ADRO Başkanı İsa Akdağ, yaptığı açıklamada, tarihte hiç ismi değişmemiş, dünyanın en eski yaşayan taş köprüsüne sahip, dünyanın ilk tıp merkezi, ilk tıp kitabı ve ölümsüzlük formülünün yazıldığı, dünyanın ikinci, Türkiye’nin ise en büyük saat kulesine sahip, en çok paşası olan yani paşalarla yönetilen, ismini gök tanrıdan alan ve Nuh Tufanı'nda Aden cenneti diye ismi zikredilen ve bütün bu özellikleri taşıyan tek şehrin Adana olduğunu söyledi.
Kentin tüm bu özellikleri taşımasına karşın "Peki, Adana neden turizm pastasından hakkettiği payı alamıyor?" diyen Akdağ, şöyle konuştu:
"Cevabı çok basit. Malzeme var ama helva yapmasını beceremiyoruz, yani sahip olduğumuz değerleri kullanamıyor, pazarlayamıyoruz. Şehrin vitrini olan kent estetiği, bütün bu markaları sergileyecek tezgahımız yok.
Adana’nın kaderi olsa gerek, son günlerde yoğun talep ve ilgi gören GAP turlarında bütün turizm firmaları es geçti. Ne programlarına dahil edildi ne de bir konaklama verildi, üvey evlat muamelesi gören Adana havaalanı üssü olarak kullanıldı, ya GAP’ın başlangıç ya da bitiş noktası oldu. Sebep, Adana’da ne var ki düşüncesi ve görüşü hakim. Geçen yıl Türkiye’ye gelen 35 milyon turistin sadece 0.3‘ünü ağırlayan Adana turizm pastasından avucunu yalıyor.
Onca otel ve otelcinin hayalleri suya düştü, yıllardan beri yapılan turizm çalıştayları klasör ve dosyalarda kaldı. Yani sonuç olarak, turizmde bir arpa boyu kadar yol alınamadı."
Akdağ, turizm pastasından yararlanamayan Adana’nın turizmden yararlanabilmesi için ilk etapta yapılması için 10 maddelik "turizm reçetesi" hazırladıklarını söyledi. Akdağ’ın hazırladığı turizm reçetesi şöyle:
"Dünyada turizmde marka olmuş bütün şehirlerde olduğu gibi, dünyaca ünlü kişilerin heykelleri, müzik ve ışığa duyarlı su gösterileri olan, turistlerin oturup çay içebilecekleri mekanları olan, geniş kent meydanları yapılmalı.
Biran önce Tepebağ bölgesindeki tarihi doku gün yüzüne çıkartılmalı örnek gerekirse Beypazarı, Safranbolu ve Tarsus evleri butik kafeler, turistik alış-veriş mekanları yapılmalı.
5 Ocak Meydanı, Ali Münif Caddesi, Taşköprü hatta Merkez Sabancı Camii'ne kadar uzanan turistik hafif raylı sistem yapılmalı ve Tepebağ bir an önce trafiğe kapatılmalı.
Eski Arkeoloji müzesi Adana’nın ilk tıp merkezi oluşundan dolayı burasının Türkiye’de ilk olacak olan tıp müzesinin yapılması ve yapılacak tarihi kültür yoluna dahil edilmeli.
Adana’da çok acil olarak bir Kültür yolu güzergahı belirlenmeli ve bu güzergah trafiğe kapatılıp Turistik levha ve yön işaretleri ile belirlenmeli, sürekli temiz tutulmalı.
Kız Lisesi-Taşköprü arası mekanın çevre düzenlemesi yapılmalı, Atatürk’ün oturduğu tarihi Acem kahvesi yeniden yaşatılmalı ve Atatürk’ün Taşköprü’ye karşı oturan heykeli inşa edilmeli.
Taşköprü tarihi dokusuna kavuşturulmalı, sembolik taç kapı yapılmalı, heykellerle süslenmeli, turistik eşya satıcıları, ressam, müzesyen ve sanatçılara açılmalı.
Gelen turistlere verilmek üzere sembolik olarak dünyanın en eski yaşayan taş köprüsünden geçti belgesi verilmeli, bu köprüyü hem önemli hem marka yapacaktır.
Tarihi Kültür Yolu: Türkiye’nin en büyük yaşayan müzesi olacak olan yani yaşayan müzeden başlayıp, Tepebağ Lisesi'nin oradan Tepebağ höyüğü, Tepebağ evleri, Yağ Camii, Ali Münif Caddesi, (ancak bu cadde turistlere hitap edecek şekilde düzenlenmeli ve üstü kapatılmalı). Dünyanın ikinci, Türkiye'nin ise en büyük saat kulesi olan büyük saat, Ramazanoğlu Konağı, Tuz Hanı, Ünlü şair ve Adana Valisi Ziyapaşa mezarı, Ulu Camii, Kız Lisesi, Atatürk’ün taş köprüye karşı oturduğu Acem kahvesi, Taşköprü, Sinema Müzesi, Atatürk Müzesi ve buradan Ortadoğu’nun üçüncü, Türkiye'nin en büyük camisi olan Merkez Sabancı Camii ziyaretinden sonra aracımızla dilberler sekisi, Park Zirve'nin oradan Adana seyir terası ile son bulacak bir güzergahın belirlenmesi.
Bu şehri satacak olan turizm firmalarının operasyon müdürlerini şehre davet edip geniş çaplı turizm çalıştayı yapılmalı.
Editör: Barış Köksal