İyi huylu prostat büyümesi (BPH) ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Erim Erdem, prostatın erkek üreme sisteminin bir parçası olup mesanenin altında, üretra adı verilen, idrarı mesaneden penise ileten kanalın çevresinde yer aldığını kaydetti. Normal prostatın yaklaşık 28 gram ağırlığında olduğunu vurgulayan Erdem, "Benign prostat büyümesi yaygın bir ürolojik rahatsızlıktır. Prostat büyüdükçe üretrayı sıkarak idrar akışını engeller. Büyüme ve sebep olduğu şikayetler yaşlanma ile artacaktır. Özellikle geceleri olmak üzere sık idrara çıkma, idrarı başlatmada zorluk, işeme sonrasında damlama, idrar yaptıktan sonra mesanenin hala dolu hissedilmesi, idrar tutmada zorluk, hatta bu sırada idrar kaçması, ıkınarak işeme, idrara tamamen tıkanma ve mesaneyi boşaltmak için sonda kullanmak zorunda kalınması BPH ile ilgili şikayetlerdir" diye konuştu.

Tanının başlangıç aşamasında, ayrıntılı olarak şikayetlerin alınması gerektiğini vurgulayan Erdem, "Bu aşama da 'sempton skoru' adı verilen sorgulama formu yardımcıdır. Fizik muayene tanının çok önemli ve olmazsa olmaz aşamasıdır. Muayene ile hem prostatın büyüklüğü anlaşılır, hem de kötü huylu prostat büyümesi incelenmiş olur. İdrarın kimyasal yapısı, enfeksiyon, gizli kanamalar hakkında çok önemli bilgiler vermektedir. Üroflowmetri denen idrar akım testi, işeme hızını ölçerek prostatın yarattığı etki hakkında fikir verir. Ultrasonografi hem böbreklerin incelenmesinde hem de işeme sonrası mesanede kalan sıvı miktarının ölçülmesinde kullanılır" şeklinde konuştu.

"45 YAŞ SONRASI HER ERKEK YILLIK PROSTAT KANSERİ TARAMASI YAPTIRMALIDIR"

İnsanlarda, belirtilen şikayetlerin başlamasının ardından hemen bir doktora başvurması gerektiğine vurgu yapan Erdem, sözlerine şöyle devam etti: "Özellikle 45 yaşından sonra kontrol önemlidir. Unutulmamalıdır ki 45 yaş sonrası her erkek yıllık prostat kanseri taramasını muayene ve PSA testi ile yaptırmalıdır. BPH tedavisinde ise hastanın şikayetlerine göre izlem, ilaç ya da cerrahi tedaviden uygun olanı seçilir. İzlem tedavisi çok hafif şikayetleri olan hastalarda uygulanabilir ancak bu yöntem seçilecekse şikayetlerin ilerleyebileceği ve bir sonraki basamağa geçilmesi gerekebileceği unutulmamalıdır. Kontrollerin aksatılmaması önemlidir. İlaç tedavisi de günümüzde pek çok hasta için ilk seçenek olmuştur. Ancak bu tedaviden de fayda görmeyen hastaların olabileceği unutulmamalıdır. Çok önemli bir diğer nokta da bitkisel ürünlerin iyi huylu prostat büyümesinin tedavisi için güvenilir olmadığı, etki ve yan etki profillerinin açık olmaması nedeniyle ilaç tedavisine alternatif olamayacağıdır. Cerrahi tedavisi ise pek çok farklı yöntemi barındıran bir başlıktır. Öncelikle hangi hastalara cerrahi tedavi gerektiği belirlenmelidir. Eğer hasta ilaç tedavisinden fayda görmüyorsa, işeyememe durumu varsa, iyi huylu prostat büyümesi tekrarlayan idrar yolu iltihabına, kanamaya, mesanede taşa ve böbreklerde hasara neden oluyorsa cerrahi tedavi yapılmalıdır."

Artık açık cerrahi gereksiniminin gitgide azaldığının altını çizen Erdem, "Endoskopik tedavi dediğimiz kapalı cerrahi ile hastaların büyük kısmı başarı ile tedavi edilebilmektedir. Tabii ki endoskopik cerrahi de prostatın büyüyen kısmının ortadan kaldırılmasına yönelik farklı yöntemlerle yapılabilir. Ancak tedavi hastanın genel sağlık durumu, şikayetlerin şiddeti, prostatın büyüklüğü gibi pek çok farklı faktörle birlikte incelenerek değerlendirilmeli ve her yöntemin her hasta için uygun olmadığı unutulmamalıdır. Gerekli olduğu hastalarda lazer, ısı yönteminin de içinde olduğu pek çok endoskopik tedavi metodu başarıyla uygulanmaktadır. Unutulmamalıdır ki, iyi huylu prostat büyümesi için yapılan tedaviler prostatın tamamını vücuttan almaya yönelik değildir. Dolayısıyla başarılı tedavi sonrasında yıllık PSA tetkiki ile prostat kanseri araştırılması ihmal edilmemelidir" ifadelerini kullandı.
Editör: Barış Köksal