Sanırım bugüne kadar en fazla yazı yazdığım konuların başında “Ekmek Fabrikası” gelir.

* Seçim öncesi açılmasını,
* Seçim sonrası kapanmasını, 
* Fırıncıları kızdırmamak için kapasitenin altında ekmek üretilmesini,
* Sigara satış büfesi haline gelen ekmek büfelerini,
* Oda başkanına fabrikanın kiraya verilmesini,
* Sonra oğluna kiralanmasını,
* Adana’da Karataşlı bir firmadan alınan ekmek malzemelerini,
* Ekmek fabrikasına müdür yapılan bir CHP Milletvekili Aday adayını,
* En sonunda da bir firmaya 2017 ye kadar kiraya verilmesini,
ve bunun gibi vicdanımızı yaralayan Ekmek Fabrikası ile ilgili benzer bir çok olayı kimi zaman yazdım, kimi zaman anlattım, çoğu zaman da bildiklerimi kendime sakladım…

Şimdi yukarıda saydıklarımı göz ardı edip, 15 yıldır sesleri çıkmayanlar, hazır Ekmek Fabrikasının yeniden açılıyormuş gibi gösterildiğini söyleyerek eleştiriyorlar. 
Bugüne kadar Ekmek Fabrikası hiçbir zaman birkaç aydan uzun çalıştırılmadı ve tam kapasitede üretim yapmadı.

Bundan sonra Büyükşehir Belediyesi planladığı gibi günde 70 bin ekmek üretir, 60 kuruşa satar, dar gelirli halka ulaştırılmasını sağlar ve birkaç ay sonra kapatmazsa o zaman Büyükşehir Belediyesini kutlarız ve kimsenin de hazır fabrikayı açtığı gibi bir eleştirisi olmaz.
Bunun da herkes takipçisi olur.

Bana göre bir kentte en önemli şey huzurun olmasıdır. Huzurun olmasına katkı veren çabaların başında yoksulluğu önleyici, fakir insanların hayatlarını kolaylaştırıcı çözümler bulmak gelir.
Birçok asayiş olayının çıkmasının temelinde yoksulluk vardır.

Yine aynı hafta içerisinde Büyükşehir Belediyesi tarafından Dosteli Market açıldı. Ücretsiz olarak ihtiyaçlı vatandaşlara gıda, temizlik ve giyim ürünleri dağıtılacak. Mersin’de en az 140 bin kişiye yoksulluğa karşı yardımda bulunulması gerekiyor.

Daha az ihtiyaçlı insanların yaşadığı Yenişehir ve Mezitli Belediyeleri aşevi açarken, Toroslar ve Akdeniz Belediyelerinin böyle bir sosyal hizmeti hâlâ neden yapmadıklarını anlayabilmiş değilim.

Sürekli örnek veriyorum; Mut Belediyesi “Çorba Evi” adı altında tam 20 yıldır halka çorba dağıtıyor.

Belki aşevi açarak birkaç çeşit yemek vermek zor olabilir; fakat pekala portatif çorba büfelerini her Belediye kolaylıkla yapabilir.

Büyükşehir Belediyesi’nin böyle bir projesi olduğunu biliyorum. 
Kış günlerinde çorba dağıtmayı planlıyorlardı. Fakat bir türlü gerçekleşemedi. Ümit ediyorum kısa zamanda gerçekleşir. Bu diğer iki Belediyeye de örnek olur.

Yoksul insanların azalması kentteki huzurun artmasının dışında, “öteki” Mersin’de yaşayan aynı havayı soluyan insanların biraz olsun yaşamlarının kolaylaştırılması herkesin vicdanını rahatlatacaktır.

HARUN ARSLAN