o projelere iş dünyasını ortak edecek dinamizmi kazandıracağız.
-Projelerimiz ve geleceğe ışık tutan vizyonumuzla yerel yönetimlerin, diğer kurum ve kuruluşların önünü açacak, lokomotifi olacağız.
-Üyelerinden zorla para toplayan kurum algısını tarihe gömecek, Oda üyeliğini cazip hale getirerek üyesinden aldığını üyesine hizmet olarak geri veren, zorunluluğu gönüllülüğe çeviren anlayışı hâkim kılacağız.
-Dış gezileri ulufe olmaktan çıkaracağız. Bu geziler üye çoğunluğunun beklentileri doğrultusunda ortak akılla belirlenecek, "harcayan öder" ilkesiyle geziye katılanların masraflarını kendilerinin karşılaması prensibini hayata geçireceğiz.
-İstanbul ve İzmir'in ardından 3. Ekonomi Üniversitesinin genlerinde dış ticaret olan Mersin'e kazandırılmasını sağlayacağız.
-Bilgi çağında Mersin' i yüksek öğrenim alanında dünyaya açacak, bu alanda yatırım yapmak isteyenlere her türlü yardımı yapacağız.
-Kuracağımız internet portalıyla tüm hizmetleri e-oda sanal ortamında gerçekleştirecek, internet hizmetinin tüm aktif üyelerimize ücretsiz sağlanması için gayret edeceğiz
-Odanın kendi etkinlikleri yanında kentle ilgili ekonomik, sosyal her türlü gelişmeyi anında herkese en doğru ve hızlı biçimde sağlayacak bir haber portalı oluşturacağız
-Odanın kendi yayın organını başka kentte basmasına son vereceğiz. 
-Oda öncülüğünde kurulacak sanal çarşı üzerinden üreticilerle tüketicileri buluşturacak, dünyada hızla gelişen e-ticarette Mersin'i öncü kent yapacağız. (on yıl sonunda dünyada e-ticaretin geldiği yeri hatırlatmama gerek yok sanırım a.a)
-Oda üyelerinin ürettiği her türlü mal ve hizmeti dünyaya kesintisiz tanıtacak e-fuar oluşturacağız.
-Üniversite ile işbirliği geliştirecek, günümüzün eğitimi hayatın pratiğiyle buluşturma özelliğini öne çıkararak eğitimli işsizler yerine, ihtiyaç duyulan alanlarda eğitim verilmesine katkı sağlayacağız.
-Tek Masa uygulaması ile Türkiye' de ilk kez iş yapmak, şirket kurmak isteyen girişimcilere başka kuruma gitmelerine gerek kalmadan Oda çatısı altında tüm işlemlerini tamamlama hizmetini başlatacağız.
-Oda, Borsa, İhracatçı Birlikleri ve benzer tüm kurum ve kuruluşlarda başkanlık, yöneticilik yapmış tüm meslek duayenlerinden oluşacak Yüksek Danışma Platformunu oluşturacak, Mersin adına söyleyecek sözü olan tüm meslek büyüklerinden hayatları boyunca yararlanmaya çalışacağız.
-İhmal edilen Güç Birliği Holding' i hayata geçireceğiz. (Eğer o gün söz ettiğim oluşum hayata geçirilebilseydi liman işletmesi başta olmak üzere bugün Mersin girişimcileri bambaşka bir noktada olurdu)
-Uluslararası Ticaret Merkezini Mersin'e kazandıracağız.
-Bürokrasi ve siyaset üzerinde etkin olacak, önceliği Mersin'in refahı olan Ekonomik Sosyal Konseyin kurulmasına öncülük ederek, eksikliği her an duyulan güçlü Mersin Lobisine katkı sağlayacağız."
On yıl öncesinin dünya, ülke, Mersin koşullarında sıralanan bu önerileri ister günümüze uyarlayın, ister o günlerdeki haliyle anımsayıp gülümseyin.
Ama elinizi vicdanınıza koyarak şu sorunun cevabını verin:
"Mersin bugün hak ettiği yerde mi?"
 O gün çizilen vizyon ışığında yukarıdakilere eklenecek daha nice öneri masaya yatırılıp o dönem seçimleri bu projelerin yarışına dönse Mersin bugün nerede olurdu?
Umarım yastığa kafayı koyduğunuzda vicdanınızın sesi rahat uyutur sizi...
Çünkü bunun aksi, şarkının dediği gibi "haram gecelere" mahkum eder insanları...
O güne kadar yaşar mıyım bilemem?
Ama bugün seçilen Meclis üyelerine dört yıl sonra o vicdani sorgulamayı hatırlatmak istemem.