Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in 3’üncü kez meclis gündemine getirdiği 250 milyon TL’lik borçlanma talebi Cumhur İttifakı tarafından bir kez daha reddedildi. Mecliste, Mersin Barosu ile işbirliği yapma ve sendika üyeliğinden ayrılma talepleri de yine reddedildi.

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Seçer’in yeniden görüşülmek üzere olağanüstü toplanan Mersin Büyükşehir Belediye Meclisine iade ettiği üç madde de Cumhur İttifakı üyeleri tarafından yine reddedildi. Büyükşehir Belediyesinin yapacağı hizmetler için 250 milyon lira borçlanmasına yine izin vermeyen Cumhur İttifakı, hizmet alınmamasına rağmen yıllık 300 bin lira aidat ödenen Mahalli İdareler İşverenleri Sendikasından (MİS) ayrılmasına da onay vermedi. Meclis’te kadın ve çocukların sorunlarının çözümü için Mersin Barosuyla iş birliği yapılmasına da yine izin çıkmadı.

“3 kararın reddinin yasalara aykırı olduğunu düşünüyorum”

Başkan Seçer, Büyükşehir Belediyesi Kanunundan ve Belediye Meclisi Çalışma Yönetmeliğindeki amir hükümlerden aldığı yetkiyle 3 maddeyi tekrar meclise iade ettiğini ifade ederek, Belediye Meclisi Çalışma Yönetmeliğinin Meclis Kararlarının Kesinleşmesi alt başlıklı 17. maddesini okudu. Seçer, “Bu amir hükümden yola çıkarak bugün üç maddeyi tekrar gündemimize getirdim. Bu konuda elbette ki alınan kararların yasalara aykırı olduğu, hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle bunu yapıyoruz. Tabi ki hukuka aykırılığında ortaya koyacağımız bazı emareler olacak, bunun ispatı olacak ya da neden olduğunu sizlere anlatma zorunluluğumuz olacak. Ben açıkçası bugün gündeme aldığımız üç kararın da reddinin yasalara aykırı olduğunu düşünüyorum. Bir siyasi değerlendirme sonucu meclis üyelerinin verdiği bir karar olduğunu düşünüyorum. Kentin geleceği açısından yanlış bir karar olduğunu, yatırımları engelleyeceğini, hizmeti aksatacağını, belediyenin işlerini sıkıntıya sokacağını düşünerek hukuka aykırı gördüm” dedi.

Seçer, Danıştay 8. Daire’den daha önce çıkan bir kararı Meclis üyeleriyle paylaştı. Seçer, Danıştay kararında meclise sunulan konuların keyfi bir tutumla ve sırf belediye başkanına muhalefet yapmak ve meclisi çalışamaz hale getirmek amacıyla reddedildiğine ve belediye meclisinin bu nedenle feshinin istendiğine dikkat çekti.

“Meclis’in hukuka aykırı bir karar almasını istemiyoruz”

Amir hükümler dolayısıyla maddelerin yeniden görüşülmesinde ısrarcı olacağını ifade eden Seçer, “Meclisin bir hata yapmasını, hukuka aykırı bir karar almasını istemiyoruz. Meclisin tarafsızlığına, bağımsızlığına; meclis üyelerimizin kendi hür iradeleriyle karar verme noktasında bir halel, leke gelmesini arzu etmiyoruz. Bunun için ısrar ediyorum. Neticede geçtiğimiz toplantıda da uzun uzun anlattım, burada sunumlar yaptım, rakamlar verdim. Bu, belediye yönetiminde şeffaflıktır, denetlenebilir olmaktır. Her zaman söylüyorum; bizi denetleyin başımız gözümüz üzerine. Bize doğruyu yaptırırsınız. Gözünüz bizim üzerimizde olsun, biz de şeffaf olalım ama yapacağımız hizmetlerin, yatırımların engellenmesi bu belediye meclislerinde istenen bir durum değildir” diye konuştu.

