Geçtiğimiz günlerde bazı oluşum başkanlarının, eskiyen siyasetçilerin ve  yalnızca ismini ön plana çıkarmak isteyen ilgisiz kişilerin özel günleri kutlama mesajlarının ve yerli yersiz  demeç vermelerinin kentteki olumsuz etkileri konusunda yazmıştım.  
Dar düşünce içinde bunu önemli(!) bir tanıtım aracı olarak görüp insanları kandırdıklarını sananlar, son günlerde adeta bir moda haline getirdiler ve hepimizin maillerini  gereksiz yere ve sürekli işgal ediyorlar; bir mesaj kirliliği yaratıyorlar, dahası gülünç duruma düşüyorlar… ve ben her gün bana gelen bu tür mesajları okumadan siliyorum.
Son gelen mesajlar arasında daha önce mesaj almadığım bir isim dikkatimi çekti. Mesaj Dr. Engin Şahin’dendi. Kendisini Büyükşehir Belediye Başkanı’nın MİY için yaptığı son toplantıda yönetim kurulu üyesi olarak hatırladım. O toplantıda son noktayı koyan birleştirici, toparlayıcı akılcı konuşmasını takdirle dinlemiş ve bu kentte birçok kişi yalnızca kendi yararları için kentin çıkar getiren noktalarını tutmaya çalışırken, kent için gerçekten maddi manevi bir şeyler yapmaya çalışan insanlar da varmış, diye düşünmüştüm.
Dr. Engin Şahin’den gelen mail Mersin İdman Yurdu ile ilgiliydi.
Yani bugün kentin en önemli meselesi ve öncelikli önlem alınması gereken sorunu üzerine idi. 30 yıllık bir uğraştan sonra kazanılan bir başarının korunması bağlamında,  kentin 90 yıllık markası ile ilgiliydi.
Dr. Engin Şahin yeni yönetimdeki en önemli ilkenin şeffaflık olduğunu ve yeni dönemde çalkantılı günlerin yeni teknik direktör Ümit Özat’ın göreve gelmesi ile yerini huzura ve umuda bıraktığını belirtiyor ve devamla herkesin kalpten söylemesi gereken cümleyi söylüyordu: “Mersin’den ekmek yiyoruz, öyleyse bu şehir için her türlü görevi kolay zor demeden sahipleneceğiz. Hayatım boyunca Mersin için görevden kaçmadım. Özellikle Mersin İdman Yurdumuza her zaman destek oldum. Yine olacağım”. 
Dr. Engin Şahin’in bu sözleri havada kalmıyor ve yönetim kurulu göreve gelir gelmez ilk toplantılarında, üyeler olarak aralarında takıma nefes aldıracak 3 milyon 500 bin TL. nakit para topluyorlar.
Daha büyük desteğe ihtiyaçlarının olduğunu ve TBMM’ den spor yasasının çıkmasını ve borçların yapılandırılmasını bekliyorlar.
Tabii burada kentin bir lobisin olmadığı için,  her konuda olduğu gibi merkezi yönetimde kent adına olumlu bir kararın alınmasının, bu alanda etkili bir çalışma yapılmasının  zorluğu görülüyor. 
Kentin takımının Süper Lig’de bulunmasının kentimize hem ekonomik yönden hem de marka değeri yönünden önemli katkı vereceğini bilmeliyiz. Bu kenti yalnızca kendi menfaatleri için kullanan ve kentin köşe noktalarındaki yerlerini uzun yıllardır değişmeden koruyan kent dinamikleri biraz Dr. Engin Şahin gibi kimselerden örnek almalı, kentin gelişmesinden zaten kendilerinin de pay alacağını unutmamalılar.
Bu kentte doğru söz söyleyenlerin ve bunu da eyleme dökenlerin olduğunu görmek sevindiricidir. 
Bu vesileyle, Dr. Engin Şahin’e teşekkür ediyorum ve Mersinlilerin de bugünlerde kentin ilk önceliğinin Mersin İdman Yurdu olduğunu görmelerini ve çaba göstermelerini diliyorum.