Prof. Dr. Uğur Oral Kültür Merkezi'nde yapılan sempozyumun açılışına Rektör Prof. Dr. Suha Aydın, rektör yardımcıları Prof. Dr. Gürol Emekdaş ve Prof. Dr. Yüksel Özdemir, Genel Sekreter Prof. Dr. Burak Çimen, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selim İnan ve TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu üyesi Ümit Uzunhasanoğlu'nun, maden yatakları ve yakın bilim dallarında çalışan akademisyen ve uygulamacıların katılımıyla gerçekleşti. Sempozyum Devlet Konservatuvarı öğrencilerinden oluşan nefesli çalgılar grubunun kısa bir müzik dinletisi ile başladı. Açılışta konuşan Mühendislik Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Selim İnan, sözlerine Soma'da yaşanan elim kaza nedeniyle duyduğu üzüntüyü dile getirerek başladı. Ülkemizin büyük bir yer altı ve yer üstü zenginliğine sahip olduğunu söyleyen İnan, bu denli zengin bir ülkede yeterli ölçüde denetim yapılmamasını ve iş güvenliği konusunda yeterli önlemlerin alınmamasını eleştirdi. Soma'da yaşanan kazayı insan eliyle oluşan yapay bir afet olarak tanımlayan ve dünya ölçeğinde büyük bir kaza olduğuna dikkat çeken İnan, bugün Avrupa'nın hiç bir ülkesinde böylesine kazaların yaşanmadığını kaydetti.
Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Uzunhasanoğlu ise sempozyum boyunca jeokimya konusunun bir çok boyutuyla ele alınacağını, bu etkinliğin bir bileşeni olmanın kendilerini mutlu ettiğini söyledi. Gelişen çevre bilinci, gömülü maden yataklarının aranması ve jeolojik problemlerin çözümü ve jeolojik faktörlerin canlı yaşamı üzerindeki etkileri dikkate alınarak, ülkenin tümünü kapsayan, çok amaçlı jeokimya çalışmalarının artırılması gerektiğine işaret eden Uzunhasanoğlu, bu araştırma sonuçlarının gerçek hayatta karşılık bulmasının önemine vurgu yaptı. Uzunhasanoğlu, "Jeokimyanın çeşitlenerek artan önemine olan farkındalığın, önce bu işin gerçek sahibi olan jeoloji camiasında filizlenmesi, jeokimya haritasının bir an önce tamamlanması gerekmektedir. Geleneksel çalışma konularının yanı sıra jeokimyanın yaşamla buluşma noktalarını artıran uygulamacı yönünün geliştirilmesi konusunda hepimize önemli görevler düşüyor" dedi.
Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı ve MEÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Zeynep Özdemir de jeokimyanın uzun yıllar farklı kurultay ve sempozyumlarda değişik oturumlarda yer aldığını ancak 2004 yılından itibaren iki yılda bir jeokimya sempozyumunun yapılmasına karar verildiğini söyledi. Elementlerden meydana gelen maden yataklarının jeokimyanın ana konusunu oluşturduğunu belirten Özdemir, "Jeokimya, elementlerin doğadaki davranışlarını denetleyen faktörlerin ortaya çıkarılması, madenlerin aranması, bulunması ve işletilmesinde kullanılacak yöntemlerin belirlenmesinde, hammaddelerin elde edilmesi ve endüstriyel üretimi sırasında doğaya verilebilecek zararların engellenmesi için önemli işleve sahiptir. Jeokimya, kimyayı kullanarak jeolojiyi anlayabilmek ve anlatabilmektir" diye konuştu.
Konuşmaların ardından Prof. Dr. Mümin Köksoy bir konferans verdi. Konferansın sonunda Köksoy'a, Prof. Dr. İnan tarafından plaket verildi. Sempozyum yarın sona erecek sempozyum boyunca 6 çağrılı konuşma, 81 sözlü bildiri ve 23 poster olmak üzere 110 bilimsel çalışma sunulacak. Sempozyumda jeokimya, maden yatakları ve yakın bilim dallarında çalışan akademisyen ve uygulayıcılar bir araya gelerek bilgi birikimleri paylaşacak.
Editör: Barış Köksal