Medyada görüntülerin süslediği haberlere bakarsak, Çukurova Uluslararası Hava Limanı inşaatı resmi temel atma töreniyle başlamış oldu.
Aylardır beklenen haberdi bu.
2013 Mart ayında bir yazı kaleme almış, "yer teslimi yapıldı, yapılmadı" tartışmalarından yola çıkarak DHMİ (Devlet Hava Meydanları İşletmesi) üst düzey yetkilisinin;
"Tarih belirlenmiş değil incelemeler sürüyor. Yer teslimi öncesinde bazı bilgi ve belgeler gerekiyor. Tarih konusunda bir şey söylemek kehanet olur" açıklamasından yola çıkarak "Havalimanı projesi kahinlere mi ihale edildi?" sorusunu sormuştum.
Soruyla özetlemeye çalıştığım kaygılar boşuna değildi.
Çukurova Havalimanına (ÇUH) başlanmasıyla ilgili yapımcı firma, bürokrasi ve siyasilerden öylesine farklı ve birbiriyle çelişen açıklamalar geliyordu ki, sokaktaki vatandaş bir yana konuya vakıf olanların bile aklı karışıyordu.
2 Mart 2013 tarihli yazıda bilgi kirliliği anlamına gelen tabloyu şöyle özetlemişim:
"Son günlerde medyaya yansıyan açıklamalar merak edilen soruyu yanıtlamaktan çok kafaları hayli karıştıracak cinsten.
AK Parti Milletvekillerine hatta Bakan Çağlayan' a bakarsanız, 'yapımcı firmanın kredi bulması işi geciktirdi ancak o sorun çözüldü' ve yakında çalışma başlayacak.
Bu "yakında" tabirini o kadar uzun süredir duyuyoruz ki, neyin yakın, neyin uzak olduğunu bile kestirmek gittikçe güçleşti.
O güçlükleri ve iktidarı temsil eden siyasetçilerin kamuoyuna estirmeye çalıştıkları iyimser rüzgârları bir yana bırakıp, son durumu dilimin döndüğünce anlatmaya çalışayım.
Kargılı yer seçiminin ardından (bunun ne kadar yanlış bir seçim olduğunu daha işin başında yazmıştım, ona da değineceğim) YİD -Yap İşlet Devret- modeline göre 14 Aralık 2011 günü ihale yapıldı. Beklentiler 20 yıl civarında işletme karşılığı teklifler geleceği yönündeydi. Ancak ihaleye tek firma katıldı ve işin tamamlanmasını müteakip 9 yıl 10 ay süreyle işletip devretme garantisini içeren teklifle yapım işini üstlenmiş oldu. 
Beklentiler hemen yer tesliminin yapılacağı ve yapım işinin hızla tamamlanıp bölgesel havaalanının kısa zamanda devreye gireceği yönündeydi.
Hükümet te bu konuda üzerine düşeni fazlasıyla yapmış, hızlı kamulaştırma kararı bekletilmeden resmi gazetede yayınlanarak yer teslimi konusunun çözümüne yönelik en ciddi adım atılmıştı.
İhaleyi kazanan firmanın 36 ay içinde tamamlayacağını taahhüt ettiği Havaalanı ne durumda derseniz hemen yanıtlayayım: Aralık 2011'in üzerinden yaklaşık 27 ay geçti ama işe başlanacağı konusunda hiç bir somut adım gelmedi, gelmiyor.
Başta Bakan Çağlayan olmak üzere iktidar Milletvekilleri sürekli olarak ve bıkmadan "yapımcı firmanın zorlandığı kredi sorununu çözdüğünü ve en kısa zamanda yer tesliminin yapılacağını" söylese de, yazının kaleme alındığı bugünlerde, Çukurova Bölgesel Havaalanı Genel Koordinatörü  "Bankalardan kredi temin edilmediği" iddiasını kesinlikle yalanlıyor ve "yer teslimini" beklediklerini söylüyor."
**
O yazının üzerinden yaklaşık üç ay geçti. Yer teslimi konusu "kâhinlerden" kurtarılmış olmalı ki, 28 Mayıs 2013 günü üç bakanın tanıklığında resmi temel atma gerçekleştirilerek ve yapımcının yüreklere su serpen "20 ayda bitiririz" sözüyle daha da umutlanarak herkes derin bir oh çekti.
Peki, bütün bu görüntünün perde arkasında gerçekten her şey yolunda mı?
