Kıbrıs Türk Kültür Derneği Genel Başkanı Ahmet Göksan, Kıbrıs'ta yaşananların sorun değil uyuşmazlık olduğunu belirterek, "Şu anda uyguladıkları ambargoların, izolasyonların temeli Kıbrıs Türkünü çökertmeye yönelik çalışmalardır" dedi.
 
"3. Uluslararası Kıbrıs Sempozyumu", 18-20 Ekim 2012 tarihinde Mersin Üniversitesi'nin (MEÜ) ev sahipliğinde gerçekleştirilecek. "Mersin'den Kıbrıs'a Tarih, Hukuk ve Gelecek" sloganıyla Kıbrıs Türk Kültür Derneği, Mersin Üniversitesi, Çağ Üniversitesi ve Çukurova Üniversitesi ile işbirliğinde düzenlenecek sempozyuma bilim insanları ile birlikte uluslararası düzeyde yaklaşık 150 kişi katılacak. Sempozyumun basın bilgilendirme toplantısı, bugün MEÜ Rektörlüğü Senato Salonu'nda yapıldı. Toplantıya MEÜ Rektörü Prof. Dr. Suha Aydın, Çağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çetin Bedestenci, Kıbrıs Türk Kültür Derneği Genel Başkanı Ahmet Göksan ve öğretim üyeleri katıldı.
 
Sempozyumla ilgili bilgi veren MEÜ Rektörü Prof. Dr. Aydın, sempozyumun daha önce Ankara ve İzmir'de yapıldığını kaydetti. Sempozyumdaki çalışmaların yurt dışında İngilizce olarak bir kitap halinde basılacağını ifade eden Aydın, 20 kişiden oluşan bir Bilim Kurulu oluşturulacağını da dile getirdi. Sempozyumun önemine değinen Aydın, yıllardır çözülemeyen sorunları bulunduğunu, sempozyumda bu sorunlara objektif gözle bakarak hem tarih hem siyasal hukuk açısından bunun önemini bir kere daha vurgulamak istediklerini söyledi. Aydın, "Bizler, hem Kıbrıs hem de Türkiye'deki Türk toplumu olarak neler istediğimizi ve dünya tarafından nelerin kabul edilmesi gerektiğini bir kere daha vurgulamak istiyoruz. Bunun mücadelesini 1960'lı yıllardan beri veriyoruz. Ondan öncesi de vardı. Dr. Fazıl Küçük başkanlığında 1960'lı yıllarda bir Kıbrıs Devleti kuruldu ama maalesef ondan sonra adada yaşayan karşı tarafın ve onların destekçisi ülkelerin oyunlarıyla birçok sorun yaşandı. Dr. Küçük'ün uluslar arası düzeydeki çabalarını görmüştük ve o dönemde Türkiye'de birçok destek mitingleri yapılıyordu. Sonra halledildiğini ümit ederek bir dönem yaşadık ama sonra tekrar gördük. Oradaki soydaşlarımızın ne kadar ağır şartlar altında ne kadar sıkıntılı günler yaşadığına şahit olduk" diye konuştu.
 
"SOYDAŞLARIMIZIN HAKLARINI VE ULUSLARARASI HAKLARIMIZI İSTİYORUZ"
Konuşmasında geçtiğimiz günlerde yaşama veda eden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'tan büyük övgüyle söz eden Rektör Aydın, Denktaş'ın Kıbrıs ve Türkiye için büyük bir kahraman ve büyük bir devlet adamı olduğunu vurguladı. Denktaş'ın hayranlıkla izlediği bir önder olduğunu ifade eden Aydın, verdiği mücadeleyi ve yaşadığı sıkıntıları anlattı. Özellikle Annan Planı'nın referandumda oylanması sırasında ve sonrasında Denktaş'ın çok üzgün ve sıkıntılı olduğunu MEÜ Senatosu olarak gittikleri ziyarette gördüklerini aktaran Aydın, "Referandum sonucunda da görüldü ve Denktaş'ın ne kadar haklı olduğunu sonraki yaşanan olaylarda bir kere daha hepimiz gördük. Çok büyük bir politikacı ve çok büyük bir kahramandı. 'Yes be annem'ciler yüzünden kahırdan ölebilirdi. Onun götürdüğü çabayı biz şimdi bu sempozyumda bir kere daha vurgulamak, Kıbrıs'ın Türkiye için asla vazgeçilmez bir unsur olduğunu, Kıbrıs Türk topluluğunun ve Kıbrıs'ın bizim için çok önemli olduğunu bir kere daha vurgulamak istiyoruz. Biz oradaki soydaşlarımızın haklarını ve uluslararası haklarımızı istiyoruz. Başka bir şey istemiyoruz, yıllardır üzerine vurguladığımız şey bu. Ben Kıbrıs'tan bahsedildiği zaman duygusallaşıyorum. Çünkü birlikte okuduğumuz çok sevdiğim arkadaşlarım ülkelerini savunmak için mücahit adı altında Kıbrıs'a gittiler, savaştılar, birçoğu öldü. Kıbrıslı aileler içinde ölmeyen veya katliama kurban gitmeyen hemen hemen hiç kimse yoktur. Yeni nesil bunu nasıl anlayamıyor, benim hala havsalam almıyor. Kıbrıs, Türkiye Cumhuriyeti'nin onur sorunu ve biz bu sempozyumla bir adım atmak istiyoruz" ifadelerini kullandı.
 