“Bu bir kamu zararıdır”

Mayıs ve Temmuz ayında borçlanma konusunun mecliste gündeme geldiğini, son olarak da 11 Aralık’taki oturumda borçlanma yetkisi talebinde bulunduğunu anımsatan Seçer, bu talebin yine reddedildiğini söyledi. Seçer, “Aralık ayına geldik. Yıl bitiyor ki Mayıs ayında ben bu talebi ilk getirdiğimde 12 ay vadeli kredilerde faiz oranı 10,52’ydi. Temmuz’da iade ettiğimde 11,52’ye çıktı. Aralık ayında bugün 19 ile 21 arasında yıllık faiz oranı var. Bu bir kayıptır, bir kamu zararıdır” ifadelerini kullandı.

“Elimizde bizim can simidimiz yok”

Yıl içerisinde borçlanma yetkisi alamadıkları için birçok ihaleyi ve işi geciktirmek zorunda kaldıklarını belirten Seçer, “Elimizde bizim can simidimiz yok. Can simidimiz nedir? İtibarımız neden olur? Verdiğimiz sözü tutarız. Gününde ödememizi yaparız. Tüm olumsuzluklara rağmen belediye piyasaya güven veriyor. Bir ihaleye neden 30-40 firma giriyor? Bir ciddiyet gelmiş. İsrafın olmayacağını, yanlışlığın en asgari düzeyde kalabileceğini herkes biliyor. Hepimiz kuluz, maddi yanlışlıklar yapılabilir ama suistimalin olmayacağını herkes biliyor” dedi.

“Vatandaşlarımıza verdiğimiz sözü yerine getireceğim”

Seçer, borçlanma yetkisi verilmemesi durumunda da hizmet yapma gayretlerini sürdüreceklerini belirterek, “Borçlanma vermiş olsanız da olmasanız da ben vatandaşlarımıza verdiğimiz sözü yerine getireceğim. Nerede ne yatırım yapacağımızı 2021 yılı yatırım programına aldık. Hepsini harfiyen yapacağız. Bir şekilde ya bir yol bulacağız ya bir yol yapacağız. Ondan kimsenin kuşkusu olmasın” şeklinde konuştu.

“Bu para esnafa da gidecek”

Başkan Seçer, borçlanma yetkisi almanın doğrudan esnafı da ilgilendirdiğini ifade ederek, “Bu para alınacak, bu para bizim mal ve hizmet alımlarındaki borçlarımızın ödemesine gidecek. 175 milyon lira uzaya, bir başka ülkeye, bir başka şehre gitmeyecek, Mersin’de kalacak. Zaten insanlar kan ağlıyor. Pandemide dükkanlar kapalı. Benden 1 ay parasını erken alırsa kredisini 1 ay erken kapatır, 1 ay eksik faiz öder. Çünkü ben geç ödüyorum. Faizi esnafa ödetiyorum. Bu yanlış, bu hak benim. Bu hakkı gasp edemezsiniz, alamazsınız elimden. Bu yanlıştır, ben bunu anlatmaya çalışıyorum. Piyasaya para süreceğiz yılbaşından önce. Zaten insanlar perişan. Devre faizlerini ödeyemeyecek esnaf. Arkadaşlar Allah aşkına biz sokağı bilen insanlarız. Niye böyle davranıyorsunuz?” diye konuştu.

“Eşit işe eşit ücret getirdik”

Büyükşehir Belediyesindeki işten çıkarma iddialarıyla ilgili bir açıklama yapan Seçer, işten çıkarmaları konusunun tekrardan neden açıldığına anlam veremediğini söyledi. Seçer, “Çok gereksiz sayıda liyakatı olmayan, çalıştığı alanda bilgi birikimi olmayan, bir katkı sağlamayan binlerce insan bu belediyeye siyasi görüşünden dolayı alınmıştır. Şimdi bu tartışmayı açmak istiyorsanız açarız. Birçok Milliyetçi Hareket Partisine mensup siyasetçilerin bu belediyede çok yüksek maaşlarla çalıştığını biliyoruz. İstiyorsanız, bir tartışma açacaksanız onları da açalım ama bir tartışma açmak istemiyoruz. Onun için eşit işe eşit ücret getirdik” dedi.

