Yıllardır eleştirdiğimiz ve kentin gelişmesinde eksikliğini hissettiğimiz Üniversite-kent ilişkilerinde, her gün biraz daha olumlu gelişmeler görüyor ve mutlu oluyoruz.
Kentte etkinliklerin aynı tarihte  çakışmaması için bir düzen kurmaya çalışacaklarını söyleyen  bir oluşuma inat, geçtiğimiz hafta aynı saatlere rastlayan tam üç etkinlik vardı !
MTSO nun 130. Kuruluş yıldönümü için göstermelik ve formalite icabı düzenlendiğini düşündüğüm “Ekonomi ve Odanın Tarihi” konulu panel ilgimi çekmedi. 
Yine aynı saatteMersingiad’ın ekonomi konusunda bir paneli vardı. Yeni Başkanı ve kadınlar kurulunun yaptığı değerli hizmetlerle başarılı bir grafik çizmeye başlayan Mersingiad’ın panelinin en azından bir bölümüne katılmaya karar verdim.
Üçüncü etkinlik ise Mersin Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü tarafından düzenlenen “Müzelerimiz Paneli” idi.
Bu kentimiz açısından çok önemli ve değerli panele katılmaya karar verdim.
Bu Kent- Üniversite işbirliği için çok önemli bir gelişme idi. 
Paneli, Mersin Üniversitesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Candan Ülkü düzenliyor ve kentimizden de İl Kültür ve Turizm Müdürü BahaettinKabahasanoğlu ve Mersin, Tarsus, Silifke, Anamur Müze Müdürleri konuşmacı olarak katılıyorlardı.
Gönül, bu Kent- Üniversite buluşmasında Mersin’in turizm dinamiklerinin de bulunmasını isterdi;maalesef böyle bir katılım sağlanamadı.
Panelde çok değerli bilgilere sahip olduk.
Müze Müdürleri tek tek bölgelerinin arkeolojik değerlerini ve müzelerinin durumunu görsellerle çok iyi anlattılar.
Mersin Müzesinde 31.500, Anamur Müzesinde 24.164, Silifke Müzesinde 22.114 ve Tarsus Müzesinde 22.570 eser bulunduğunu öğrendik. Oysa, bölgemizde bulunan 100 bin eserden yalnızca 6 bini sergilenebiliyor.
Bugün bölgemize yeterli turist gelmese de gelecekte bu, dünyanın arkeolojik yönden en zengin, doğal güzelliklerle dolu denizi, ormanları, gölleri, kayak sahaları olan bölgemiz mutlaka yakın bir gelecekte önemli bir turizm merkezi olacaktır. Bunun için de şimdiden alt yapısısağlanarak arkeolojik yerlerin korunması, müzelerin zenginleştirilmesive bölgemizin arkeolojik değerleri ile ilgili yeterli yazılı eserlerin olması çok önemlidir.
Bu panelde, bugüne kadar gerçekleşemeyen Kent -Üniversite  ilişkisinde değerli katkılar veren bir bilim insanı Prof. Dr. Serra Durugönül’den söz etmek gerek. 
Kendisinin bölgemizle ilgili yayımlanmış çeşitli eserlerine ek olarak, Silifke Müzesi’ndeki eserleri kapsayan Taş Eserler kitabını yayımladığını ve aynı çalışmayı şu anda Tarsus Müzesindeki eserler için yaptığını öğreniyoruz. 
Ayrıca Kızkalesi’nin geçici Unesco Kültür Mirası listesine alınmasında da önemli katkısı olmuştur. 
Tabii bu arada Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Gizir’in bundan önce de kentle ilgili çalışmalarda ve özellikle Tarsus Mersin Organize Sanayii Bölgesinde önemli katkılarda bulunduğunu hatırlamalıyız.
Üniversite ile kenti buluşturan bu etkinlikte Mersin Üniversitesi ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nden emeği geçenlere teşekkürler.
Mersin adına sevindirici olan kentle Üniversitenin buluşma ortamının sağlanmasında yeni bir dönem başlatan Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Çamsarı’ya da çok teşekkür ediyor bu tür çalışmaların devamını diliyorum.
HARUN ARSLAN