Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Başbakan Erdoğan'ın, toplumun fay hatlarına müdahale ederek deprem yaratmak istediğini öne sürdü. Erdoğan'ı dindar olarak görmenin, bütün dindarlara yapılmış en büyük hakaret olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın dindar görünümlü bir din tüccarı olduğunu ileri sürdü. Irak'ta 1,5 milyon Müslüman katledilirken sesi çıkmayan Recep Tayyip Erdoğan'ın şimdi dindarlık yaptığını savunan Kılıçdaroğlu, "Senin dindarlığını değil, senin din tüccarlığını bu millete öğreteceğim. Sen din tüccarısın. Dindar adam helal ve haramı bilir. Kul hakkı yemez. İftira atmaz. Fitnenin peşinden koşmaz. Dindar adamda vatan sevgisi, insana saygı vardır. Dindar adam, insanı Allah'ın yarattığı en değerli varlık olarak görür. Sen 40 yıl önce Allah'ın rahmetine kavuşmuş insanlarla savaş ediyorsun" şeklinde konuştu.
 
AK Parti iktidarının 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenini 'deprem' gerekçesiyle yasakladığını iddia eden Kılıçdaroğlu, Cumhuriyeti kutlamak için bir araya gelinmesini yasaklayanların aynı akşam koşa koşa düğünlere gittiklerini söyledi. AK Parti'nin 19 Mayıs törenlerini de iptal ettiğini, Andımız'dan ve Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nden rahatsızlık duyduğunu savunan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın, Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nin hangi cümlesinden rahatsız olduğunu millete söylemesini istedi. Kılıçdaroğlu, "O sadece Gençliğe Hitabe değildir. Bağımsızlık savaşının manifestosudur, bildirgesidir. Bağımsızlık savaşı veren bütün ulusların manifestosudur. Milletin özüdür. Bu ülkede yaşayan 74 milyon insanın ortak bildirgesidir. Nasıl siz bundan rahatsızlık duyarsınız? Meydan okuyorum Recep Tayyip Erdoğan, yüreğin varsa çık kaldır bakalım nasıl kaldıracaksın" ifadelerini kullandı.
 
Türk gençlerinin koyun güden gençler olarak yetiştirilmek istendiğini belirten Kılıçdaroğlu, "O gençlik bu ülkenin çimentosudur. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının verdiği ulusal bağımsızlık savaşının en büyük teminatıdır" dedi.
 
AK Parti'nin, Cumhuriyet'ten bu yana demokrasi, hukuk, yargı bağımsızlığı, medya özgürlüğü alanlarında katedilen mesafeyi tek tek geri almaya çalıştığını öne süren Kılıçdaroğlu, AK Parki iktidarını 'post modern diktatörler' olarak nitelendirdi.
 
Wikileaks belgelerinde, dönemin ABD Büyükelçisi'nin ülkesine gönderdiği kriptoda, 'Başbakan ile Ergenekon savcılarının periyodik olarak her hafta görüştüklerini' iddiasının yer aldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, bunların ABD Büyükelçiliğine özel rapor veren polis şeflerinden alındığına işaret etti. Kılıçdaroğlu, "Bağımsız bir ülkenin polis şefleri neden yabancı ülkenin büyükelçisine brifing verir? Recep Tayyip Erdoğan batının egemen güçlerinin Ortadoğu'daki taşeronudur. Bunu, bu kriptolardan da anlıyoruz" dedi.
 
Başbakan Erdoğan'ın, ABD'li gazeteci Paul Auster hakkındaki ifadelerini de eleştiren Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın artık dışarıdaki insanları da tehdit etmeye başladığını anlattı. Paul Auster'in, 'Orada gazeteciler hapiste, gelmiyorum' dediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Başbakan bu sözlerin neresinden rahatsız oluyor? Auster, Irak'ta 1,5 milyon Müslüman katledilirken Bush'u ve Cheney'i suçluyordu. Büyük ihtimalle Recep Tayyip Erdoğan bundan rahatsız oldu? O, 1,5 milyon Müslüman katledilirken oturdu keyfine baktı" dedi.
 
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın ise, 'Gelsin Türkiye'ye Atatürk filminde oynasın' dediğine işaret eden Kılıçdaroğlu, Arınç'ın, Auster'in Atatürk ile ilgili söylediklerinden rahatsız olduğunu öne sürdü. Kılıçdaroğlu, "Aydınları bu kadar seviyesiz eleştiren insanlar ne yazık ki bu ülkede yönetim koltuklarında. O hakaretleri o ikisine aynen iade ediyorum" dedi.
Kılıçdaroğlu, Meclis İçtüzüğünde yapılmak istenen değişiklikle ilgili eleştirilerde de bulunarak, muhalefetin sesinin kısılmak istendiğini öne sürdü. Milletin kürsüsünde milletin sesinin kesilemeyeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, bu ülkede gerçek demokrasi ve özgürlük gelinceye kadar mücadeleye devam edeceklerini ifade etti.
Editör: Barış Köksal