İşine son verilen kişilerin durumları hakkında da açıklamada bulunan Seçer, “Bugüne kadar farklı gerekçelerle tabii ki disiplin içeren farklı referanslarla işine son verilenlerin çoğunluğu belediyeye gelmeden ya da gelse bile bize bir katkı sunmadan, iş yapmadan, ahbap-çavuş ilişkileriyle bir şekilde kafasını buraya sokmuş gelip maaş alanlar” dedi.

Seçer, hiç kimsenin yaptığının yanına kar kalmayacağını belirterek, “Bir tartışmaya meydan vermemek adına bugünkü birleşimde bu konulara girmek istemiyorum. Ben de kamuoyunun nabzını elbette ki tutuyorum. Ben kentin belediye başkanıyım. Gereksiz, anlamsız, zamansız konuşmalarla kentin gerilmesini istemiyoruz. Bir soruşturma da açtık, yargıya da intikal etmiş konular var. Bu konuda ceza almış bürokratlar da var ama süreç devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Baro ile işbirliği maddesine Cumhur İttifakı yine ret verdi

Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Barosu tarafından kadın ve çocuk sorunlarının çözümü için yapılacak ortak çalışmalara ilişkin protokol imzalamak üzere imza yetkisinin Başkan Seçer’e verilmesi de bir kez daha reddedildi.

12 Ekim 2015’te baro ile işbirliği yapıldığını anımsatan Seçer, şöyle devam etti: “Şu anda 79 kişilik, ben dahil meclisimizde bulunan 11 arkadaşım da o zaman görev yapıyordu. Yine aynı bu içerikte bir sözleşme. Daha önceki başkan döneminde meclise getirilmiş. Konu kadın, konu çocuk. Bu meclis baro ile protokol yapma yetkisini bir önceki dönemin belediye başkanına verdi. O günden bugüne ne değişti? Belediye Başkanı değişti. Değişen belediye başkanı ama bazı anlayışlar da maalesef olumsuz yönde değişmeye başlamış. Bize karşı anlayışın, Türkiye’deki siyasal bakış açısı, baroya bakış, bir şeyler değişmiş. Keşke olumlu yönde değişseydi. Meclis, belediyeler, merkezi yönetim, kurumlar, meslek odaları, sendikalar, sivil topluma ait bütün unsurlar, siyasal partiler, seçilmişler, atanmışlar. Bir işbirliği içerisinde Türkiye’nin sorunlarını çözmeye gayret edebilseydi. Ben bunu arzu ederdim. Öykündüğümüz gelişmiş toplumlar böyle. İnşallah bu sancılı süreç de Türkiye’de mutlaka bitecektir. Demokrasilerin olgunlaşması zaman alıyor. Doğum sancısız olmaz. Bunları yaşayacağız ama doğru yolu eninde sonunda bulacak bu toplum, siyaset, siyasetçiler, anlayış diye düşünüyorum.”

Toroslar Belediye Başkanı Atsız Afşin Yılmaz ise baroyla işbirliğine neden karşı çıktıklarını, “Burada mesele, hakim kanaat, baro başkanının marjinal ve baroyu siyasallaştıran bir tutum içerisinde olduğu. Bunun için araştırma yapmaya gerek yok. Sosyal medya paylaşımlarındaki vurgularında, savunmalarında ortaya çıkar. Cumhur İttifakı bu konuya bu nedenle soğuk” sözleriyle anlattı.

“Meclis’e getirdiğimiz konularda kişiler değil, kurumlar bizim için referanstır”

Seçer, Yılmaz’ın sözleri üzerine, baro başkanına cevap hakkı doğduğunu belirterek, “Bizim meclise getirdiğimiz konularda kişiler değil, kurumlar bizim için referanstır. Barodaki başkanın kim olduğu değil, baro bizim için esastır, referanstır. Bir; kadını ve çocuğu asla siyasete alet etmeyiz, edemeyiz ama siyaset olmadan hiçbir sorun çözülmez. Bütün sorun alanlarının çözülme mercii siyasettir, buralardır, bu platformlardır. Burada her konuştuğumuz konu siyasete alet ediliyor diye değerlendirilirse, burada siyasi anlamda daha iyi, daha somut, daha yoğun bir değerlendirme yapmanız lazım. Siyasetin ta kendisi o. Benim burada olma nedenim bu. Sizin orada olma nedeniniz bu. Bu sorunları çözmek. Samimi olarak daha önce yapılmış ve devam eden bir protokolü yeniden hayata geçirmek için şubat ayından bu yana size rica ediyoruz” diye konuştu.

