Açıklama şu şekilde:

2015 yılında ülkemiz 2.1 milyar dolarlık yaş meyve-sebze ihracatı gerçekleştirdi. Rusya sahip olduğu yüzde 40'lık pay ile en önemli pazarımızdı. Ayrıca, yaş meyve-sebze ihracatımızın yüzde 58'ini oluşturan narenciye ve domates, Rusya'ya pazarladığımız en önemli ürünler oldu.

Uçak düşürme krizinin ardından 1 Ocak 2016’dan itibaren domates, salatalık, portakal, mandalina, nektarin, elma, armut, kayısı, şeftali, erik, üzüm, çilek, kuru soğan, renkli lahana, brokoli, tuz, karanfil, tavuk ve hindi etinin Türkiye'den Rusya'ya ihracatı yasaklandı. Kısıtlamalar sonucunda bu yılın ilk 9 aylık döneminde Rusya'ya gerçekleştirdiğimiz ihracat yüzde 80 oranında düşerek, 545 milyon dolardan 110 milyon dolara geriledi.

Narenciye Sektörü Olarak Ders Çıkarmalıyız

Kriz öncesi dönemde 2015 yılı itibariyle 3.9 milyon ton olan narenciye üretiminin yüzde 40'lık bölümü ihracata gitti. Rusya narenciye ihracatımızın üçte birlik bölümünü tek başına karşıladı. Mandalinada yüzde 46, portakalda yüzde 31, limon ve greyfurtta yüzde 25'lik pay ile Rusya ülkemiz açısından narenciyede en önemli pazar idi. 

Geride bıraktığımız kısıtlamalarla dolu olan süreç narenciye sektörü açısından oldukça sıkıntılı geçti. Bu zaman zarfında Rusya'ya olan narenciye ihracatımız 174 bin tondan 74 bin tona düşerek yüzde 57 oranında azaldı. İki ülke arasındaki gerginlik yasak getirilmeyen ürünlere de yansıdı. Rusya'ya gerçekleştirdiğimiz limon ihracatı yüzde 32 oranında düştü.

Hükümetimizin zamanında aldığı önlemler sayesinde bu zorlu süreci en az zararla atlattık. Rusya ile kaybettiğimiz pazar payını ihracatçılarımız yeni pazar arayışları neticesinde telafi ettiler. Ukrayna, Suudi Arabistan, Romanya, Sırbistan ve Polonya narenciye sektörü açısından yeni pazarlar olarak ön plana çıktı.

Geride bıraktığımız bu 10 aylık dönemden hepimizin önemli dersler çıkarması gerekiyor. Birincisi, tarımsal ihracatta tek bir pazara bağımlı olmanın risklerini gördük. Bu kapsamda yarattığımız pazar çeşitliliğini önümüzdeki dönemde korumamız ve mümkünse yeni pazarlara ulaşmamız gerektiği kanaatindeyim. Ayrıca, ülkemizde üretilen hiçbir tarımsal ürün narenciyede olduğu kadar ihracata bağımlı değildir. Bu nedenle narenciye ihracatında yaşanacak olumsuzluklar sektöre büyük zarar vermektedir. Geleceğe yönelik destekleme politikalarında özellikle endüstriyel talebe cevap verebilecek tedbirlere ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Sıra Diğer Ürünlerdeki Yasakların Kaldırılmasında 

11 Ekim 2016'da ise Rusya imzaladığı kararname ile portakal, mandalina, kayısı, şeftali ve erik ithalatına getirilen kısıtlamaları kaldırdı. Hükümetimize bu konudaki yoğun çabaları için teşekkür ediyorum. Diğer ürünler için ise yasaklar devam ediyor. Bu ürünlerin ihracatında Rusya önemli yer tutuyor. Örneğin geride bıraktığımız yılda ülkemizin gerçekleştirdiği domates ihracatının yüzde 62'si, salatalık ihracatının yüzde 55'i ve yaş üzüm ihracatının yüzde 69'u Rusya'ya gitti. Bu ürünlere yönelik yaptırımların da en kısa zamanda kaldırılarak sektörümüze verdiği tahribatın sona ermesini diliyorum.

Narenciye sektöründe yeni ihracat sezonunun ilimiz ve ülkemiz ihracatçıları için hayırlı, uğurlu ve bereketli geçmesini temenni ediyorum.

Editör: Barış Köksal