Euro 2000 döneminde Mustafa Denizli'nin Milli Takım'ın başarısızlığını isteyenleri belirtmek için söylediği 'İçimizdeki İrlandalılar' deyiminin günümüzde halen 'cuk' diye oturduğu yerler var.!

Mersin İdmanyurdu'nun içerisinde bulunduğu durum da bunlara bir örnek olabilir.!

Takım ligde oldukça başarılı gidiyor, yönetimin 'seçtiği' teknik heyet ve futbolcular, bir maç eksik ve 6 puan geriden liderin ensesinde..

Durum böyle iken genel kurula gidilmek zorunda kalınıyor; mevcut yönetim kurulu işlevini tamamlamış, heyecanını yitirmiş.. Tabi her genel kurul öncesinde olduğu gibi yine kulisler yapılıyor, 'acaba tekrar başkan olabilir miyim.?' diyenler sahneye çıkıyor.. Basın mensupları ile toplantılar, camia üzerindeki etki sahipleri ile toplantılar..

Sonuç her zaman olduğu gibi fiyasko tabi.!

Mersin İdmanyurdu Genel Kurulu yapılıyor.. Hamit İzol'un desteğini alabilmek için 'İzol Onursal Başkan' ilan ediliyor.. Başkan Ali Kahramanlı görevine devam ediyor.. Sabri Tekli, Mert Hazar, Ahmet Polat ve Nuh Yüksel Güngör gibi başarılı işadamları takviye olarak alınırken; Senan İdin, Mustafa Ağaoğlu, Şerafettin Kadıoğlu, Abdi Kurt ve Nafiz deniz gibi isimler de yönetimdeki görevlerine devam ediyorlar..

Hemen ardından gelen galibiyetler ve Şeytanlar Grubu'nun kenti bayraklar ile süslemesi ile Mersin İdmanyurdu yönetimi gereğini yapıyor.! Kısacası kenti şampiyonluk havasına sokuyor.. Takımın halen bir maç eksiği var.. Kendi maçlarımızı kazanırken üsttekilerin de puan kaybetmesini bekleyeceğiz..

Ama yapılması gereken en önemli şey 'kenetlenmek'..

Mersin İdmanyurdu'nun bu kente nasıl büyük bir ölçüde katkı sağladığını unutmamak.!

Ve bir de sağduyu çağrısı; kimse 'içimizdeki İrlandalılar'ın kirli oyunlarına gelmesin.! Mersin İdmanyurdu kimsenin tapulu malı değil; üzerinde oyunlar oynanacak, kişisel ihtiraslara kurban edilecek bir kurum hiç değil.! Bu takım hepimizin takımı ve şamiyonluk yolunda buna engel olmak isteyenler 'bu büyük taraftarın' altında ezilirler.!

Herkes aklını başına alsın.!