CHP’li Meclis Üyesi Ali Dinsever de “3 bin 600 hukukçu mensubu olan bir baronun seçilmiş başkanına, kendisinin olmadığı bir toplantıda, ‘marjinal’ şeklinde nitelendirmede bulunmak, doğrusu aynı baronun mensubu bir arkadaşımız tarafından yapılmış olması beni kırdı, üzdü. Doğru değil. Hukuk camiasının içerisinde olan bir arkadaşımıza yakıştıramadım gerçekten. Dil sürçmesi sayalım” ifadelerini kullandı.

Meclis üyelerinin konu hakkında söz almalarının ardından oylamaya geçildi. Tekrar gündeme getirilen karar hakkında Başkan Seçer ısrar kararı aradı. Cumhur İttifakı’na mensup toplam 43 üye ret oyları kararında ısrar etti.

MİS üyeliğinden ayrılma kararı da yeniden reddedildi

Önceki birleşimde Cumhur İttifakı oyları ile reddedilen Mahalli İdareler İşverenleri Sendikası üyeliğinden ayrılma teklifi olağanüstü meclis toplantısında da yeniden reddedildi. Başkan Seçer, konuya ilişkin meclis üyelerine bir kez daha açıklama yaparak, bu sendikadan görev süresince hiçbir destek almadıklarını ve yıllık 300 bin lira aidat ödediklerini anlatarak, “Mahalli İdareler Sendikası, 12 Nisan 2014 tarihinde Mersin Büyükşehir Belediyesi 130 sayılı meclis kararıyla üye olduğumuz bir sendika. Yıl için yaklaşık olarak 300 bin TL’lik bir aidatı söz konusu. Göreve geldiğimiz günden bu yana hizmet almıyoruz. Bugüne kadar da 1 milyon 200 bin TL tahakkuk eden sendika üye aidat miktarı var. Şu anda da 2020 yılı ikinci taksiti olan 124 bin 500 TL hariç, 2018 yılından, 2019 yılından ve 2020 yılının ilk taksiti olan tutarlar toplamı 579 bin TL de birikmiş borcumuz var” dedi.

“‘Hizmet almasan da yılda 300 bin TL parayı öde’ diyorsunuz”

Daha önce de MİS’ten ayrılmak istediklerini anımsatan Seçer, “Bir siyasi partinin hakimiyeti altında olan bir sendikaya belediyem üye olmak istemiyor. Tamamen yönetim kurulu üyelerinin ve diğer organlarının Milliyetçi Hareket Partili belediye başkanlarından veya Milliyetçi Hareket Partililerin bürokratlarından oluşan bir sendika. Bu dayatmayı doğru bulmuyorum. Haksız buluyorum. Adaletsiz buluyorum. Siyasi etiğe aykırı buluyorum. Daha önceki belediye başkanı öyle bir karar almış. Neden? Kendi dünya görüşüne yakın bir sendika. Milliyetçi Hareket Partili bir belediye başkanı kabul edebilir. Meclis çoğunluğu da var, bunu yapabilir. Üzerinden 5 yıl geçmiş, yönetim değişmiş, başka bir siyasi partiye mensup bir belediye başkanı gelmiş ama meclis çoğunluğu belediye başkanının mensubu olduğu partiye ve ona destek partilere galebe çalmış. Ama ısrarla siz belediye başkanına; ‘hayır hizmet almasan da yılda 300 bin TL parayı öde’ diyorsunuz. Bu yasalara aykırı” diye konuştu.
Kaynak: iha