1946'dan başlayarak çok sevdiği ve her fırsatta gelmekten mutluluk duyduğu Mersin'e, son ziyaretini 5 Ocak 1960 günü gerçekleştirdi Menderes..
Kurtuluş günü törenine (o günlerde Adana ve Mersin'in kurtuluşu aynı tarihte kutlanıyordu) katılmak üzere geldiği Adana' da kendisini görmek için cadde ve meydanları dolduran on binleri selamladıktan sonra öğleyin yüzlerce arabalık konvoyla Mersin'e doğru yola çıktı.
Yenice ve Tarsus' ta toplananların yoğun ilgisiyle geciken konvoy saat 15 civarında girdi kente.
Lütfi Oğuzcan başyazarlığını yaptığı Yeni Mersin gazetesinde Menderes'in gerçekleşecek ziyaretiyle ilgili aynı gün şunları yazacaktı:
"Bu büyük bayramımızı değerli Başvekilimiz Adnan Menderes' in şereflendirmesi bizim için ayrı ve çok manalı bir sevinç ve gurur kaynağı olmuştur. Kendilerini Türkiye Cumhuriyetinin Başvekili, yapıcı ve yaratıcı bir devlet adamı olduğu kadar Kuvayi Milliye günlerinin bir mücahidi, istiklal savaşının gazisi olarak hürmetle selamlarız." (Aynı Oğuzcan' ın altı ay sonra gerçekleşecek darbenin ardından Menderes ve DP için yazdıkları ile yukarıdaki cümleleri yan yana koyup okumak vicdan kanatır ama bu konuya ileride değineceğim.)
6 Ocak tarihli gazeteler; "Menderes'i bağrımıza bastık" başlığıyla ve arka sayfalarını bile kentin spor sorunlarını Başbakana iletmek üzere yazılarla, dileklerle doldurarak bu tarihi ziyareti hayli geniş biçimde yansıtmaya çalışırlar okurlarına.
"Başvekilimize şehrimizde şimdiye kadar görülmemiş şekilde tezahürat yapıldı" başlığı altında verilen bilgiler ilginç:
"Başvekilimiz Adnan Menderes dün beraberlerinde Devlet Vekili ve Başbakan Yardımcısı Medeni Berk, Devlet Vekili İzzet Akçal (yıllar sonra Özal'ın siyasete sokacağı ve Başbakanlığa kadar yükselecek Mesut Yılmaz' ın amcası a.a.) , Maliye Vekili Hasan Polatkan, Çalışma Vekili ve Basın Yayın ve Turizm Vekili Haluk Şaman, İçel Mebusları, İçel ve civarı Valileri, Basın Yayın ve Turizm, Vakıflar, Karayolları, Devlet Su İşleri, Etibank, İller Bankası Umum Müdürleri ve basın mensupları olduğu halde şehrimize teşrif etmişlerdir. Başvekilimiz Yenice' de Mersin ve Tarsus' tan 300' e yakın vasıtayla gelenler tarafından coşkun tezahüratla karşılanmış ve muhteşem bir konvoy halinde Mersin'e hareket etmişlerdir. Yol boyunca binlerce vatandaşın sevgi ve bağlılık hislerine tercüman olarak onlara iltifatta bulunmuştur"
Menderes' in Mersin ziyareti kuru bir protokolden ibaret değildir. Toprak Mahsulleri Ofisinin ülke genelindeki en büyük depolama silolarının devam eden inşaatını yerinde inceleyecek ve o güne kadar ülkenin görmeye alışık olmadığı yabancı ortaklı Ataş Rafinerisinin temelini atarak, limanla birlikte şehrin çehresini değiştirecek iki yatırımın önünü açacaktır...
O akşam dönemin Belediye Başkanı Zeki Ayan' ın Tüccar Kulübünde onuruna verdiği yemekte, Ayan' ın ardından Menderes söz alır, Mersin'in konumunu, verdikleri önemi ve yapılacakları detaylı biçimde dile getirir.
Tarihe iz düşme adına, noktasına dokunmadan yayınlanması gerektiğine inandığım hitabında Menderes şunları söyler:
"Muhterem arkadaşlarım, aziz Mersinliler;
Mersin'de bulunup kurtuluş bayramını beraber kutlamaktan büyük bahtiyarlık duydum. Şimdi de bu neşeli topluluğunuzda bulunmaktan ne kadar memnunum. 
Muhterem Mersinliler,
 Şu noktayı belirtmek lazım gelir ki, siz Mersinliler bizi Mersine liman yaptık diye değil, silo yaptık diye değil, Mersine mahalli olarak şu hizmeti bu hizmeti yaptık diye değil, bütün Memleket ölçüsünde 0n seneden beri devam eden hizmetlerimizin millet nazarında makbul olduğuna kanaat getirdiğiniz için Hükümetimize ve iktidarımıza sevgi gösteriyorsunuz.