"EKONOMİK AMBARGOLARLA KIBRIS TÜRKLERİNİ DİZE GETİRMEYE ÇALIŞIYORLAR"
Kıbrıs Türk Kültür Derneği Genel Başkanı Ahmet Göksan ise, Kıbrıs'ta verilen mücadelede Kıbrıs Türk Kültür Derneği'nin çok etkin bir rolü olduğunu belirtti. Kıbrıs'taki mücadelenin çok köklü bir mücadele olduğunu ve ilkokul öğretmeni Mehmet Remzi Okan'ın 1900'lü yılların başında gazete çıkarmasıyla başladığını anlatan Göksan, "Bizler 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'nden bize tanınan uluslararası haklarımızı yeterli kullanamadık. Dernek olarak bizler bu devletin kuruluşuna katkı verdiğimiz için bazı eksikleri gördük ve bu nedenle uluslararası alana Kıbrıs'taki uyuşmazlığı anlatmaya çalışıyoruz" şeklinde konuştu.
 
Kıbrıs'ta yaşananların, Rumların ve dünya ülkelerinin söylediği gibi sorun değil uyuşmazlık olduğuna dikkat çeken Göksan, şöyle devam etti: "Onlar sorun diyor ama bize göre Kıbrıs'ta yaşanan uyuşmazlıktır. Kıbrıs Türklerini esir alamayıp, kendi boyundurukları altına sokamadıkları için Kıbrıs'ta sorun var diyorlar. Kıbrıs'ta şu anda bizim yaşadığımız uyuşmazlıktır ve son toplantılarda da görüldüğü gibi Rumlar hiçbir şekilde anlaşmadan yana değiller. Hatta 1980'li yıllarda Yunanistan Başbakanı, AB'ye girişi Helenizm davası, yani adayı Yunanistan'a bağlama davası olarak gördüklerini açıkça söylemişti. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti'nden sonra öyle bir devlet düşünün kendi gibi olmayan, kendi gibi düşünmeyen insanlar için soykırım yapıyor. Silahla yapamadıklarını şu anda hiçbir yasal dayanağı olmayan ekonomik uygulamalarla Kıbrıs Türklerini dize getirmeye çalışıyorlar. Şu anda uyguladuktör Aydın, Denktaş'ın Kıbrıs ve Türkiye için bıkları ambargoların, izolasyonların temeli Kıbrıs Türkünü çökertmeye yönelik çalışmalardır. O nedenle bu sempozyum çalışmaları süresinde bilim insanları ile birlikte en ince ayrıntılarına kadar değerlendirme olanağımız olacak ve Kıbrıs Türklerinin uluslar arası hukuktan kaynaklanan haklarını dünyaya duyurmuş olacağız. İçinde bulunduğumuz dönem itibariyle buna çok ihtiyacımız var. Çünkü Kıbrıs'taki Rum yönetimi AB dönem başkanı olacak ve zamanlaması açısından o döneme denk gelen güzel bir tarihte Mersin'den dünyaya bir mesaj vermiş olacağız. Kıbrıs uyuşmazlığı hepimizin onurudur. Bu sempozyum da yol göstermek açısından önemli."
Toplantı, basın mensuplarının sorularının yanıtlanmasıyla sona erdi.
Editör: Barış Köksal