Günümüzde önemli bir rahatsızlık olan temporomandibular bozukluk (TMB); temporomandibular eklem, çiğneme kasları ve beraber çalışan yapıları ilgilendiren, ağrı ve ağız hareketlerinde kısıtlamalara neden olan, sık rastlanan bir bozukluktur. Yüz ağrısı, baş ağrısı, kulak ağrısı, boyun ağrısı ve eklem hareketlerinde ağrı, zorlanma ve kısıtlılık şikayetleri ile başvurulur. Bruksizm, diş gıcırdatma ve diş sıkma ile beraber karakterize bir motor bozukluk olup stresle artış göstermektedir. Toplumda popülasyonun yaklaşık %8 ile %21'ini etkilemektedir. Bruksizm sadece gece görülebilir, aynı zamanda hem gece hem gündüz de ortaya çıkabilir. Buna rağmen bruksizm uyku ve gündüz bruksizmi olarak iki gruba ayrılmıştır. Gündüz uyanıklık durumunda ortaya çıkan bruksizmde istemsiz çene kasılması oluşup, diş sıkma ön plandadır fakat dişleri birbirine sürtme veya diş gıcırdatma daha seyrek görülür. Bu tip genellikle gerginlik ve anksiyete durumlarında ortaya çıkmaktadır ve toplumun yaklaşık %20'sinde görülebilmektedir.  Bruksizm ile temporomandibular bozukluk arasındaki bağ henüz tam aydınlatılamamıştır. Bazı kaynaklar bruksizmin TMB’ nin bir ya da daha fazla alt tipinin karakteristik semptomlar ve bulgularından oluştuğunu bazı kaynaklar ise bruksizmin bir TMB olduğunu ve bazen TMB’ nin diğer tipleriyle de birlikte ortaya çıka bileceği teorisini öne sürmektedir. Genellikle gerginlik, stres, üzüntü ve anksiyete durumlarında tetiklenerek ortaya çıkmaktadır. 

Hastaların genelinde nokturnal bruksizm önemli bir sorun teşkil etmez. Genellikle dişlerde hafif bir aşınma görülür. Diş hekimlerine göre, genel popülasyonun %5-10' unda dikkati çekecek ölçüde rahatsızlık vermektedir. Bazen kas spazmına bağlı çene ağrıları görülebilmektedir. Bruksizmin en sık yol açtığı sorun dişlerde oluşan anormal aşınmadır. Bu aşınma bir dişte görülebileceği gibi, dişin tamamında da görülebilir. Dişlerdeki aşınma sıklıkla ilk olarak maksilladaki köpek dişlerinde dikkat çekmektedir. Düzleşen dişlerin keskin kenarları sık olarak çeneyi, dudakları ve dili rahatsız ederek baskı oluşturur. Kaslar ve temporomandibuler eklem ile ilgili olarak, kaslarda ağrı, sertlik ve yorgunluk, koordinasyon bozukluğu, osteoartroz, krepitasyon, çene hareketlerinde kısıtlılık, eklemde zorlanma "klik" sesi ve çenede kilitlenmeye yol açabilmektedir. Semptomların şiddeti nokturnal bruksizmin şiddetiyle paraleldir. Bazı olgularda uzun dönemde, çiğneme sisteminin olağan işlevlerini etkileyecek biçimde, ağrılı değişiklikler meydana gelebilir.

Tedavi Yöntemleri?

Bruksizmin iki değişik şekilde sınıflandırılmasının nedeni, rahatsızlığın kontrol edilmesinde uygulanacak tedavi metodunun seçilmesindeki farklılıklardan dolayıdır. Bruksizmin nedeni tam olarak bilinmediği için efektif bir tedavi uygulamak çoğu zaman zor olmaktadır. Bu noktada diş hekiminin temel görevi farmakolojik, psikolojik ve dental yönlerden hastanın semptomlarını azaltmak ve çene-yüz bölgesindeki yapılara gelecek zararlardan koruyabilmektir. 