Aziz Mersinli arkadaşlarım;
Hükümet eliyle yapılan hizmetlerin yanında Belediyece ve mahalli idarelerce yapılacak hizmetler de mevcuttur. Mersin limana, büyük bir siloya, rafineriye ve diğer çeşitli tesislere kavuşmak üzere bulunduğu şu sıralarda nüfusunun süratle artması, büyük bir şehir haline gelmekte olması neticesinde, şehir olarak üzerine düşen bir takım yeni ve ağır vazifeler karşısında kalmaktadır ve kalacaktır.
Çok geniş hinterlandıyla Mersinin memleket ekonomisinde yapmaya namzet bulunduğu vazifeleri hakkıyla yerine getirmesi için merkezin yardımlarına ihtiyacı bulunduğu şüphesizdir. Hükümet olarak derhal faaliyete geçeceğimizden emin olmanızı rica ederim.
Aziz arkadaşlarım, bu cihetleri böylece tespit ettikten sonra sözlerime başlarken ifade ettiğim gibi, bu topluluğumuzun fevkalade neşeli olması bahsine bir an için avdet edeceğim. Bu neş'e ve saadetimizin memleket işlerinin iyiye gittiğine dair vicdanlarımızın huzur içinde olmasından ileri geldiğine şüphe yoktur. O halde bunun sebeplerine kısaca işaret etmek yerinde olur. Mersin rafinerisi Türk milli ekonomisinde mühim hizmetler ifa edecektir. Görülüyor ki burada kısa bir zaman evvel hayal olan büyük eserler birbirini takip ederek abideleşmektedir. Yine vicdanen hükmediyoruz ve kabul ediyoruz ki, memleket ufuklarında huzurumuzu bozacak bir gölge dahi yoktur. İşte bu sebeplerden dolayı toplantımız neş'e ve huzur içinde geçmektedir. Hâlbuki sevinilecek memleket bahisleri ve meseleleri karşısında aksine olarak huzursuzluk duyan ve adeta bir felakete uğramış gibi kendisini bedbaht hissedenler de vardır.
En sevinilecek işlerimiz karşısında, evinde ve ailesinde bir kayba uğramış gibi üzülen, kaşları çatılan, yumrukları sıkılan, çehreleri takallüs eden bu gibi insanların haline kızmamak lazım gelir. Bilakis onların tıbbın henüz tedavi çaresi bulamadığı bu dertlerine çare aramak için vatandaşlık hisleriyle ve bu vatanın evladı olma hasiyetiyle gayret sarf etmemiz icap eder. Onların delalet içinde bulunduklarını bir an için hatırdan çıkarmayarak kızmak yerine bu dertlerinin tedavisinde yardımcı olmalıyız.
Ne mutlu Türküm diyene vecizesinin ifadesindeki şu manayı unutmamak gerekir: Türk olan Türklüğe ait bütün mesut hadiselerde saadet bulur. Biz memlekette yapılan iyi işlerle, iyi hizmetlerle mesut olurken, mübahi olurken kardeşlerimiz olan bir takım insanlar bir politika şaşkınlığı içinde adeta aykırı bir telakki ile malul olarak bu sevinilecek hadiselerin kıymetini hakikatte takdir etseler dahi bunu gizlemeyi niçin bir politika hüneri sayarlar. Bu delaletin bu memleketten bir an evvel uzaklaşmasını en samimi temennim olarak ifade etmek isterim.
Politika mutlaka aka kara demek değildir. Siyaset mutlaka karşısındakini kötülemek değildir. Eğer öyle olsaydı mesele çok basit olurdu. Basit olduğu kadar da memleket aleyhine tecelli eden bir iş olurdu. koskoca bir milleti iyi olan işlerin kötü olduğuna inandırmak mümkün olsaydı, politika bütün memleketleri felakete sürükleyen en fena bir çığır olurdu. İyi işleri kötü demek suretiyle kötü gösterilemez. Güneş balçıkla elbette sıvanamaz. İşte onun içindir ki siyasette en yüksek ahlak kaidelerinin hâkim olması, hususiyle vatanperverlik hislerinin birinci derecede tutulması icap eder. Bunun aksine hareket edenler belki günlük geçici bir kazanç elde edebileceklerini zan ediyorlar. Fakat uzun vadeli çalışmalarının hasılası olarak karşılaşacakları sadece ve sadece hüsrandır. Çünkü aldatmak ta aldatılmak ta uzun müddet devam edemez. Hakikatin nuru ve meşalesi er geç ortalığı tenvir eder.
Bu sözlerimi muayyen bir şahsa, muayyen hadiseye tevcih edilmiş tenkitler olarak kabul etmemenizi rica ederim. Sözlerim, bu toplantıdaki müşterek saadet ve neş'eden doğan ilhamın ifadesidir.
Bu güzide heyet arasında böylesine müstesna bir toplantıda hissettiğim derin bahtiyarlık içinde hepinizi muhabbetle hürmetlerimle selamlarım"
Tüccar Kulübünde kendisini sevgi dolu gözlerle dinleyen 500'ü aşkın davetliye hitabının ardından yemek gece geç saatlere kadar sürer...
Menderes' in kentin imarına dönük girişimleri, limanın bitirilmesine dönük talimatları ve ATAŞ rafinerisinin temel atma etkinliklerinde yaşananlarla devam edecek yazı dizisi...