2018 yılının Mart ayında konkordato ilan eden Özel Mersin Ortadoğu Hastanesi, konkordato sürecinde gelinen son durum hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Sosyal Güvenlik Kurumu’na ve Vergi Dairesi’ne olan borçlarını ödeyemediğinden kaynaklı konkordato iptaliyle karşı karşıya kaldıklarını belirten Özel Mersin Ortadoğu Hastanesi Yönetim Kurulu eski Başkanı Dr. Engin Şahin, 154 firmanın oy kullandığı konkordatoda 143 firmanın evet oyunu aldıklarını belirterek, “143 firmanın bizlerin ayakta durabilmesi adına verdikleri evet oyu bize olan güvenin göstergesidir dedi.

Dr. Engin Şahin yaşadıkları sıkıntılı süreci şu şekilde anlattı ; “Ortadoğu Hastanesi olarak şehrimizde A Grubu, 220 yataklı hastane olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz.324 personel istihdamı sağlıyoruz. Bünyemizde 56 hekim yer alıyor. Bu hekimlerden 16 tanesi akademik kadromuzda. Şehrimizin de bildiği üzere 2018’in Mart ayından itibaren konkordato süreci yaşıyoruz. Konkordatoya ilk başvuran firmayız. Konkordato kanunu istihdamı korumak amacıyla çıkarıldı. Bu kanunun özünde konkordatoya başvuran firma; alacaklılarıyla otursun, anlaşsın diyor. Tabi bu anlaşmayı sağlarken belli bir yüzde dilimi yakalamak gerekiyor. Bu kanun süreci içerisinde bizler, Mersin Ortadoğu Hastanesi olarak 154 firmanın oy kullandığı bir konkordatoda 143 firmanın evet oyunu aldık. Bizlerle çalışan firmalar bazında anlaştık. Kanunun bir diğer boyutu da bankalar konusu. Bankalar konusunda da devlet bankalarıyla yapılandırma sürecine girdik. Gayet yapıcı bir şekilde anlaştık. Bu arada çıkarılan kanunun 6183 amme alacaklarının durdurulması, bu esnaf kendini düzeltene kadar herhangi bir dokunulma olmayacağı yazmaktadır.  Zorlu bir süreç içerisindeyken Sosyal Güvenlik primlerini aksattık. 9 Eylül 2019 tarihinde 1 yıllık geçici süre bittikten sonra 6 aylık bir süre daha aldık. Oylamamızı yaptık. Bankalarla protokollerimizi sunduk.  Ne yazık ki çok acı bir şekilde Sosyal Güvenlik Kurumu’na ve Vergi Dairesi’ne olan borçlarımızı ödeyemediğimizden kaynaklı konkordato iptaliyle karşı karşıya kaldık. Hastanemizin iflası istendi. Hükümet tarafından iyi niyetle çıkarılan bu kanunda amme alacaklarının durdurulması yazmasına rağmen hastanenin iflası istendi. Konkordatonun iptal edilmesi için çok büyük bir çaba sarf ettiler. Netice itibariyle 8 Ekim 2019 tarihinde vade konkordatosu reddedildi. Bölge adliye  mahkemesinde istinaf yoluna gidildi. 154 esnaf arkadaşımızın 143’ünün bizlerin ayakta durabilmesi adına vermiş oldukları evet oyu bizlere olan güvenlerini göstermektedir. Benim için esnaf arkadaşlarım ve her şeyden önce personelimin tazminatlarını ödemek en büyük namus borcu. Bütün çabam ve gayretim bunun üzerine. Vergi Dairesi ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tutumunun süreci bu noktaya getirdiğine inanıyoruz. Mersin Ortadoğu Hastanesi 2016 darbesinden sonrasında bile yatırım yapmaktan vazgeçmedi. 100 yataklı olan hastaneyi 220 yataklı hale getirmek istedi. Bunların hepsi Sağlık Bakanlığı’nın ön izniyle gerçekleşti. 2017 Eylül ayından bu yana herhangi bir ön izin alamadık. 3.katta yer alan 23 yataklı Yeni Doğum Yoğun Bakımı servisimiz doktor alımı için izin verilmediği için boşta duruyor. Bizim amacımız, konkordatoyu ilan ederken  Ortadoğu Hastanesi yaşayacak, istihdamı sağlayacak. Personelinin ödemesini yapacak. Alacaklı olan herkesin alacağını ödeyecekti. Bunu başarabilecek kapasitede olduğumuz için biz bunu yaptık. Buna emin olmamış olsam  bu kadar mücadele etmezdim. Konkordato süresinde bile 16 hekim arkadaşımız akademi kadromuzda çalışmaya devam ettiler.  Bunlar sadece ücretle olacak işler değil. Onların bize olan inancından kaynaklı bir şey. Yoksa hepsi kendi alanında isim edinen insanlar. Çok rahat bir şekilde başka hastanelerde çalışabilirler. Sağlık Bakanlığımız’ın bizlerin bu feryadını duyması gerekiyor. Bu yatırımların ruhsata ve izinlere dönüşmesi gerekiyor. Ortadoğu Hastanesi 5 bin kişilik bir konuyu ilgilendiriyor. Ortadoğu Hastanesi iflas ettiği zaman 200 esnafımız sıkıntıya düşecek. Personelimiz ve çevre esnaf arkadaşımız sıkıntıya düşecek. 2 bir Doğuş Hastanesi vakası olmasın. Ortadoğu Hastanesi iflas ettiği zaman buranın satılmasıyla gelecek parayla esnafın, personelin parası hemen ödenmiyor. Daha önce bunu kapanan hastaneyle gördük. Hastanenin kapanmasının üzerinden kaç yıl geçmesine rağmen hala ödeme yapılmadı. Sağlık turizmi açısından önemli geri dönüşler alıyoruz. Bugün konkordato ilan ettiğimiz için reklam konusunda teşvik alamıyoruz. Buna rağmen biz kendi gücümüzle reklamımızı yapıyoruz. Çevre ülkeler sağlık konusunda bizden 50 yıl gerideler. Çevre ülkeler sağlık yatırımı üzerine yöneldiler. Ülkemize sağlık yatırımıyla gelen her döviz kendi öz sermayemizdi. Bugün konkordato tasdik edildiği takdirde bizler Sosyal Güvenlik Kurumu’na ve Vergi Dairesi’ne olan borcumuzu ödeyecektik. Bizler bu borcu ödemeyeceğiz demiyoruz. Sosyal Güvenlik Kurumu ve Vergi Dairesi’ne olan borcumuzu ödeyeceğiz. Bu tartışılamaz bir gerçek. SGK ve Vergi Dairesi’nin hastanenin iflasını istemelerinin ardından bu hastane iflas ettiği zaman 154 esnafın alacağı ne olacak? Personelimin tazminatı ne olacak?”

Editör: Barış Köksal