Her Aralık ayının özellikle son günlerinde Mersin' i ziyaret eden yağmurlar 1968' de beklenenden de erken gelir.
Kasım ortalarında başlayan yağışlar bazen hafifleyip, bazen şiddetini arttırır ve 40 gün yağmurları diye anılmayı hak edecek biçimde Aralık sonuna kadar sürer.
1968 felaketini diğerlerinden farklı kılan özelliği üst üste bir kaç kez kenti yoklaması ve tam bitti derken daha şiddetli yağışlarla vurmasıdır.
Örneğin 25 Aralık Çarşamba günü sabah 7' de başlayan sağanak saat 12' ye kadar metrekareye 56 kg olarak ölçülür. Kenti sular altında bırakan bu afette halk ekmek ve yakacak sıkıntısı çekerken yağmura derste yakalanan okul öğrencileri evlerine dönmekte hayli ciddi sorun yaşar ve aileler perişan olur.
Öğleye doğru diner yağmur ve bir kez daha "Venedik" halini alan kentte insanlar akşama doğru olağan yaşamlarına dönme çabasındadır.
Denizden dağlara kadar kenti kaplayan bulutların ve deliren dalgaların bir kaç saat içinde nelere yol açacağından habersiz insanlar günün perişanlığıyla evlerine çekilir.
Sabaha karşı gök boşalır. Meteoroloji istasyonu bile 26 Aralık günü sabahın ilk saatlerinde kaydedilen o kitaplara sığmaz yağış karşısında şaşkındır. Geçmiş yıllarda tüm Aralık ayı boyunca ortalama metre kareye 100 kg yağışın düştüğü Mersin, o tek bir gün içinde ve bir kaç saatte metre kareye 200 kg (tam ölçüme göre 199,5 kg) yağmurla karşılaşır.
Bölgeyi esir alan yağmur dağlardaki karları da eritip önüne katınca olanlar olur: Mersin kent merkezindeki Müftü deresi, ardından Berdan ırmağı delirir.
Silifke' den Tarsus'a oradan Adana ve Ceyhan'a kadar bölgedeki neredeyse tüm evlerin alt katları sular altındadır.
Elektrikler kesik olduğu için 27 Aralık' ta basılamayan Yeni Mersin 28 Aralık cumartesi günü "AFET" başlığı altına eklenen "Tarsus ve Mersin'de binlerce ev sular altında, Mersin köylerinde dün akşama kadar tespit edilen ölü sayısı 14' ü buldu" manşetiyle çıkar.
Gazetede yer alan haberlere göre 27 Aralık günü Başbakan ve Bakanlar Mersin'e gelip afet bölgesinde tetkiklerde bulunur.
Gerçekten de felaket haberini gittiği Pakistan' ın başkenti Karaçi' de alan dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, anında Mersin Valisini arayıp durum hakkında bilgi alır. İmar ve İskan Bakanı Nahit Menteşe, Bayındırlık Bakanı Orhan Alp, İller Bankası Genel Müdürü Esat Kıratlıoğlu' nun (yıllar sonra DYP' den siyasete atılacak ve Demirel ile Tansu Çiller hükümetlerinde önemli roller üstlenecektir) derhal bölgeye gitmesi talimatını verir, en kısa zamanda kendisinin de en kısa zamanda bölgeye geleceğini bildirir.
Demirel gerçekten de gecikmeden Mersin'e gelir. Hem de hiç kimsenin beklemediği biçim ve vakitte.
Karaçi' den kendisini yurda getiren askeri uçak Türkiye sınırına girdiği anda pilotlarına rotayı Ankara yerine Adana' ya çevirmelerini söyler.
27 Aralık 1968 günü Müftü Deresinde can pazarı yaşanırken Demirel Adana Şakir Paşa' ya saat 14.30 civarında iner. Havaalanında kendisini bekleyen iki askeri helikopterle o gün hava kararıncaya kadar Tarsus ve Mersin' i havadan inceler, daha önce bölgeye intikal etmiş bakanlardan bilgi alır, gerekli talimatları verir.
Mersinin doğayla sınavı bitecek gibi değildir.
27 Aralık' ı 28 Aralık'a bağlayan Cuma gecesi şimdi ki Askerlik şubesi yanında Atatürk caddesinden stadyuma gitmek isteyenler için yapılmış süslü yaya köprüsü yıkılıp denize karışır. Ardından tarihi Mersin'den de eski 3 gözlü taş köprüye gelir sıra.
Köprünün gözlerinden taşan suların dağlardan önüne katıp sürüklediği canlı cansız hayvanlar, kereste ve molozlar bir süre sonra köprünün ayaklarını yerinden söker, koca koca köprü taşları havaya savrulup sulara gömülmektedir. 
Sadece Müftü köprüsü değil, muhit yolu üzerinde Mersin'i Silifke'ye bağlayan Cumhuriyet köprüsü de bir kez daha tahrip olur, Mersin' in Pozcu semti ile artık irtibatı kesilmiştir.
Üzerindeki köprülerin engellerinden kurtulan sular Müftü deresi kenarındaki (bugün Askerlik şubesi ile Müftü Camii arasında dereye komşu cadde) evleri de basar. Taş köprünün yıkılırken çıkardığı gök gürültüsünü bastıran patlama sesine uyanan civardaki aileler o kulakları sağır eden gürültü sayesinde gelmekte olan azgın suların farkına varıp canlarını kurtaracak vakti bulurlar. Askeri kışlayı denize çeviren, yanındaki subay lojmanlarını yıkılma noktasına getiren seller Müftü Deresi kıyısına yapılmış Doktor Viktor Venüs ve H. Altınok' a ait apartmanları yerle bir eder.
Yine Yeni Mersin gazetesinin haberine göre yılda yaklaşık 500 kg yağış alan Mersin'de bu 3 gün sonunda ölçülen yağış miktarı 250-300 kg civarındadır.
Kaybolan canlar dışında en büyük zararı ise başta Yusuf Bayık, Osman Tekeli, Bahir Taylan, Hilmi Gök, Rahmi Yalın, Münir Serin ve Serdengeçti' ler gibi büyük narenciye bahçelerine sahip üreticiler görür.