Cinsel yaşamla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Aylin Ertekin Yazıcı, "Akademik hayatımın başlarındayken yaptığımız bir çalışma için, son 1 yıl içinde menopoza girmiş 70 kadın ile görüşmüştüm. Menopozdan sonra cinsel yaşantılarının nasıl etkilendiği sorduğumda, büyük kısmının, evlilik hayatları boyunca cinsellikten hiç keyif almadıklarını hep bir görevi yerine getirir gibi cinselliği yaşadıklarını öğrendiğimde hem şaşırmış hem de üzülmüştüm. Bir kısmının yanıtı 'çok şükür amcan da yaşlandı da ikimiz de rahatladık' olmuştu. Evlilikleriyle ilgili sorun ifade etmeyen kadınlardı bunlar. Oysa cinselliği daha keyifli yaşasalardı, kendileri için de eşleri için de çok daha iyi olabilirdi diye düşünmüştüm. Gerçekten de iyi bir cinsel yaşam hayatı, ilişkileri zenginleştirir ve güzelleştirir. Kötü yaşanan cinsellikler ise ilişkileri olumsuz etkiler. Yanlış bilgi ve inanışlar cinselliğin sağlıklı ve iyi yaşanmasının önündeki en büyük engellerdir. Cinselliğin kötü, ayıp görülmesi, cinsellikten bahsetmenin ahlaksızlık sayılması toplumumuzdaki ciddi bir sorundur. Toplumun 'artık cinselliği yaşayabilirsin' dediği zaman da bu tabular ve mitler yüzünden çiftler cinselliği sağlıklı yaşayamamaktadır" diye konuştu.

"CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARININ TEDAVİSİNDE DAVRANIŞÇI YÖNELİMLİ CİNSEL TERAPİLER UYGULANIR"
Kendini ve partnerini tanıdıkça güzelleşen cinselliklerin öğrenilebilen bir şey olduğunu belirten Yazıcı, "Kişi öncelikle kendi bedenini tanımalı, cinsel uyaranlara verdiği yanıtları öğrenmelidir. Sonra da bunları uygun bir şekilde partnerine öğretmesi gerekir. Ön sevişmeyi uzun tutmak özellikle kadının uyarılmasının sağlanması için gereklidir. İlişkiyi renklendirmek, sevişmeye eşit katılmak, karşılıklı açık iletişim içinde olmak, sağlıklı ve güzel bir cinsellik yaşamayı sağlar. Cinsellikle ilgili hatalı bilgiler, yanlış inanışlar, daha önceki travmatik cinsel deneyimler, abartılı performans beklentileri, tecrübesizlik gibi durumlar cinselliğin kötü yaşanmasına hatta yaşanamamasına neden olabilir. Bu gibi durumlar vajinismus, erken boşalma, cinsel isteksizlik gibi cinsel işlev bozukluklarına neden olabilir. Bu durumda öncelikle sorunun tespit edilmesi, bu soruna neden olabilecek organik sorunların olup olmadığının araştırılması gerekir. Cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde davranışçı yönelimli cinsel terapiler uygulanır. Bunun eğitimini almış uzman terapistler tarafından uygulanması gereken bir tedavidir. Sorun çiftin sorunu olarak ele alınır ve seanslara çift birlikte katılır. Bilgilendirme seanslarından sonra, soruna uygun ev ödevleri verilerek, haftalık seanslar halinde tedaviye devam edilir. Çift, terapistin soruna yönelik planladığı ev ödevlerini evde uygular. İletişim sorunu olmayan ve tedaviye uyum sağlayan çiftlerde olumlu sonuç alma oranı oldukça yüksektir" şeklinde konuştu.
Editör: Barış Köksal