Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, “Kadına şiddet bir kadın sorunu olmanın ötesinde hem bir aile hem de bir toplum sorumludur. Şiddetle ilgili sorunların çözümü kadınların omuzlarına bırakılmayacak kadar geniş bir alanı kapsamaktadır” dedi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara Hakimevi’nde düzenlenen 15. Kadına Yönelik Şiddet İzleme Komitesi Toplantısı’na katıldı.

Toplantıda konuşan Bakan Yanık, kadına karşı şiddetin önlenmesi için birçok proje yürüttüklerini ve mağdur olan kadınların bakanlık tarafından hiçbir zaman yalnız bırakılmadığını, devletin her zaman şiddet mağdurlarının yanında olduğunu belirtti.

“Bu bir yarış değildir. Bu bir hak teslimidir”

Kadına karşı şiddetle mücadelede toplumsal normlarında etkin rolü olduğuna değinen Bakan Yanık, “Yasal düzenlemelerin ötesinde toplumsal farkındalığının önem kazandığı bir noktadayız. Öyle ki insanı hayata hazırlayan bütün kurumların hakkaniyet anlayışı kazanması, unuttuğu değerleri hatırlaması gerekiyor.

Tam da bu sebeple biz kadınların haklarına ve eşit imkânlara ulaşmasını, bir çatışma alanı olarak görmediğimizi özellikle vurguluyoruz. Bu bir yarış değildir. Bu bir hak teslimidir ve önemlidir. Bu hak teslimini gerçekleştirmek de hepimizin boynunun borcu diye düşünüyorum.

Adaletin sağlanması, farklılıklar arasında kurulan birliğe dayanır. Farklı ihtiyaçlara hak ettiği imkânları sunamayan sistemler toplumda ayrımcılık ve haksızlık yaşanmasına yol açarlar. Dolayısıyla fırsatlara eşit düzeyde erişim toplum hayatında bir birlik ve huzur ortamı tesis edecek, çatışma ve şiddeti dışarıda bırakacaktır. Bu anlamda çalışmalarımız yalnızca kadınları değil, dezavantajlı bütün grupları kapsamaktadır” diye konuştu.

“Şiddetle ilgili sorunların çözümü kadınların omuzlarına bırakılmayacak kadar geniş bir alanı kapsamaktadır”

Kadına yönelik şiddetin sadece şiddet olarak görülmemesi gerektiğini bu suçun önlenmesi için köklü bir çalışma yapılmasının gerekli olduğunu ifade eden Bakan Yanık, “Şiddet olayları mağdur un başına gelen bir durum olarak yansıtılmalıdır. Bu bir suçtur ve mağdur öne çıkarılmamalıdır. Ayrıca mağdurun kimliği saklanmalı ve mağdur için risk teşkil edecek detaylar deşifre edilmemelidir. Mağdur un yakınlarını üzecek bir dilden de uzak durmak, yaşanan acı hiçbir şekilde normalleştirmeyecek şekilde bir dil kurulması mutlak gerekli. Bakanlık olarak çalışmalarımızı bu anlayışla sürdürüyoruz. Bizim için esas olan mağdur ya da fail insanları içinde bulundukları şiddet sarmalından kurtarmaktır. Evet, faili de içinde bulunduğu şiddet sarmalından kurtarmaya çalışıyoruz.

Şu noktayı da özellikle vurgulamak istiyorum. Kadına şiddet bir kadın sorunu olmanın ötesinde hem bir aile hem de bir toplum sorumludur. Şiddetle ilgili sorunların çözümü kadınların omuzlarına bırakılmayacak kadar geniş bir alanı kapsamaktadır” ifadelerine yer verdi.

“Şiddete karşı sıfır tolerans”

Şiddete karşı tüm kurum ve kuruluşların birlikte hareket etmesi gerektiği söyleyen Yanık, “Unutmayalım ki şiddetin kazananı yoktur. Şiddetin kaybedeni hiç temas etmesek bile hiç yanımızdan, yöremizden geçmese bile aslında son tahlilde hepimiz bütün toplum kaybeden tarafta yer alıyoruz. Biz her zaman şiddete karşı ‘sıfır tolerans’ ilkesiyle hareket ediyoruz. Şiddetle mücadeleyi yasalarla birlikte eğitim, sağlık, istihdam gibi çok boyutlu ve çok paydaşlı bir sorumluluk alanı olarak görüyoruz. Kadınların aile içinde olduğu gibi toplumsal hayattaki konumlarının iyileşmesini sağlamak hiç şüphesiz ülkemizin gelişimine ve müreffeh bir toplum olmamıza katkı sağlayacaktır” dedi.

Toplantının devamı basına kapalı olarak devam etti.

Kaynak: iha