Mersin'de MHP'nin çeşitli kademelerinde görev alan Gezer, bazı partililerle birlikte düzenlediği basın toplantısında, partisinin Mersin'deki durumunu değerlendirerek, yapılacak olan kongrede aday olduğunu açıkladı. 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan genel seçimlerde ortaya çıkan sonucu değerlendirip, Atatürk'ün 'Mersinliler Mersin'e sahip çıkınız' vasiyetini düstur edinerek 'Mersin'i Sahiplenme Hareketi' adı altında bir çalışma başlattıklarını hatırlatan Gezer, bu çalışma kapsamında önemli bir mesafe kat ettiklerini söyledi.
 
MHP'ye güç veren, destek veren, nefes veren, 2002 yılından bu yana yapılan tüm seçimlerde AK Parti'ye 'dur' diyen illerin en başında Mersin'in geldiğini savunan Gezer, bu gün itibari ile MHP'nin, Mersin'deki tüm ilçe kongrelerini tamamladığını ve il kongresi için geri sayımın başladığını hatırlattı. Bu vesileyle MHP İl Başkanlığına aday olduğunu yineleyen Gezer, MHP için Mersin'de artık tehlike çanlarının çalmaya başladığını belirterek, "Artık acz içerisine düşmüş, bırakın geleceği, mevcudu bile okuyamayan, anlayamayan bir yönetim anlayışı var" diye konuştu.
 
2009 yılı Temmuz ayında yapılan, 9. Mersin İl Kongresi'nde, Mersinlilerin mevcut İl Başkanı Mahmut Tat'a göstermiş olduğu 'sarı kart'ın anlamını, ne Tat'ın ne de yönetiminin anlayamadığını ifade eden Gezer, şöyle devam etti; " Halkımız, 2009 yerel seçimlerinde MHP il yönetimine 28 belediye başkanlığı, 24 il genel meclisi üyeliği ve 285 bin oy vererek Mersin'de MHP'ye birincilik hediye etmiş, sonrasında yapılan 9. il kongresinde ise, genel başkanımızın gelmiş olmasına rağmen, Mahmut Tat'ın görevi bırakmasını sağlamak ve değişim mesajı vermek adına 2 bin kişilik salonun yarısını boş bırakmış ve Sayın Tat'a 'sarı kart' göstermişti. Ancak Tat ve yönetimi bunları anlamadığı gibi tabiri caizse uyumaya devam ettiler ve büyük kongrede Mersin'i temsil edecek bir tek MYK üyesi bile veremediler."
12 Haziran 2011 seçimlerinde Mersinlilerin bu defa sarı kartı anlayamayanlara 'kırmızı kart' gösterdiğini ve Mersin'de yüzde 32 ile birinci parti yaptığı MHP'yi, yüzde 23 oy oranı ile 3. parti yaptığını kaydeden Gezer, "Yani partimiz bir anda yüzde 28 küçüldü. Ama Sayın Tat, durumu anlamamakta ısrara devam etti ve başarısızlığı milletvekili sıralamalarına, milletvekillerine buldu. Bu eleştirisinde bile, bilerek ya da bilmeyerek, direkt olarak genel başkanı hedef aldığının farkına varamadı. Sayın Tat, farkına varamasa da artık gerek tabanda ve ülkücü hareketin vicdanında, gerekse genel merkez nezdinde inanılırlığını, güvenilirliğini kaybetmiştir. Bunun son örneğini 12 Haziran 2011 seçimlerin de Mersin'deki tüm ilçe ve beldelerdekinden farklı olarak MHP'nin 1. parti olduğu tek beldenin belediye başkanını, adeta cezalandırırcasına, niye çalıştın ki dercesine, partiden kesin ihraç talebi ile merkez disiplin kuruluna sevk etti ve bu karar bu güven kaybının bir neticesi olarak genel merkezden geri döndü. Genel merkezimiz bir anlamda hırpalanan, cezalandırılmak istenen belediye başkanımızın itibarını iade etti" dedi.
 
Tüm bu yaşananlar ve benzer durumlardan dolayı bu göreve talip olduklarını vurgulayan Gezer, seçilmesi halinde öpülmedik el, girilmedik gönül, kucaklanmadık bir tek dava arkadaşını bırakmayacağını dile getirerek, "Hizmet dönemimizde partimiz kendi hizmet binasına kavuşacak, yapılacak ilk seçimlerde hedefimiz en az 300 bin oy almak olacaktır. Aksi takdirde, aynı gece görevi bırakacağımızdan ve ardımızdan gelenlerin yolunu açacağımızdan tüm dava arkadaşlarımız emin olmalıdır. 'Arap baharı' olarak adlandırılan olayların Arap ülkelerine getiremediği demokrasiyi, huzuru, barışı, refahı, arkadaşlarım ile birlikte Mersin'den başlatacağımız 'Bozkurt baharı' ile dalga dalga tüm Türkiye'ye yayılmasını sağlayacağız" diye konuştu.
 
Açıklamasında 'Büyük Ortadoğu Projesi'ni de eleştiren Aytur Gezer, BOP kapsamında Irak'ın üçe bölündüğünü ve son Amerikan askerlerinin de yakın zamanda Irak'tan çekildiğini hatırlatarak şöyle devam etti; "Sonrasında ABD ve AB'nin desteklediği 'Arap baharı' gibi iddialı isimler verilen ayaklanmalar ile Tunus, Mısır ve Libya'da mevcut hükümetler devrilmiş, ancak onların yerine müesses bir nizam tesis edilememiş, BOP'un en stratejik coğrafyası olan Kuzey Afrika'nın tamamına kargaşa hakim olmuştur. Projenin ambalajlı tarafı böyleyken, petrol paylaşım projeleri hızla uygulamaya geçirilmiş, bu konuda herhangi bir kargaşa ve aksama olmamıştır. Maalesef 'Arap baharı' diyerek olayları alkışlayanlar arasında Türkiye'de bulunmaktadır. Dün Mısır, Libya ve Tunus, yarın Suriye, Lübnan ve Irak. Sonra da İran ve Türkiye olacaktır."
Editör: Barış Köksal