Bugüne kadar kişiler adına doğrudan köşe yazısı yazmayı çok tercih etmedim. Hatta kişilerin herhangi bir konuda adlarının geçmemesine hep özen gösterdim.

Fakat kentimizde, giderek kente hiçbir fayda sağlamayan STK, Oda ve çeşitli oluşumların başkanları ve yöneticilerinin gerekli gereksiz kutlama mesajları, kente hayali ümitler veren sözleri ile giderek daha fazla kentin gündeminde kalıyor ve adları öne çıkıyor. Maalesef bu kişilerin isimleri, fotoğrafları ve basın bildirileri kentin gündemini gereksiz ve haksız yere işgal ediyor; bu durum yıllardır artarak tekrarlanıp duruyor.

Hâl böyle iken, kente gerçekten katkı vermeye çalışan, adları çok duyulmayan, kentin gizli kahramanları gündeme getirilmeli. 

Artık kuralı bozup bu kişilerden de söz etmek, onları yüreklendirmek, yaptıkları doğru ve faydalı hizmetlerin farkında olduğumuzu hissettirmek gerekli diye düşünüyorum.

Bu kişilerden biri Girit Kültürünü Yaşatma Derneği Başkanı

Cahit Arseven…

Son olarak geçtiğimiz pazar günü Girit Türklerinin göç yoluyla gelişlerinin 118. ; mübadele ile gelişlerinin 92. yıldönümü dolayısıyla Cumhuriyet Meydanında yapılan anma töreninde kendisini gördüm. 

Organizenin güzel geçmesi için elinden gelen çabayı gösteriyordu. Adana’dan gelecek olanları takip ediyor, gelenler için araçlar ayarlıyordu. Günü marşlarla, bayraklarla kutladılar. Sonra da atalarının bir asır önce geldiği denizin kıyısına gelerek, buradan günün anısına denize karanfiller attılar.
Daha sonra mübadele ve göç hakkında bilgi verilen bir konferans düzenlendi.

Cahit Arseven’i ilk olarak iki yıl önce Giritli köyü Melemez’de Girit kültürü ile ilgili yapılan bir etkinlikte tanımıştım. Organizedeki başarısı, konuklara yakın ilgisi, misafirperverliği, sıcakkanlı dostluğu, gayreti beni etkilemiş ve takdirle izlemiştim.

Melemez köyünü ilk kez Cahit Arseven ile tanıdım. Uzun yıllar sonra yine ilk kez Girit mutfağının farklı lezzetlerini burada tattım. Yine bugüne kadar bilmediğim farklı kültürel özelliklerini görmekten ve bu zamana kadar tanımadığım bu köye gelmekten ve unutmaya yüz tuttuğumuz Girit kültürünü tanımaktan çok mutlu oldum.
Her zaman savunduğum ve büyük bir zenginlik olarak gördüğüm Mersin’in farklı kültürlerini tanımak,  bu kenti sevmek için zengin ve anlamlı nedenler içerir.
Mersin’de çocukluğum Giritli komşularımla birlikte geçti ve onların bir çok adetlerine ve kültürüne yakından tanıklık ettim. Daha sonra azalan Giritli dostlarımızdan ve onların kültüründen, elimde olmayan sebeplerle uzaklaşmış olduğumu Melemez köyünde geçirdiğim o gün fark ederek üzüldüm.

Cahit Arseven’i tanıdığım iki yıl içerisinde onu birçok kez Girit kültürünü tanıtan çalışmalarda gördüm. Kimi zaman konuşmacı olarak kendisini dinledik, kimi zaman sosyal medyada bize Girit’i anlattı; Girit gezilerini resimlerle bize tanıttı.

Bu sayede tanıdığım Melemez Köyü ile ilgili kültürel bir çalışma yapılabileceğini düşünüyorum. Burası pekala Mersinlilerin hafta sonlarını geçirecekleri, çeşitli alışverişlerde bulunabilecekleri şirin bir gezi köyü konumuna taşınabilir.  Mersin’in çok kültürlü zenginliğinden biri olan Girit Kültürü burada yaşatılabilir.
Eminim ki yerel yetkililer bu konu üzerinde duracaklardır.

Tek başına bir kişinin bu kültürü tanıtmadaki gayreti ve çalışmaları her türlü övgüye değerdir. 

Umarım, ısrarla öne çıkan, ama kenti geliştirmeyen birkaç düzine kişinin kentin önünü tıkamasının artık farkına varırız; azınlıkta kalan Cahit Arseven gibi asıl değerli kişileri hem bugün hem de gelecek için bir zenginlik olarak sahipleniriz. Mersin’e değer vermek, böylesi kişilerin çabalarını desteklemekle anlam kazanır.

HARUN ARSLAN