17- 18 Kasım günlerinde üçüncüsü düzenlenecek Narenciye Festivali ile hazırlıklar tam gaz...

Çalışmaların önemlisi Abdullah Özdemir’in başında yer aldığı karınca ekiple sessiz sedasız sürdürülüyor ama etkinlikleri bahane ederek kamuoyuna selam çakmaya çalışanlar da yok değil.

Bunlardan biri de Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel...

Anadolu Ajansı’ na verdiği demeçte noktası virgülüne dokunmadığım cümlelerle Gökçel şunları söylemekte:

“Mersin bu konuda şanslı. Mersin merkezde bulunan 4 ilçe belediyemiz ve Büyükşehir Belediyemiz festivale büyük kaynaklar aktarıyorlar. Ticaret Borsamız, Ziraat Odamız, Mersin Ticaret ve Sanayi Odamız ile diğer bazı odalarımız bu konuda katkı yapmaya çalışıyor ama tabi ki Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın da bu festivallere mutlaka destek vermesi gerekir diye düşünüyorum”

Samimi olarak okudunduğunda yukarıdaki demeç akıllara ne getirir?

Herkes kendi cephesinden dilediği biçimde yorumlama özgürlüğüne, vicdanına göre kafasına eseni söyler doğal olarak ama örneğin ben gerçeği bilmesem Gökçel’in sözlerinden yola çıkıp şunu algılardım:

“Mersin’de bir festival düzenleniyor. Buna Belediyeler büyük kaynaklar aktarıyor ama onların yanında Borsa, Ziraat Odası ve MTSO’ da gücü oranında bir şeyler veriyor”

Gökçel’in uzunca demecinden aklı başında herkesin çıkaracağı sonuç bu ama kazın ayağı bu değil...

O nedenle ben gerçeği yazayım da, belki birilerinin vicdan telleri titrer, çıkar gerçeği haykırırlar...

**

Mersin Narenciye Festivalinin 2012 bütçesi 750 bin lira...

Eski parayla 750 milyar...

Bu bütçeye kurumların katkısına gelince:

-240 milyar Mersin Büyükşehir Belediyesi,

-Merkezdeki dört ilçenin eşit olarak paylaştığı 330 milyar (Akdeniz, Toroslar,    Yenişehir ve Mezitli belediyeleri 82,5 milyarı kardeş payı koyuyorlar)

-Ve işin tüm yükünü çeken kurum ve başkanı Abdullah Özdemir’in katkılarıyla Mersin Ticaret Borsasının aktardığı 180 milyar...

Başka para veren var mı?...

Bildiğim, duyduğum, başka tek kuruş veren bir Allahın kulu yok...

İster kurum ister kişi çıkıp ta ben verdim diyen varsa özür diler, karşısında ceket iliklerim.

Keşke olsa ama yok...

Cengiz Gökçek’ le demecinin ardından konuştum...

“Demeçteki ifadeden yola çıkıp ‘Belediyeler büyük kaynak aktarıyor ama onların yanında Borsa, Ziraat Odası, MTSO’ da gücü oranında katkı yapıyor’ dersen, ben de doğal olarak ‘Ziraat Odası ve büyük bütçeye sahip MTSO kaç para vermiş’ sorusunu yöneltirim” dedim.

Gökçel de, Ziraat Odasının nakdi katkı yapmadığını, lojistik destek verdiğini söyledi (Lojistik desteğin ne olduğunu etkinliğin hamallığını sürdüren Özdemir’e sordum, ne anlama geliyorsa sadece güldü.)

Hadi lojistik destek verdiğini iddia eden ve o lojistik destek! Katkısını festival nedeniyle demeç verme hakkına çeviren Gökçel’i anladık diyelim.

Cümlelerinde yer alan “gücü oranında katkı yapan MTSO hikâyesini nereye koyacağız?

Gücü oranında katkı yapmanın ne anlama geldiğini Abdullah Özdemir Borsa’nın yaklaşık 3,6 trilyon bütçesinin %5’ ini koyarak göstermiş zaten.

Bu durumda eğer ölçü Özdemir’in sergilediği performans ise, MTSO’ ya düşen Borsayı beşe/ona katlayan bütçesine yakışır bir meblağı bu işe ayırmasıdır.

MTSO ne mi koymuş?

Henüz bu sene bir şey yok orta yerde...

Geçen yıl bütçesine festival için 20 milyar koymuş ama onu da komite yetersiz bularak “istemez sizde kalsın” demiş.

Hayatı boyunca turizmin hiç bir alanında faaliyet göstermemiş insanları durmadan dünya turizm fuarlarında dolandıran bir odamız var ama iş narenciye festivaline gelince “işler nanay” diyen de bir kuruma sahibiz.

Bir yandan 3,6 trilyonluk bütçesinden 180 milyarı bu işe ayıran öte yandan Borsanın bir kaç katı bütçesiyle sahiplenmesi gereken festivale 20 milyardan fazlasını vermeyen kurumlarımız var.

Bu işin çözümü ne?

Çözüm kişilerle kaim olmayan kurumsal kimlikten bir başka ifadeyle VAKIF’ tan geçiyor.

O mevzu ise çok daha derindir ve başka bir yazı konusudur...

- - - -