Yıllardır girişimci dostlarla sohbet ederken sıkça Mersin' e Sanayi Odası' nın gerekliliğini tartışırız.



Bana kalırsa sadece sanayiciler değil, lojistik ağırlıklı Taşımacılığın da Odası olmalı ve MTSO çatısı altında çözülmesi bir yana, yeterince dillendirilmeyen sorunlar ülke gündemine taşınarak, bilgilenme konusunda yetersiz kalan kamu otoritesine de yardımcı olunmalı.

Mersin bu alanda çok özel bir kent...



Örneğin Türkiye'deki iki Deniz Ticaret Odasına sahip ama Türkiye kara nakliyeciliğinin tartışılmaz en önemli üssü olmasına rağmen bu alanda yeterince temsil gücü olan bir çatı örgütüne sahip değil.



Elbette UND gibi ülke çapında örgütlerin İstanbul dışındaki en önemli bileşenleri Mersin' de ama bu potansiyel, yeterince temsil ediliyor mu derseniz, hayır...



Deniz Ticaret Odasının nasıl kurulduğunu burada irdeleyecek değilim. Darbelerin has adamı, öldüğü güne kadar gölgesiyle derin devlet yapısının önemli aktörü İrfan Solmazer' in özel katkısı, rolü bambaşka yazıların hatta yapılmaya değer araştırmaların konusudur.

Tam burada konuyu başka türlü açmak ve sormak gerekiyor.



Deniz Ticaretiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan, 1960 darbesiyle 71 muhtırasının yargılanmayan mimarlarından, 12 Mart muhtırasından bir gün önce Almanya' ya gönderilip oradan zengin iş adamı ve TIR filosu sahibi kimliğiyle ülkeye avdet eden, bir emekli binbaşı nasıl oldu da ve hangi hesaplarla Deniz Ticaret Odası kurulmasına öncülük etti?



İstanbul dışında ikinci Oda neden başka illerde -örneğin İzmir'de- değil de Mersin'de kuruldu? (Bilmeyenler için belirteyim, İzmir bile çok istemesine rağmen yıllardır Deniz Ticaret Odası kuramadı, İstanbul Deniz Ticaret Odasına bağlı bir şube kurmasından öte izin vermedi etkin ve yetkin güçler)



Dediğim gibi soru hayli fazla ama konumuz o değil, Mersin' de iş adamlarının MTSO dışında en güçlü biçimde nasıl örgütlenecekleri?



Eğer Mersin' de Deniz Ticaret Odası kurulabildiyse en kısa zamanda lojistik ihtisas Odasına da sahip olmalı ve devasa sorunlara sahip, üstelik Türkiye' yi 2023' te 1,3 trilyon dolarlık dış ticarete ulaştıracak, en önemli lokomotif olan taşımacılık ağırlıklı lojistik kuruluşları bir an önce MTSO dışında tıpkı Deniz Ticaret Odası gibi bir çatı örgüte, kendi odalarına kavuşmalıdır.



Bu tespiti yaptıktan sonra gelelim Mersin' de Sanayi Odası kurulması konusuna...



Yıllardır, bazen sıcak gündemin en önemli maddesi haline gelir ardından da küllenir giden genelde kapalı mahfillerde sıkça tartışılan mevzuu hatırlamama bir haber yol açtı.



Habere göre Çerkezköy, Çorlu, Hayrabolu, Malkara ilçelerindeki Sanayiciler Tekirdağ Sanayi Odasını kurmak üzere harekete geçmiş.

Gerekçeleri, Mersin Sanayicilerinin aşina olduğu türden.



Sorunu rakamlarla ortaya koyuyorlar: Çerkezköy Ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı 3 bin üye var ama odaya kayıtlı sanayici sayısı 500.

Çorlu'da da durum farklı değil; Odaya kayıtlı 5 bin üye içindeki sanayici sayısı 700...



Tekirdağ merkezli Sanayi Odası kurmaya hazırlanan sektör temsilcileri haklı olarak bu matematiksel gerçek gereği Ticaret ve Sanayi Odalarında azınlıkta kaldıklarını ve yönetimlerde yeterince temsil edilmediklerini söylüyor.



Yeni Oda kurulmasına öncülük edenlerden Çorlu OSB Başkanı "Kurulacak odanın sanayici beklentilerine yoğunlaşması ve çözüm odaklı çalışması sağlanacak" diyor ve altına imza atılacak asıl tespiti dile getiriyor:

"Yer aldığımız Ticaret Sanayi Odalarında ekmekçi esnafının sorunlarından, otopark ücretlerine kadar her şey konuşuluyor ama Sanayicilerin problemleri farklı ve bunlar gündeme yeterince gelmiyor."



Peki, Oda kurmak kolay mı?



Yasal prosedüre göre belli koşullar yerine geldiğinde evet ama fiiliyatta siyasi iradenin iki dudağına bakıyor bu işler.

Yasal kural şu: TOBB kanununa göre bir ilde Sanayi Odası kurulması için 1000 sanayi kuruluşuna sahip olmak temel kriter...

Türkiye' de bugün 12 Sanayi Odası var, Tekirdağ ilçelerini sanayicilerin talebi doğrultusunda aynı çatı altında birleştirirse sadece Çorlu ve Çerkezköy 1200 sanayicisiyle çatı örgütü gerekli sayıyla 13. Odaya kavuşacak.

Mersin' in durumu ne derseniz?



Rakamlarla anlatayım:

Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanlığının 2011 raporuna göre Mersin il genelinde 6 Ticaret Sanayi Odası var ve bunların kayıtlı üye sayısı şöyle:

MTSO 20.684, Tarsus TSO 3.142, Erdemli 1.649, Silifke 1.499, Anamur 1.084, Mut 744 olmak üzere toplam 28.802...

Bu sayı içindeki Sanayi Sicil Belgesine sahip sanayici sayısı yine 2010 kayıtlarına göre 1139...



Kayıtlı sanayi işletmeleri göz önüne alındığında; İstanbul, Bursa, Ankara, İzmir, Konya, Gaziantep, Denizli arkasından %2'lik payıyla Türkiye 8. si olan Mersin için Sanayi Odası talebi fantezinin ötesinde anlam taşıyor.



Üstelik Mersin ülkenin en büyük limanına, Serbest bölgesine sahip ve daha da önemlisi yıllardır bürokrasi çarkları ile MTSO rafları arasında gidip gelen Organize Sera ve Lojistik Organize Bölgeleri talebiyle inlemekte...



Bilinen Serbest Bölgelerin ötesinde Nitelikli Bölgelerin de sıkça gündeme getirildiği günümüzde bu konuda en hazırlıklı ve istekli il Mersin ama bu konuda sektörlerin talebinin çatı kuruluşlarca ne ölçüde dile getirildiği tartışmalı.

Büyükşehir Belediye sınırlarının il sınırlarına dönüşmekte olduğu bugünlerde Ticaret ve Sanayi Odaları da bu yeni yapılanmadan kaçınılmaz biçimde etkilenecek.



Hazır iş bu aşamaya gelmişken Mersin yeniden ve daha ciddi olarak Tarsus'undan Anamur'una kadar tüm ilçelerini de kapsayacak bir Sanayi ve Lojistik Oda fikrini her platformda tartışmalı ve en doğrusuna sektörlerin emektarları karar vermeli diye düşünüyorum...

Doğrunun ne olduğuna, odalardaki temsil edilme biçiminde nicelik yerine niteliğin sağlanacağı bir yöntemin nasıl olduğuna o parmağı taşın altında olanların vereceği karardan sonra yeniden ve hep birlikte bakarız.

- - - -