İl Sağlık Müdürü Çatak, 1-7 Nisan Kanser Haftası dolayısı ile yazılı bir açıklama yaptı. Kanserin, günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biri olduğuna dikkat çeken Çatak, tüm dünyada kalp ve damar hastalıklarının ardından en sık ölüme yol açan ikinci hastalığın kanser olduğunu vurguladı. Sıklığı giderek artan ve öldürücülüğü yüksek olan bu hastalığa Türkiye’de her yıl 150 bin kişinin yakalandığının tahmin edildiğini belirten Çatak, vücudun tüm doku ve organlarında görülebilen kanserin, vücudu oluşturan hücrelerin anormal ve kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucu ortaya çıkan bir hastalık olduğunu kaydetti. Açıklamasında kanserin belirtilerine de yer veren Çatak, uzun süre kapanmayan yaralar, uzun süren ses kısıklığı veya öksürük, ciltteki siğil veya benlerin hızla büyümesi ve değişiklik göstermesi, devamlı hazımsızlık ve yutkunma zorluğu, herhangi bir doku veya organda el ile hissedilebilen şişlikler ve dışkılama alışkanlığında değişikliklerin her zaman kanseri göstermemekle beraber; olası bir kanserin ilk belirtilerinde olabileceğinden bu belirtilerin varlığında vakit kaybetmeden doktora başvurulmasını istedi. Bunun yanında hızlı kilo kaybı ve iştahsızlık, sürekli ateş, idrar ve dışkıda kan gelmesi ile anormal kanamaların da kanser açısından uyarıcı olabileceğine işaret eden Çatak, en çok görülen kanser türlerini ise akciğer, meme, cilt, kolon, mide, prostat, troid, mesane, lösemi ve pankreas kanserleri olarak sıraladı. Kanserin neden olan faktörlerle ilgili de bilgi veren Çatak, dengesiz beslenme, sigara, alkol, çevresel kirlilik, besinlerdeki katkı maddeleri, uzun süre güneşe maruz kalmak, radyasyon, hepatit

gibi virüslerin yol açtığı bazı hastalıklar ve genetik yatkınlığın kanseri oluşturan başlıca nedenler olduğunun altını çizdi. Sigaranın, tüm kanserlerin 1/3’ünden sorumlu tutulduğuna vurgu yapan Çatak, “Yapılan araştırmalarda günde iki paket sigara içen bir kişinin akciğer kanserine yakalanma riskinin yüzde 80'nin üzerinde olduğu saptanmıştır. Sigara aynı zamanda böbrek, idrar kesesi, ağız boşluğu, yemek borusu, pankreas ve rahim ağzı kanserleri için de önemli bir risk faktörüdür. Kanser gelişimi için en önemli risk faktörlerinden biride genetik yatkınlıktır. Aile ve akrabalarınızda özellikle meme ve kalın bağırsak kanseri öyküsü olan kişiler kanser gelişimi açısından dikkatli olmalı ve kanser tarama testlerini düzenli olarak yaptırmalıdır. Yüksek yağ içerikli, lif yönünden fakir kanserojen katkı maddeleri içeren besinlerden zengin, tuz içeriği fazla kanser riskini artıran faktörler arasındadır” dedi.

 

“Erken tanı hayat kurtarır”

 

Kanserden korunma ve tedavide erken teşhisin önemi üzerinde duran Çatak, erken teşhis ve tedavi ile son yıllarda bu alanda yaşanan büyük gelişmeler sayesinde kanserden yüzde 48'e varan oranlarda korunma sağlanabildiğini ifade etti. Vatandaşları erken tanı konusunda uyaran Çatak, şöyle devam etti. “Kanserden korkma! Kanserde erken tanı; tedavi şansını artırır, tedaviyi kolaylaştırır, doku ve organ kaybını önler, tedavi giderlerini azaltır ve hayat kurtarır. Doğru beslenme, sigara ve alkolün bırakılması, güneş ışınlarına aşırı maruz kalmaktan kaçınma, kanser gelişim riskini önemli ölçüde azalttığı gibi, özellikle belli yaşlardan sonra düzenli olarak yapılan kanser tarama testleri de kanserin erken dönemde tanınmasını sağlayarak erken tedavi ile tamamen iyileşme şansını artırmaktadır. Kanser Teşhis için biyopsi ve patolojik tanı gereklidir. Bıçak değerse yayılır fikrine itibar edilmemelidir. Unutulmamalıdır ki günümüzde kansere yakalanan birçok hasta erken tanı ve doğru tedavi sayesinde, şu anda tamamen sağlıklı bir yaşam sürüyor.”

Editör: Barış Köksal