Jansen’ in Mersin planıyla ilgili imzalanacak mukaveleye koyulacak şartlar Tarsus hakkında yapılan söyleşinin son kısmında aşağı yukarı şekillenmiştir ama süreç beklendiği gibi gelişmez.
Temmuz ayında Tarsus Belediye Başkanı ile birlikte Ankara’ya giden ve Lozan Oteline yerleşen Mithat Toroğlu, bir an önce gerçekleştirilmesi gereken su yatırımının şehir planına bağlı ve o planla eşgüdümlü yapılmasını bu nedenle Jansen’ e işin hemen verilmesi gerektiğini istemektedir.
12 Temmuz 1935 günü İç İşleri Bakanı Şükrü Kaya ile de konuyu görüşür, içme suyu ihalesi ve şehir planı siparişinin yıl içinde yapılması için izin verilmesini hasetten istirham eder.
Şükrü Kaya bürokratlara gerekli talimatı verir.
Bakanlık yetkilileri ile Belediye Başkanı arasındaki toplantılar iki gün sürer. Gelirleri güçlü, su projesi daha önce zaten onaylanmış Mersin’in su sorununu giderecek ve gelecek 50 yılını belirleyecek şehir planı için prensipte anlaşılır ancak o günlerde yürürlüğe giren bir kanun özellikle ihale sürecine sekte vuracak, işleri birkaç yıl erteleyecektir.
Kanun ile; nüfusu 10 binin üzerinde olan Belediyelerin; plan, su, kanalizasyon ve spor tesisleri ile ilgili proje ve yatırım ihalelerinin, İç İşleri Bakanlığı başkanlığında kurulacak bir komisyonca yapılması, kaynağı Belediyeler tarafından karşılansa da, ihale dâhil tüm sürecin Bakanlıkça gönderilecek uzmanlarla, Belediyeler İmar Heyetinin oluşturacağı kurulca denetlenip, sürdürüleceği hüküm altına alınıyordu.
3 Kasım 1935 günü yapılan Mersin Belediye Meclisine sunulan yıllık faaliyet raporunda, bürokrasi nedeniyle ortaya çıkan sıkıntıları dolaylı yoldan dile getiren ifadeler dikkat çekmektedir:
O yıllık faaliyet raporunun 18.maddesine göre:
“Şehir suyunun süzülmesi ve akıtılması için projeler hazırlanmış ise de, bu ve buna benzer işlerin yapılması “Belediyeler İmar Heyetinin” vazife ve yetkileri arasına girdiğinden bu heyet projenin tatbikatı hakkında gerekli incelemeyi yapmış, işin mukavelesi hazırlanarak, açık eksiltmeye çıkarılmasına karar verilmiştir. Mukavele su işine ait inşaat ve tesisatın bir senede bitirilmesi esasına istinat etmektedir.”
Belediyenin yıllık faaliyet raporunun 19. Maddesi ise şehir planıyla ilgili gelişmeleri anlatmakta:
“Şehir planının yapılması işi de bundan evvelki maddede arz olunduğu üzere Belediyeler İmar Heyetinin vazife ve yetkisine girdiğinden, Mersin’e ait planın da bu heyetçe derhal yaptırılması, mümkün olmadığı takdirde ise tarafımızdan yaptırılmasına müsaade verilmesi makam aidinden rica edilmiş ve doğrudan Belediyemizce yaptırılmasına izin alınmıştı.
Ancak kendisi ile anlaşmış olduğumuz Jansen’in ehliyeti Nafıa Vekâletince tasdik edilmediği cihetle bu bölümdeki mukavele imzalanamamıştır. “
İnanılır gibi değil ama, Mustafa Kemal tarafından Ankara imar planını yapması istenen ve ondan önce de İstanbul şehir planını hazırlayan Jansen’ in yeterliliği Bakanlığın bürokratik koridorlarına takılmış ve “ehliyeti onaylanmadığı” için Mersin ve muhtemelen diğer belediyelerin iş vermesi ihale yönetmeliğinin şartları belirleyen kriterlerine takılacaktır.