Oklüzal Splint Tedavisi

Tedavinin amacı dişlerde çene ekleminde oluşabilecek kalıcı zararları önlemek ve ağrıyı ortadan kaldırabilmektir. Diş hekimi tarafından uygulanan tedavide, uyku sırasında dişlerin birbirleri ile teması engellenir. Alt ve üst çene dişlerinin arasına yerleştirilerek kullanılan "gece koruyucuları", bruksizmin semptomları tedavisinde kullanılan en önemli bir araçtır. Ancak gece koruyucularının çoğunlukla tek başlarına yeterli olamayabilir. Oklüzal splint genellikle sert akrilikten yapılan, bir arktaki dişlerin oklüzal ve insizal yüzeylerini kaplarken karşıt arktaki dişlerle teması sağlar, takılıp, çıkarılabilen bir apereydir. Genel olarak ısırma koruyucusu, gece koruyucusu, interoklüzal aparey veya ortopedik cihaz olarak tanımlanabilir. Oklüzal splint tedavisi sonucunda en belirgin düzelme çiğneme kaslarındaki miyalji ve kaslardaki asimetrik kas hiperaktivitesindeki düzelmedir. Tedaviyi etkileyen en önemli faktörler ise uygun aperey seçimidir, apereyin yapımı ve uygulanması ile hastanın uyumudur.

Tens Tedavisi

Tens en yaygın ve en önemli elektroanaljezi yöntemidir. Kapı kontrol teorisine göre ya A alfa, beta, gama lifleri gibi kalın çaplı dokunma ve derin duyuyu taşıyan lifler seçici olarak uyarılarak omurilik düzeyinde inhibitör T hücrelerinin devreye girerek ağrı duyusunu taşıyan liflere karşı geçiş kapatılması sağlanır, ya da ağrılı bölgeye uyaran vererek ağrının taşınmasından sorumlu A delta veya miyelinsiz C lifleri gibi ince çaplı afferentler uyarılmış olur. Bu şekilde daha üst seviyelerdeki inhibitör mekanizmaların aktive olmasıyla santral sinir sisteminden endojen opiat salgısı arttırılabilmektedir.

Diğer öneriler

Bu yaklaşımlardan biri veya birkaçı bruksizmi hafifletmeye yardımcı olabilir:
•    Stres veya kaygı yönetimi. Diş gıcırdatma stres kaynaklı ise, meditasyon gibi gevşemeyi teşvik eden stratejiler öğrenmek sorunun çözümünde etkili olabilir. Bruksizm kaygı ile ilgiliyse, lisanslı bir terapist veya psikiyatrist yardımı faydalı olabilir.
•    Davranış değişikliği. Bruksizm teşhis edildiğinde, uygun ağız ve çene pozisyonunu uygulanarak davranış değişikliği iyi gelebilir. Diş hekimi ağız ve çene için en iyi pozisyonu gösterebilir.
•    Biyolojik geri bildirim. Alışkanlıklar değiştirilemiyorsa çenedeki kas aktivitesini kontrol etmeyi öğretmek için izleme prosedürleri ve ekipmanı kullanan bir yöntem olan biofeedback'den yararlanılabilir.

İlaç tedavileri

Genel olarak, ilaçlar bruksizmin tedavisi için çok etkili değildir ve etkinliklerini belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Bruksizm için kullanılabilecek ilaç örnekleri şunları içerir:
•    Kas gevşeticiler. Bazı durumlarda, doktorunuz kısa bir süre için yatmadan önce bir kas gevşetici almayı önerebilir.
•    Botoks enjeksiyonları. Bir tür botulinum toksini olan Botox enjeksiyonları, diğer tedavilere cevap vermeyen şiddetli bruksizmi olan bazı kişilere yardımcı olabilir.
•    Anksiyete veya stres için ilaç. Bruksizme neden olabilecek stres veya diğer duygusal sorunlarla başa çıkılabilmesi için kısa süreli antidepresanlar veya anti-anksiyete ilaçları kullanılabilir.

Editör: Barış Köksal