Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından bir video paylaştı. CHP lideri, "Bir kaçışın anatomisini ifşa edeceğim" başlıklı söz konusu paylaşımında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef aldı. "BÖYLE BİR SÜRECİ İŞLETMEK AKIL KARI DEĞİLDİR" Bugün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Etik Eğitimi ve Etik Eğitici Yetiştirilmesi İşbirliği Protokolü İmza Töreni'nde konuşan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına da değindi. Erdoğan, "Bu kişi kendisine oy vermedi diye kimi zaman işçiye, kim zaman çiftçiye hakaret ettiği gibi kimi zaman da kamu görevlilerini alenen hedef göstermektedir. Peki, verdiği karar için hakimi, işlem için polisi, attığı imza için genel müdürü tehdit etmek ne demek? Baskın yapar gibi kamu kurumlarının kapısına dayanmak ne demek? Demokraside böyle bir usül olabilir mi? Asla. Kamu görevlilerinin etik meselesini konuştuğumuz platformda aynı zamanda kamu görevlilerinin hakkını, onurunu savunmak da görevimizdir. Kamu görevlilerimize hukuk sınırları dışında söz söyleyen herkes bu devletin de bu milletin de düşmanıdır. Çünkü bu çirkefliğin amacı devleti işleyemez hale getirmek. Böyle bir rezilliğe asla izin veremeyiz. Kaldı ki bir cumhurbaşkanının ailesinin hedef alarak böyle bir süreci işletmek akıl karı değildir. "KAMU GÖREVLİLERİMİZ MÜSTERİH OLSUNLAR" İşini yapan her kamu görevlisinin teminatı hukukun ta kendisidir. Tüm kamu görevlilerimiz müsterih olsunlar.Kamu görevlilerin tek bakacakları yer anayasa ve yasalardır. Hariçten gazel okuyanların naraları ile bu devlet iş yapmaz. Türkiye'nin böylesi arkası karanlık operasyonlarla kaybedecek tek bir anı yoktur." ifadelerini kullandı. Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: "Etik Kurulumuzun giderek artan çabalarını Cumhurbaşkanı olarak daima destekledim, desteklemeyi sürdürüyorum. Geçtiğimiz yıllarda tarihinin en iddialı yönetim değişikliğini gösteren Türkiye, bu vasfını gelece taşıma iradesini de göstermiştir. Artık tüm dikkatimizi büyük ve güçlü Türkiye hedefine yöneltebileceğimiz kritik bir sürece girdik. Hukuk dışı yollara giren kamu personellerine yönelik gereken yapılmaktadır. Kamuda etik değerleri korumak hepimizin ortak sorumluluğudur. Artık tüm dikkatimizi büyük Türkiye hedefine yöneltebileceğimiz kritik bir döneme girdik. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemiz her alanda olduğu gibi kamu hizmetlerinin kalitesinde de çok önemli mesafe kaydetmiştir. Asırlık ihmalleri ve eksikleri bu kadar kısa sürede telafi etmek elbette kolay olmadı. Etik Kurulumuz milletle devlet arasındaki ilişkinin ahlak, saygı çerçevesinde verdiği katkıyla büyük ve güçlü Türkiye vizyonundaki yerini alacaktır. "BASKIN YAPAR GİBİ KAMU KURUMLARININ KAPISINA DAYANMAK NE DEMEK?" Ülkemiz yönetim sisteminde kamu personeli olmak uzunca süredir belli sınavlara, süreçlere bağlı olarak yürümektedir. Terör örgütlerinin güdümüne girenler de yine hukuk eliyle tasfiye edilmektedir. Son dönemde giderek sıklaşan bir şekilde ana muhalefet partisinin başındaki zatın kamu görevlilerine hakaret ettiğini hatta açıkça tehdit ettiğini görmeye başladık. Elbette herkes eleştirilebilir. Biz de geçmişte valisinden müfettişine hukuka uygun olmadığını düşündüğümüz işlemleri nedeniyle tenkit ettik. Yapılan iş ve işlemleri eleştirdik. Ama 'şeriatın kestiği parmak acımaz' diyerek ortaya çıkan iş ve işleme de riayet ettik. Ana muhalefetin başındaki kişinin kullandığı yöntem demokratik hukuk devletine uygun yöntem değildir. Kendisine oy vermedi diye kimi zaman kamu görevlilerini alenen hedef göstermektedir. Attığı imza için genel müdürü tehdit etmek ne demek? Baskın yapar gibi kamu kurumlarının kapısına dayanmak ne demek? Hukuk devletinde böyle bir tarz olabilir mi? Asla..."