Belediye faaliyet raporuna geçen bürokratik sıkıntıyla ilgili gelişmeleri Tarsus Belediye Başkanı 6 Kasım 1935 günü yayınlanan demecinde anlatmaktadır:
 “Mersin, Tarsus ve Adana’nın içme suyu işi İmar Heyetince eksiltmeye çıkarıldı. 9 Kanun-i evvel (9.12.1935) günü yapılacak ihalenin ardından 1,5 yıl sonra üç şehrimiz dezenfekte ve filtresi yapılmış temiz içme suyuna kavuşacaktır. Plan işi de suda olduğu gibi yalnız Tarsus’a ait değildir. Mersin ve Adana ile birlikte üç şehrin durumu Jansen tarafından etüt edilmişti. Son çıkan kanunla planı yapacak şehircinin ehliyetinin Bakanlıkça tasdik edilmesi gerekmektedir. Buna dair formaliteye dayalı işleri arkadaşım Mersin Şarbayı* Mithat Tor takip etmektedir. Müspet bir sonuç alacağımızı umuyoruz.  Bütün yapacağımız bu işlerde yüksek yardımlarını bizden esirgemeyen ilbayımız Rükneddin Sözer’in direktiflerinden büyük istifadeler temin etmekteyiz.”
Tarsus Belediye Başkanının formaliteleri takip ettiğini söylediği Mithat Toroğlu 10 Kasım 1935 günü Mersin’e döner. Ayağının tozuyla yaptığı önemli açıklamalar 12 Kasım tarihli gazetelerin manşetindedir: 
“Belediyeler kongresi dağıldıktan sonra Ankara’da kalarak Belediye işleri hakkında Bakanlıklarla görüşmelerde bulunan Şarbayımız Toroğlu kendisi ile görüşen arkadaşımıza şu diyevde (açıklama) bulunmuştur: ‘Su işimiz münakasaya çıkarıldı. Birinci kanunun 9. Günü ihale Ankara’da yapılacak. O gün biz de orada olacağız. Yapılan şartnameye göre ihale tarihinden 1,5 yıl sonra dezenfekte edilmiş ve süzülmüş içme suyu teslim edileceğinden şehir çok uzun sürmeyen zaman içinde özlediğimiz suya kavuşacak. 
Şehir planının mukavelesinin tamamlanması ise uzayan formaliteler yüzünden imzalanamamıştı. İç İşleri ve Bayındırlık Bakanlıklarıyla olan görüşmelerimiz neticesinde bu işin de bitmek üzere olduğunu söyleyebilirim. Mukavelenin tasdiki için Bakanlıklardan vaat alınmıştır. Şehir planını yapacak olan Jansen birkaç güne kadar ikinci etüt için Mersin’e gelecektir.”
Yılan hikâyesine dönen Mersin ve Tarsus planlarının yapımı Bakanlığın kriterlerle ilgili koşulları yumuşatmasıyla en sonunda ihale aşamasına gelir. 
29 Kasım 1935 günlü Yeni Mersin Gazetesinin iç sayfalarında alt alta iki Belediyenin ilanları yer almaktadır. İlanlardan birini Mersin Belediye Başkanlığı vermiştir. 5 Maddeden oluşan ilanın koşulları da ilginçtir:
Mersin şehrinin imar planı pazarlıkla yaptırılacaktır. Muhammen bedeli 13 bin liradır. Şartname 60 kuruş mukabilinde Belediye Fen Dairesinden temin edilebilir. Pazarlık 14 birinci kânun 1935 Cuma günü saat 11’de Belediye Dairesinde yapılacaktır. Süresiz tutak (teminat) miktarı 975 liradır. Pazarlığa girecek olanlar Şehir Mütehassısı olduklarına dair Nafıa Vekaletinden vesika göstereceklerdir.
Aynı köşede Tarsus’un ilanı da yayınlanır. Tek farkı muhammen bedelin 14 bin lira, şartnamenin 70 kuruş ve teminatın 1050 lira olmasıdır.
* (o günlerde başlatılan Öztürkçe kampanyasıyla her kelimeye bir karşılık icat ediliyordu. Belediye Başkanına Şarbay, Valiye İlbay, Valiliğe Uray, teminata tutak vs. deniyordu. Uray Caddesi o günlerden kalmadır ve Valilik binasının cadde üzerinde yer alması nedeniyle bu ad verilmiştir)