Soruyu şeytanın avukatlığına soyunup yanıtlayayım.
Eğer yapımcı şirketin önündeki engel, Çağlayan' ın Mart ayında altını çizdiği kredi sorunu ise, işi üstlenen grup, Çağlayan' ın "çözüldü" dediği handikapı aşmış değil. Bunu İstanbul'dan gelen medya mensuplarıyla yediği yemekte yapımcı şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Koçoğlu samimiyetle dile getiriyor. 
Kredi bulamadıklarını söyleyen Koçoğlu, öz kaynaklarıyla sürdürdükleri tesis yapımı için Rusya ve Körfez ülkelerinden kimi ortaklık arayışlarında olduklarını ifade ediyor. (Sorunlar çözülmeden temel atmanın en önemli nedeni, işe başlanmaması halinde DHMİ' ye verilmiş olan teminatın irat kaydedilme tehlikesine karşı hamle gibi görünüyor ama bu başka tartışma konusu)
Havalimanı yapımı ile ilgili temel mesele bu kredi arayışında yatıyor.
Tek başına girdiği ve 9 yerine 19 hatta 29 yıl işletme şartıyla teklif verse kazanacağı ihaleye, Koçoğlu'nun başında olduğu grup neden "iki ayağını bir pabuca sokan" bankaların kredi talebine yüz vermediği böylesine sıkışık teklifle geldi?
Bu sorunun ilk günden beri mantıklı bir yanıtı yok.
Bana kalırsa dünyada likiditenin bu kadar bol olduğu, faizlerin neredeyse sıfırlandığı bir dönemde kredi verecek projeyi mum ışığında arayan Bankaların ÇUH' a dönüp bakmamalarının altında da, fizibiliteleri zorlayan bu "9 yıllık işletme ve ardından devretme" maddesi yatıyor.
Hiç bir yabancı ortak, kolay kolay 9 yıl sonra devredeceği bir yatırıma gelip para koymaz.
Yukarıdaki karamsar tabloya rağmen Koçoğlu için koşulların üç ay öncesine göre çok daha olumlu olduğunu da belirtmeliyim. Bunun nedeni İstanbul 3. Havalimanıyla ilgili gerçekleşen ihalede ortaya çıkan akıl almaz rakamlar. 150 milyon yolcu kapasiteli de olsa Ulaştırma Bakanının ifadesiyle "bir çukur verdik, 50 milyar dolar alacağız" özetlenecek tablo ortada.
150 milyon yolcu kapasiteli hava limanının 25 yıllık işletme hakkı karşılığında 50 milyar dolara gitmiş olması, 500 milyon dolara mal edilecek 15 milyon yolcuya ev sahipliği yapacak Çukurova Havalimanı yapımcısının da, yıllardır bu projenin hayaliyle yatıp kalkan Mersin' in de tüm beklentilerini fazlasıyla karşılamasına yol açabilir.
Unutmayalım ki, yeni tesis tüm yazılarımda altını çizdiğim gibi "alan" değil, "liman" olarak tasarlanmalıdır. Sadece Çukurova bölgesine uçakların inip kalktığı bir meydan değil, yakın çevresinde fuar ve ticaret merkezlerinin, her türlü depolamaya uygun lojistik köyün ve hepsinden önemlisi tüm Doğu Akdeniz'e hitap edecek nitelikli serbest bölgenin yer aldığı bir vaha olacaktır bu.
Proje bu özellikleriyle yabancı yatırımcılara Roadshow' larda iyi biçimde sunulursa, ortak bulmak ta kolaylaşacaktır.
Keşke yapımcı şirket 9 yıllık sıkışık işletme süresi yerine daha uzun süreli bir teklifle işi üstlenmiş olsaydı. Beni (ve eminim tüm Mersinlileri) 9 yılın sonunda ÇUH' un kimin işleteceğinden çok, estireceği rüzgâr, Çukurova' ya getirecekleri ilgilendiriyor.
Umarım 20 ay olarak öngörülen sürede hava limanı tamamlanır. Mersin ve Adana artık tıkanmış olan ve güvenlik nedeniyle çoğu yabancı şirketin inmekten kaçındığı şehir merkezine hapsolmuş Şakirpaşa' dan kurtularak Çukurova'nın 21. yüzyıl vizyonuna yakışır yeni limana bir an önce kavuşur.