Av. Düzgün Tucel yazısında şu ifadelere yer verdi;
A-Şiddet Nedir?
Şiddet, güç ve baskı uygulayarak insanların bedensel veya ruhsal olarak zarar görmesine sebep olan bireysel ya da toplu hareketlerin tümüne denir. Kadına yönelik şiddet ise tehdit, dayatma ve kontrol kullanılarak, kadın üzerinde baskı ve üstünlük kurmayı amaçlamaktadır ve kadının, insan haklarını ihlal eden her türlü eylem kadına yönelik şiddet sayılmaktadır. Erkek tarafından ev içinde kadına yöneltilen şiddet, çocuklara da hem fiziksel hem de ruhsal olarak zarar vermektedir.
B-Şiddetin Türleri
Şiddet, sadece vurma, yumruklama, dövme şeklinde fiziksel bir şiddet olmayıp farklı farklı şekillerde de ortaya çıkabilmektedir. Psikolojik, cinsel, dijital, flört ve ekonomik şiddet olarak da çeşitleri vardır.
Psikolojik Şiddet: Psikolojik şiddeti tarif etmek, fiziksel şiddeti tarif etmekten daha zordur. Fiziksel şiddet, insanın bedeninde hasarlar bırakarak, “görünür” bir niteliğe sahipken psikolojik şiddet, insanın ruhunda derin yaralar açılmasına neden olan birtakım eylemlerdir. Kadını kontrol etmek, denetlemek, küçük düşürmek, aşağılamak amacıyla duygusal güç ve duygusal ihtiyaç kullanılıyorsa bunun adı psikolojik şiddettir. Psikolojik şiddetin en yaygın tezahür biçimi aşağıdaki gibidir;
-Bir kadına, kendisini suçlu hissettirmek, onunla alay etmek, küfür ve hakaret etmek,
-Bir kadının, sevgi, şefkat gibi duygusal ihtiyaçlarını karşılamamak ve bu ihtiyaçları kullanmak,
-Bir kadının, mesleğini, anneliğini, becerilerini küçümsemek ve kendine bağımlı hale getirmeye çalışmak,
-Müşterek çocukları, psikolojik baskı için bir tehdit unsuru olarak kullanmak.
Psikolojik şiddet, kimi zaman fiziksel şiddetin uyarıcısı ya da göstergesi olabilir. Bu nedenle böyle bir durumla karşı karşıya kalınması halinde mutlaka bu konuda dikkatli olunması gerekir.
Cinsel Şiddet: Cinsel şiddetin birçok türü mevcuttur. Örneğin bir kadını cinsiyeti nedeniyle aşağılamak dahi cinsel şiddettir. İstemediği halde cinsel ilişkiye zorlamak, tecavüz etmek, istemediği cinsel pozisyonlara zorlamak, istemediği zamanlarda cinsel ilişkiye zorlamak, seks işçiliği, duyusal ihtiyaçları karşılamak için cinsel birlikteliği şart koşup kadına cinsel birlikteliği görev gibi hissettirmek gibi şekillerde cinsel şiddet vukuu bulabilir. Cinsel şiddet, başlı başına bir boşanma nedeni olabileceği gibi fiziksel şiddet ile ilişkili biçimde gerçekleşmesi halinde ayrıca kanuni yollara başvurulabilecektir.
Dijital Şiddet: Gelişen teknolojik imkanlar nedeniyle kadının, dijital vasıtalarla gözetlenerek takip altına alınması durumudur. Israrlı bir şekilde cep telefonundan aramak, uygulama kullanarak kadını takip etmek, kadının telefonuna konuşmaları kaydeden bir program yüklemek gibi yöntemlerle dijital şiddet gerçekleşebilir. Dijital şiddet yoluyla elde edilen birtakım verilerin hukuka aykırı delil statüsünde olabileceği unutulmayarak, bu yolla elde edilen veriler kullanılarak şantaj yapılması durumunda Cumhuriyet Başsavcılığına başvuru hakkı doğacaktır.
Flört Şiddeti: Gençlik döneminde kurulan erkek- kadın sevgililik ilişkilerinde erkek tarafın, genç kadını kontrol etmeyi, denetlemeyi, müdahale etmeyi kendisine hak olarak görmesi şeklinde tezahür eder. Flört şiddeti, artan baskı, tehdit ve şiddet unsurlarıyla oldukça korkutucu sonuçlar doğurabilir. Daha vahim olan ise genç kadının, flört şiddeti yaşadığını fark etmeksizin bu durumu normalleştirmesi ve akabinde şiddetin daha yüksek dozlarına da tahammül eder hale gelmesidir.
Ekonomik Şiddet: Yaygın ekonomik şiddet biçimleri, kadının meslek edinmesini, çalışmasını engellemek, kariyerinde yükselmesinin önüne geçmek amacıyla kadını baskılamak, çalışması karşılığında elde ettiği parayı elinden almak ya da istediği gibi harcamasına izin vermemek, kadın çalışmıyor ise kadının maddi ihtiyaçlarını karşılamamak ya da maddi ihtiyaçları noktasında kadını denetlemek şeklindedir. 6284 sayılı kanun vasıtasıyla evlilik birliği devam ederken dahi ekonomik şiddeti ortadan kaldıracak birtakım tedbir kararları talep edilebilecektir.
Kadına karşı şiddetin her türüne karşı ve her yönüyle kapsamlı ve sürdürülebilir bir politika ile mücadele edilmesi gerekmektedir.
