Asgari ücrete yapılan ara zammın giderek artan enflasyon karşısında etkili bir çözüm olmayacağını, bu durumun hem devlete hem de işverenlere olumsuz yansımaları olacağını belirten Hakan Alaca, sürekli uygulanan zamların aşağı çekilmesinin hem asgari ücretliler için hem de işverenler için ortak payda olacağını söyledi. Alaca, “Geçtiğimiz günlerde asgari ücrete yaklaşık yüzde 30 oranında bir enflasyon farkı uygulanmak zorunda kalındı. Normal şartlarda yılda bir kez zam artışı yapılan asgari ücrete, içinde bulunduğumuz ekonomik şartlar neticesinde bir ara zam uygulamak durumu oluştu. Emekçilerimizin ellerine geçen net kazancın artırılması, şartlarının iyileştirilmesi son derece yapıcı bir durumdur. Fakat günümüz şartlarında yüksek enflasyona bakacak olursak, bana göre yapılan ara zam enflasyonun daha yüksek seviyelere çıkmasını sağlayacaktır. Eğer ki; asgari ücretle geçimini sağlayan bir vatandaşımızın yapılan zamlar neticesinde alım gücünde bir artış olmuyorsa, eskisinden daha fazla ürün satın alamıyorsa, yapılan zamlar sadece rakamlardan ibaret oluyor" diye konuştu.
Asgari ücretin artırılması yerine alım gücü artırımı yapılması ve piyasadaki zamların aşağıya çekilmesinin asgari ücretli bir çalışan için de işveren için de en iyisi olacağını vurgulayan Alacak, "Yapılan asgari ücret zammı ile birlikte ev kiralarında, bazı gıda ve temel ihtiyaç ürünlerinde kısa sürede artışlar olduğunu gördük. Bu ürünlere yapılan zamlar kısa bir süre daha artış göstermeye devam ederse asgari ücrete uygulanan yüzde 30 oranındaki zam da yaklaşık 1 ay içerisinde erimiş olacaktır ve uygulanan bu zam uzun vadeli bir rahatlamayı getirmeyecektir. Peki bu ürünlerin fiyatı neden artıyor? Sorusunu cevaplayacak olursak; Asgari ücrete yapılan zamla birlikte işveren için ekstra bir maliyet ortaya çıkıyor. İşveren bu maliyeti ortadan kaldırmak için satışını yaptığı ürüne belirli miktarda bir zam uygulaması yaparak asgari ücretin oluşturduğu zam farkını bu şekilde eritmek durumunda kalıyor. Kısacası durumun geneline bakacak olursak; bu durumdan ne asgari ücretli memnun kalıyor, ne de iş verenler… Bu noktada iki tarafında ortak isteği alım gücü artırımı sağlanması oluyor” şeklinde konuştu.

"Sadece devletin değil, hepimizin ortak sorumluluğudur"
Türkiye’de yaşanan enflasyon artışı ve bu durumun çözümü noktasında herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini söyleyen Alaca, bu noktada devletin yalnız bırakılmaması ve el birliği içerisinde çözüm odaklı çalışmaların hayata geçirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Alım gücünün artırılması için yapılacak çalışmalar için herkesin elini taşın altına koyması gerektiği inancındayım. Bu tek başına devletin üstleneceği veya tek başına vatandaşın üstlenebileceği bir durum değildir. Bütüncül bir yaklaşımla, ciddi bir politika çizelgesi oluşturulup bu çizelgenin oluşturduğu olumlu ve olumsuz yönleri elekten geçirilip ortak akılın oluşturduğu birliktelik ruhu ile devletin, kurumların, Oda ve STK’ların, üst düzey şirketlerin, devasa holdinglerin yönetim kurulu başkanlarının oluşturduğu bir konsorsiyuma ihtiyacımız var. Bizim ülkemizde ciddi şirketler yöneten sanayicilerimiz ve iş insanlarımız var. Bu kişilerin fikirleri büyük önem taşıyor, çünkü çok büyük bir yapıyı yönetebiliyorlar. Bu noktada bu konsorsiyuma bu isimlerin de dahil edilmesi fikir birliği noktasında önemli olacaktır. Ben bir iş dünyası mensubu olarak bu işin içinden ancak el birliği ile çıkabileceğimize inanıyorum. Dediğim gibi bu sadece devletin üstleneceği bir sorumluluk değil, hepimizin ortak sorumluluğu olmalıdır. Eğer bizler ekmeğimizi bu ülkeden kazanıyorsak, ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntılı süreci de göğüslemekten kaçmamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Editör: Barış Köksal