Emekli-Sen Mersin Şube Başkanı Adil Alaybeyoğlu, burada yaptığı açıklamanın başında, Kristal-İş Sendikası’nın, ŞİŞECAM’a bağlı işyerlerindeki grevinin Bakanlar Kurulu kararıyla ertelenmesini değerlendirdi. Dün gece 5 bin 800 cam işçisinin grevinin ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle ‘sözde’ ertelendiğini belirten Alaybeyoğlu, “Ama bunu bizler biliriz ki, grev ertelemeleri demek, otomatikman grevlerin ortadan kaldırılması anlamına gelir. Bu süreç içerisinde yani 60 günlük süreçte sendika ya işverenle oturup sözleşme yapar ya da sürecin sonunda ne yazık ki, Yüksek Hakem Kurulu aracılığıyla sözleşmeler bitirilir. Yani grevi ertelenen bir sendika o iş yerinde bir daha greve çıkamaz. Ama buna grevi yasaklamak demiyoruz da grevi ertelemek diyoruz. Buradan Emekli-Sen olarak bir kez daha haykırıyoruz; çocuklarımızın, torunlarımızın verdiği mücadeleye sonuna kadar sahip çıkacağız. Hükümetin, Bakanlar Kurulu kararıyla cam işçilerinin, Kristal İş Sendikamızın grevini ertelemesini Emekli-Sen olarak protesto ediyoruz. Umuyoruz ve diliyoruz ki, hukuk kendini gösterir ve bu haksız Bakanlar Kurulu kararını iptal eder, mücadele de kaldığı yerden devam eder” dedi.
“DİĞER ÜLKELERİN EMEKLİLERİ DÜNYAYI GEZİYOR, BİZ TELEVİZYONDAN ONLARI İZLİYORUZ”
Türkiye’de 28 Haziran-4 Temmuz tarihleri arasının Emekliler Haftası olarak kutlandığını anımsatan Alaybeyoğlu, tüm emeklilerin haftasını kutladı. Emeklilerin, nutuk değil, sorunlarına çözüm beklediklerini dile getiren Alaybeyoğlu, başka ülkelerin emeklilerinin sosyal devletin verdiği maaşla ülkelerinde tüm ihtiyaçlarını karşılayıp, insanca yaşadıkları gibi, içinde Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülkeyi ziyaret ederlerken, Türkiye’nin emeklilerinin ise onları televizyonlarda izleyebildiklerine dikkat çekti.
Emekli aylıklarının her yılın ocak ve temmuz aylarında TÜFE artışlarına göre belirlendiğini ifade eden Alaybeyoğlu, SSK ve BAĞ-KUR emeklilerine bu yıl ocak-temmuz arasında yüzde 3,27 oranında zam verildiğini, Emekli Sandığı emeklilerinin maaş artışının ise hükümet ile Memur-Sen arasında imzalanan toplu sözleşme ile yıllık brüt 175 TL olarak belirlendiğini aktardı. Mayıs ayı sonu itibariyle TÜİK’in açıkladığı 5 aylık TÜFE artışının 5,38 olduğunu anımsatan Alaybeyoğlu, “Haziran ayı artışı buna dahil değildir. Büyük olasılıkla eksi gösterilecektir. Bu durumda temmuz-aralık artışının büyüme oranı ile birlikte en az yüzde 10 civarında olması gerekmektedir. Çünkü Türkiye’de emeklilerin yüzde 75’i açlık sınırının altında, tamamına yakını ise yoksulluk sınırı altında maaş almaktadır. Emeklilerin yüzde 60’ı bankalara borçlanmış durumdadır. Aldıkları emekli aylığıyla geçinemedikleri için ucuz iş gücü olarak ikinci bir işte çalışıyorlar. Birçoğu çalıştığı bunca yıla rağmen henüz ev sahibi olamadığı için kirada oturuyor. İşsizlik cehennemine dönmüş Türkiye’de işsiz çocuklarına ve torunlarına bakıyorlar. Para bulamadıkları için başka kentlerdeki çocuklarını, akrabalarını ziyaret edemiyorlar. Sağlık hizmeti alabilmek için ceplerinden ödeme yapmak zorunda kalıyorlar. 1 Ekim 2008’de yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal ve Genel Sağlık Sigortası yasası olmasaydı, eski sisteme göre en düşük emekli aylığı bugün bin 240 lira olarak devam edecekti. Bugün ise 680 liraya kadar düştü. Yasa değişmedikçe düşmeye de devam edecek” diye konuştu.
Uygulamadaki emeklilik yaşını da eleştiren Alaybeyoğlu, emekli maaşlarının sahte enflasyon rakamlarıyla artırıldığını da öne sürdü. Alaybeyoğlu, “Emekliler Haftası’nda, hükümetin emeklileri sefalete sürükleyen politika ve uygulamalarını protesto ediyor, sadaka değil, toplu sözleşme hakkı için tüm emeklilerimizi sendikamızda örgütlenmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
Editör: Barış Köksal
