Son günlerde Mersin’e gelen bir kurvaziyer geminin yolcularının kente getirilmesinde ki aksaklıklar, beceriksizlikler, özeleştiri özürlü tavır, başkalarını suçlamalar ve turistlerin kent merkezine ve Bit Pazarı civarına gelememesi dolayısıyla çeşitli yazılar yazıldı, yorumlar yapıldı. 

Bit Pazarı’na turistlerin ilgisinin olmayacağı burada yalnızca eski beyaz eşya ve ayakkabı satıldığı belirtilip buranın bakımsızlığından, esnafın yetersizliğinden söz edilerek adeta bir karalama çalışması yapıldı.

Bunun üzerine çoktandır gitmediğim Bit Pazarı’na giderek uzun bir zaman geçirip tek tek dükkanları gezdim ve esnafla konuştum.

Bu gün turizmden biraz anlayan bir kişi kent merkezinde turistlerin en çok ilgisini çeken yerin kentin eski bölümü ve Bit Pazarları olduğunu bilir. Avrupa’nın bir çok kentinde “0ld City” yada “Alt Stadt” denen kentin merkezindeki tarihi bölümü gelen konukların ilk uğrak yeridir.
Bugüne kadar yüzlerce yabancı seyahat broşürünü inceleyip yazdığım yabancı ve yerli basında yayımlanan yazılarımda da belirtmiştim; Türkiye bir tezatlar ülkesidir ve yabancıların en çok ilgisini çeken budur. Zengin le fakirin, eski ile yeninin, modernle gelenekselin yan yana iç içe olması ve buna en güzel örnek Mersin’in modern çarşısının yanında ki Bit Pazarıdır. 

Bit Pazarı ve Zafer Çarşısı denen birbiriyle iç içe girmiş çarşıyı ve içindeki yüzlerce dükkanı tek tek gezdim. Kullanılmış beyaz eşya ve mobilya satan dükkanlar belki de tüm çarşının yalnızca yüzde onu. Çok sayıda ayakkabıcı dükkanı var. Bunlarda bana göre ancak çarşının yüzde yirmisi. Geri kalan yüzde yetmişe gelince çok çeşitli konularda ve özellikle turistlerin ilgisini çekecek çok fazla dükkan var.
Sedef işlemeli ahşap işler, sedef tavlalar, tesbihler, antika semaver ve bakırlar ve çeşitli hediyelik eşya satan dükkanlar.

Sosyal medyada çarşı esnafını adeta bir karalama kampanyasına dönen yazılarla burada yaşam mücadelesi veren esnafa da zarar veriliyor. Hayatlarında buraya bir kez dahi gelmemiş, kenti, kent merkezini tanımayan insanların olumsuz yazı ve yorumlarıyla Çarşıya zarar vermeleri de ahlak ve vicdana sığmaz ve bu geçim mücadelesinde ki binlerce insanı yaralar.

Kenti Turizmde Geliştirmeyenlerin aşağılayıcı bir deyim olarak kullandıkları “Bit Pazarı” deyimini ben özellikle kentin bir güzelliği, yabancılar için ilginçliği, kent halkı içinde daha uygun ve daha ucuz alışveriş yapılabilecek bir yer olarak olumlu anlamda kullanıyorum.
Burada merkezleri Mersin’de olmayan AVM lerin gücü karşısında namusuyla, dürüstçe yaşam mücadelesi veren esnafı aşağılamak, küçük görmek, dışlamak yerine onların bizden biri olduğunu bilerek onları desteklemeliyiz.
Esnaf Odası Başkanı böyle bir günde onların yanında olmaz ve onların hakkını savunmazsa ne zaman bunu yapar.
MTSO Başkanı zaten bilinen tavrını koymuş orta yerde bir dengeleyici unsur olarak kalması gerekirken Bit Pazarı esnafının karşısında olanların yanında safını almıştır.

En azından halkımız ve Belediyemiz kentin kalbi olarak gördüğüm bu Çarşıya gereken önemi vermelidir. 

Artık yazmaktan usandığım, 15 yıldır yanlış yapılanlara ve turizmin gelişmesini engelleyen çalışmalara rağmen Mersin’e mutlaka turizm bir gün gelecektir. Umarım o günlere Bit Pazarı’nın değerini kavrayarak hazır oluruz. 

HARUN ARSLAN