Demirtaş, beraberinde Adana Milletvekili Murat Bozlak ve Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ile birlikte geldiği Mersin'de, partisinin siyaset akademisinde eğitim gören kursiyerlerin sertifika törenine katıldı. Demirtaş, burada yaptığı konuşmada, uzun süredir siyaset akademileriyle ilgili parti genel merkezi olarak yoğun çalışma yürüttüklerini ve bu aşamada büyük sıkıntılar yaşadıklarını söyledi. Tüm bu sıkıntılara rağmen Türkiye genelinde 12 siyaset akademisi kurmayı başardıklarını kaydeden Demirtaş, bu rakamın kendileri açısından küçümsenmeyecek bir rakam olduğunu belirtti. Siyaset akademilerinin stratejik bir çalışma olduğunu vurgulayan Demirtaş, "Bu çalışma zaman zaman engellerle karşılaştı ama kesintisiz bir şekilde bütün akademilerimiz, Türkiye'de demokratik siyasetin nasıl olması gerektiği yönünde örnek bir çalışma yürüttü ve yürütmeye devam ediyor" diye konuştu.
 
Türkiye'nin her yerinde BDP'nin siyaset akademisi açması gerektiğine işaret eden Demirtaş, şöyle devam etti:  "Her yere demokratik siyaset anlayışımızı ve bununla birlikte demokratik eğitim anlayışımızı taşımamız gerekiyor. Çünkü biliyoruz ki, bu akademilerde karşılıklı bir birbirine bilgi aktarımı, deneyim aktarımı süreci var. Burada bir öğretmenin tek başına karşısındakilere ahkam kesme durumu yok. Klasik eğitim anlayışı yerine demokratik platformda herkesin düşüncesini, deneyimlerini karşılıklı olarak paylaştığı bir eğitim süreci var. Bu Türkiye'deki milli eğitim anlayışına uymuyor, doğrudur. Zaten sadece Türkiye'deki milli eğitim anlayışı ve sistemi ile eğitimi kabul etmiş olsa, her halde Türkiye'de hiç kimse ilkokul, ortaokul düzeyinin üstüne çıkamaz. Çünkü okullarda verilen eğitim anlayışı bilimsellikten uzak, objektiflikten uzaktır, özgür düşünceyi geliştiren bir sistem değildir. Bu nedenle biz buralarda model olarak da bir eğitim sistemi geliştirmek istiyoruz."
 
Bu siyaset akademilerinden rahatsız olanların olduğunu, Türkiye'deki akademilerin önemli bir kısmının İçişleri Bakanlığı'nın emri ile basıldığını ve burada sanki illegal faaliyet yürütülüyormuş gibi bazı kişilerin gözaltına alındığını öne süren Demirtaş, "Bu baskılar, özellikle akademisyenlerin ve gençlerin akademimize olan ilgisini arttırdı. Çünkü burada gerçekten özgür bir tartışma platformu geliştirilmek isteniyor ve hükümet buna müdahale ediyor. Bu nedenle 700'den fazla akademisyen ve eğitimci, akademimizde gönüllü olarak ders vermek için başvuru yaptı ve şu anda ders veriyorlar. Halkımız da bu akademiyi sahiplendi. Başbakan kendi ağzı ile birçok toplantıda bu akademileri suç örgütü gibi göstermeye çalıştı. Efendim 'akademilerin isimlerine terörist isimleri verilmiş' dedi. Kimdi bunlar Musa Anter, ya da Muğla'da polis tarafından öldürülen üniversite öğrencisi Şerzan Kurt'un ismi idi. Başbakan ve AK Parti sözcülerinin, hükümet temsilcilerinin bütün saldırılarına rağmen BDP akademileri ayaktadır.
 
Biz bu akademileri, daha da güçlenmesi ve yayılması gereken bir çalışma olarak görüyoruz. Özellikle gençlerin ve çocukların bu akademilerden azami ölçüde faydalanması lazım. Çünkü biz kendini geliştirmeyen, dünyayı doğru okuyamayan, siyaseti doğru okuyamayan bir gençliğin kendine de halkına da bir yararı olmadığını görüyoruz. Biz burada her şeyi özgürce tartışıyoruz. Biz özgürlüğe, düşünce özgürlüğüne ve insan beynine kelepçe vurulmasını kabul etmiyoruz" dedi.
 
"BURALAR 'İNKILAP TARİHİ' DİYE UYDURUK BİR TARİH KİTABINI TARTIŞAK İÇİN KURULMUŞ AKADEMİLER DEĞİLDİR"
Bu akademilerde resmi ideolojiyi, bununla birlikte resmi ideolojinin tehlikelerini, resmi tarihin yanlışlarını tartışmak zorunda olduklarını ifade eden Selahattin Demirtaş, şöyle devam etti: "Eğer bu akademilerde gerçekten de dünya ve Türkiye siyasetini anlamak ve öğrenmek istiyorsak, bütün başlıkları tartışmak zorundayız. Deniyor ki 'bu akademilerde KCK tartışılıyormuş.' KCK nedir ne değildir, bunu tartışmadan siyaseti anlayamazsınız. Öcalan'ın düşünceleri tartışılmadan, anlaşılmadan siyaseti okuyamazsınız. Bu nedenle biz Başbakan'ın söylediklerini de tartışırız, Öcalan'ın söylediklerini de tartışırız. CHP'yi de tartışırız, MHP'yi de tartışırız, onun dışındaki siyasetleri, kim ne söylemiş bütün bunları tartışırız. Bunlara karşı bir suçmuş gibi davranıp operasyon yapmak suçtur aslında. Bizim akademilerimiz 'İnkılap Tarihi' diye uyduruk bir tarih kitabını tartışmak için kurulmuş akademiler değildir. Gerçek tarih neyse, objektif olarak burada onlar tartışılıyor. Bu nedenle akademilerimize hiç kimse bundan sonra bu şekilde ciddiyetsiz bir yaklaşım göstermemelidir. Buradaki tartışmalar özgür düşünce platformlarıdır."
 
Bugüne kadar en büyük eksikliklerinin, nitelik sıçraması yapamamış olmaları olduğunu dile getiren Demirtaş, "Nice olarak çok büyük kitlelere ulaşan bir partiyiz ama aynı oranda ve aynı hızda nitel sıçramayı yapamadık. Bu genel merkez olarak öncelikle bizim eksiğimizdir. Baskılar bahane olmamalı, bütün bunlara rağmen gençliğimiz özellikle kadınlarımız nitel olarak kendini çok iyi yetiştirmeli, donanımlı birer siyasetçi olmalıdırlar" diye konuştu.
Konuşmaların ardından Demirtaş ve beraberindeki milletvekilleri, siyaset akademisinde eğitim gören kursiyerlere sertifikalarını verdi.
Editör: Barış Köksal